Sizi sıkmak istemiyorum ama bilgilendirme adına bunları yazmaya mecbur kaldım.. Aslında okumanızı da isterim tümüyle.. Çünkü vereceğim bilgiler önemli.. Biliyorsunuz, bu şehirde Kent Konseyi denilince akla ilk gelen isimlerden birileri olarak Necati Binici ile ben telaffuz ediliyorduk.. Haliyle konuyu derinlemesine bilmeyenler, Gaziantep Kent Konseyinin yetkili isimlerinin biz olduğunu düşünüyordu.. Hassas konu olduğu için fazla bir şey yazamıyordum aylardır. Çünkü ortada 2 senedir toplanamayan bir konsey vardı, üstelik işlerliğini yitirmişti. Defalarca Sayın Fatma Şahin’e söylesek de, mevcut konseyi aktif ve işler hale getirmedi. Üstelik 31 Mart yerel seçiminden sonra en geç 3 ay içinde kongresinin yapılması lazımdı onu da yapmadı. Baktığınızda konsey var ama yasalara göre attığı her adım, harcadığı her kuruş yasalara aykırı.. Bunu en iyi Sayın Sıtkı Severoğlu, İrfan Demirci, Hulusi Kalender ve Fikret Tural bilir.. Bunlara ilaveten Necati Binici mevcut yürütmede muhasip olarak görev yaptığından sürekli uyarıyordu ama dinleyen olmadı tabii..Bir kere hemen belirtmem gerekir, ben sadece geçmiş dönemde yürütme kurulu üyesi olmam hasebiyle Gaziantep Kent Konseyi üyesiyim. Tüm icraatları, faaliyet ve çalışmalarıyla ilgim ve bağım yok.. Görevim bir üst kurul olan Türkiye Kent konseylerinde basın danışmanlığı yapmak. Haliyle Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde düzenlenen bölgesel veya Türkiye geneli toplantılarına katılmak. Senede bir kez dönem başkanlığı değişiyor. Son derece demokratik bir yapısı var.. İnanın çok büyük işler başarıyor Türkiye Kent Konseyleri Birliği.. Takdire değer başarılar sağlıyor birlik yürütme kurulumuz, akademik kurul ve danışmanlarımız.. TESEV ve bir dönem Sayın Fatma Şahin’in de başkanlığını yaptığı UCLG MEWA ile birlikte hareket ediliyor.. Projeler üretiyor.. Bu çalışmalar hükümetin de dikkatini çekiyor ve üst düzey seviyede ortak işbirlikleri yapıyoruz.. Necati Binici, ayrıca bu birliğin dernek başkanlığını da yapıyor.. Ama Türkiye’de herkesin takdir ettiği, kent konseylerinin tarihini yazacak kadar nitelikli o Necati Binici’den, Gaziantep Kent Konseyi olarak yararlanmak istemediler bu son genel kurulda..BÖYLE GENEL KURULU HİÇ BİR YERDE GÖRMEDİMGüya seçim yapıldı ama seçim olmadı.. Sandık kurulu seçildi ama sandık konulmadı. Genel kurula gelen üyelere yönetim listesi dağıtılmadı. Zaten öncesi tam bir faciaydı. ilk genel kurul için 4 gün önce cep telefonlarıyla mesaj yazıldı 17 Eylül'de seçim var diye.. Sonra hatalarını anladılar 10 gün sonraya attılar. Bu kez yasalar gereği üyelere yazılı gündem belirten davetli çağrı yapılmalıydı onu da yapmadılar.. Divan başkanı dururken sunucu çıktı ve oylama yaptırdı çabucak okunan isim listesini.. Yani Türkiye’yi gezen ve tüm genel kurullarda bulunan birisi olarak böylesine baştan savma, böylesine usullere aykırı genel kurulu ilk kez gördüğümü söylemeliyim.. En üzüldüğüm şey ise, adeta atanmış olarak değerlendirilen listede ismi bulunanların çoğu, arkadaşım dostum, kardeşim dediklerimin olmasıydı.. Bu şehrin sorunlarını açıkça dile getiren eleştiren isimler yani.. Nasıl bu kadar yanlışın içinde olabilirler, göz yumarlar, apar topar seçime ses çıkarmazlar ona da anlam veremediğimi belirtmek zorundayım.. Hele ki sevgili kardeşim Samet Bayrak.. O ki Asım Güzelbey döneminde hazır liste dağıtılıp listeyi onaylatmak isteyen başkana karşı çıkan ve “böyle dayatma seçim olmaz, isteyen herkes aday olabilmeli” diyerek seçimi yenileten ve hazır listeyi deldirip başka isimlerin girmesini sağlayan bir kardeşimiz.. Bu seçimde ise sadece Özgür Akıl aday olabilirmiyim dedi, divan başkanı sevgili Mustafa Geylani abimiz, bunu bilmiyorum ama