Adı sanal olan bu alemin aslında sanal olmadığını, etten kemikten insanlarca kullanıldığını unutmamakta fayda var. Tüm dünyada sosyal medyanın etkileşim gücü her geçen gün artıyor. Sosyal medyanın gücü arttıkça bu platformda yer alan kullanıcıların sayısında her geçen gün büyük katılımlar söz konusu. Bir twitter yüzünden hayatı kararan insanlar olduğu bir mesajla hastasına ilik ya da kan gurubuna ulaşanlar insanlar var. Bir okuyucumuz da sosyal medyadaki bazı uygulamalardan oldukça rahatsız olmuş ki, bize yaşadığı nezaketsizlikleri içeren bir mektup göndermiş. Mektubu noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum:

‘Sözüm, kural, kaide, edep, görgü bilmeyen sosyal medya kullanıcılarına. Lütfen, insanları teklifsizce bir gruba eklemek sevdasından vazgeçin! Biriyle yazışmaya başlarken ‘sen’ yerine ‘siz’ diye hitap edin. Nezaket kurallarını unutmayın. ‘Dürtmek’ de ne demek? Bu ne münasebetsizcebir iletişim kurma biçimi. Mankenlik ya da dizi oyuncusu ajansına başvuru fotoğrafı gibi fotoğraflarınızı yayınlıyorsunuz. Yapmayın! Deniz ve havuz fotoğrafı diye kendinizi teşhir etmeyin. Teşhir ediyorsunuz da ne oluyor. Ertesi gün evinize hırsız giriyor.

Değişik ruh hallerine kendinizi kaptırıp mesajlar atmayın. Kimse sizi çekmek zorunda değil. Güvenlik cahili olmayın! Her türlü bilginizi paylaşmayın! Yediğinizi, içtiğinizi görgüsüzce fotoğraflamayın. Hakkınızda basit bir yargı oluşturuyorsunuz. Mıç mıç ilişki yaşayanların balayında otel odasının fotoğraflarını görmek zorunda da değil kimse. Ayrıca 2 gün sonra o ilişki bitince siz ne duruma düşeceksiniz? "Facebook nikâhı" diye bir nikah türü yok. "İlişkisi var" yazarken ya da yazdırırken geleceğinizi düşünün! "Klavye delikanlılığı" tabiriyle, siyasal partilerin sözcüsü gibi birbirinizi kırmayın. İncitmeyin. Partiler bugün var, yarın yok. Ama dostluklar bakidir.

Nefret ve kin gütmeyin. İnsanların siyasi, kültürel veya dini fikirlerine saldırıda bulunmayın! Paylaşımlarınızda cinsiyetçi bir dil ayrımına gitmeyin. "Erkkeeekk" ya da "