zaten oylama yapıldı diyerek isteği geri çevirdi..KAMİL GEREÇCİ'NİN DEMOKRASİ DERSİİşte bu satırları yazarken Bodrum’da bulunan Gaziantep aşığı değerli Kamil Gereçci’den bir mail geldi.. Kamil Gereçci’yi bilirsiniz mutlaka.. Hani şu Kamil Ocak stadının yıkılması kararından sonra buraya cami yaptıracağını söyleyen Abdülkadir Konukoğlu’na çıkıp, “Ben kendim büyüklerim adına okul ve cami yaptırdım. Ancak camiyi kendi mülkümüze yaptırdık. Mevcut stadın yeri kamu arazisi, yani hepimizin malı. Kamil Ocak’ın yeri 80 milyon nüfusun hakkı olan bir yer. Doğudaki bir çobanın da batıda birinin de burada payı var. Adam başı 6 cm düşüyor. Orada benim de 6 cm hakkım var, Abdülkadir beyin de 6 cm hakkı var. Cami konusu enteresan bir konu. Biz camiye karşı değiliz. Ancak ben burada cami yapılmasına rıza göstermiyorum. 6 cm hakkımı vermiyorum. Her iki cihanda rıza göstermiyorum” diyen, daha sonra, Abdülkadir Konukoğlu’nun espri yaparak “ağam senin 6 santimetre karelik yerini satın almak istiyorum” demesine karşılık, “benim satılık yerim yok” diye seslenen bir kişidir Sayın Kamil Gereçci..Gelin Sayın Gereçci’nin bu mailini birlikte okuyalım:Sn. Özekşi,Kent Konseyi seçimleri, pardon atamaları kentimiz için hayırlı uğurlu olsun...Yasa yapıcılar, ki kent konseyi yasası parlementer sistem zamanında çıkarılmış bir yasadır, yasa gerekçelerinde ideal gerekçelerini ortaya koyarlar ve bu yasaları toplum yararı gözeterek çıkarırlar.Bir yasayı çıkaranlar genellikle bunu uygulayacak kesimin bireyler olduğunu ve uygulamanın genelde bireylerin uygulama bakışına kaldığını hep gözardı ederler.. Kent Konseyi yasasının ana gerekçesinin temelinde, sivil toplumun kent sorunları konusunda görüşlerinin alınması, bu görüşlerin serbest olarak tartışılacağı bir zeminin oluşturulması, bu zeminde oluşan fikir ve önerilerin yerel yönetimler tarafından tabiiki istişari mahiyette değerlendirilmesi ve belki de en önemlisi sistemimizin vazgeçilmesi olan DEMOKRATİK Katılım'ın teşvik edilip güçlendirilmesi vardır..Bu çerçeve ışığında;Gaziantep Kent Konseyi icra kurulu seçimlerini değerlendirdiğimizde,1. İcra Kurulu na seçilen ve büyük çoğunluğunu yakından tanıdığım arkadaşlar, kendi bireysel çalışmalarında, toplumsal çalışmalarını kastediyorum, son derece başarılı arkadaşlardır ve bu görevi bihakkın yerine getireceklerine inancım tamdır.2. Burada dikkati çeken husus bu elit grubun seçilme yöntemidir.Kent Konseyi icra kurulu, Sn. Belediye Başkanımızın danışma kurulu değildir.Böyle bir danışma kurulu olsa idi, Sn. Başkan ve diğer resmi ve gayrıresmi fikir arkadaşları tarafından atanması kadar doğal bir durum olmazdı.Ancak Kent Konsey İcra kurulu kentin bir üst gözlem kurulu işlevindedir ve gerekirse kent icraatlarını eleştirel ve aynı zamanda yol gösterici mahiyette vede demokratik bir değerlendirme kurumudur.3. Tabii bu demokratik kurumun kendi içsel seçimleri de demokratik ve topluma yol gösterici olmalıdır.Örneğin;250 civarındaki Genel Kurul üye listeleri önceden ilan edilmeli, bu liste içerisinden aday olacaklara çağrı yapılmalı, hatta bizim insanımızın genel yapısı gereği arzu eden ama aday olmaktan çekinen insanlar teşvik edilmeli, aday olanlar için alfabetik sıraya göre seçmen pusulası hazırlanmalı ve genel kurul üyeleri bu liste üzerinden tercihlerini yapabilmeli ve gizli oy açık tasnif yöntemi ile seçim sonuçlandırılmalı idi.Bu tarz bir kent konseyi seçimi 2 dönem önce o zamanki Sn. Belediye Başkanımızın şimdikine benzer bir yaklaşımına rağmen genel kurul salonunda hatta ne kadar ilginçtir ki, şimdi Kent Konseyi Başkanı seçilen değerli dostum ve dava arkadaşım Dr. Samet Bayrak'ın yerinde uyarısı ile gerçekleşmiş ve bir demokrasi dersi verilmişti.
Böyle bir tercihin uygulanmasının, aynı zamanda seçilen arkadaşlarımıza da haksızlık olduğu kanısındayım.
Eminim ki demokratik bir seçimde aynı arkadaşlarım fire vermeden seçililerdi.
Çünkü demokrasi yerel yönetimlerden başlar, veya bitirilebilir..
Gaziantepli Kamil Gereçci... 28 Eylül 2019 BodrumKENT KONSEYLERİ SİVİL DANIŞMA MEKANİZMASIDIRSevgili arkadaşlar.. Bir konu hakkında sizleri ayrıca bilgilendirmek istiyor ve TKK Birliği Çanakkale temsilcisi Saim Yavuz Kardeşimizin kent konseyleri ile belediyeler arasındaki ilişki bağını anlatan değerlendirmesini paylaşmak istiyorum. Belediye ile Kent Konseyi arasındaki ilişkiyi anlamak:Belediye, yerel halka hizmet için vardır. Hizmet sürecinde kararlarını Belediye Meclisi, Encümen ve Başkan verir. Yani; kendi karar organlarıyla ve kendi sorumlulukları kapsamında karar verir ve yerine getirir.
Kent Konseyi, yerele dair verilecek kararlara yerel halkın da katılmasını sağlamak için vardır.
Kent Konseyi bu görevi yerine getirirken kararlarını Genel Kurul, Yürütme Kurulu ve Başkanıyla alır ve kendi karar organlarıyla kendi görev ve sorumluluğu kapsamında aldığı kararı, kentin kararına dönüşmesi için Belediye meclisine sunar.Bu ilişkinin anlattığı şudur: Belediye halka hizmet ederken, Kent Konseyi belediyeye; "hizmeti yaparken şuna şuna dikkat et, şu önerileri de kayda al" katkısını yapar. İlişkinin kapsamı budur. Şimdi; "para veriyorum" gerekçesiyle belediyelerin kent konseylerinin üzerindeki vesayeti nedir? Bir vesayet olacaksa, yani "parayı veren düdüğü çalacaksa" onun halka ait olması gerekmez mi? (Paranın tamamını çünkü halk veriyor.)
Özetle, belediye nasıl ki, kendi organlarıyla karar veriyorsa bırakın lütfen kent konseyleri de kendi kararlarını kendi versin. Kent Konseyi genel kurullarında belediye başkanın diğer temsiliyetlerde de olduğu gibi (vali ve partilerin de aynen öyledir) bir oy hakkı ve kent konseyi çalışmalarına sonsuz katılım imkânı vardır. Belediye, valilik ve partiler; başka işlerle uğraşmasın lütfen. Kent Konseyini kente bıraksınlar. Bırakırlarsa, kent konseylerinin kendileri için de çok yararlı olduğunu o zaman göreceklerdir. Çünkü; bedavadan, gönüllü olarak kentine hizmet etmek isteyen; kimseyi ayırt etmeden herkes için çalışan ve çalışacak olan o kadar çok "enayi" var ki.. Yasa koyucu Kent Konseylerinin varoluşunu şöyle gerekçelendiriyor: "Kent Konseyi sivil bir danışma forumu ve mekanizmasıdır."HEPİNİZE İYİ HAFTALAR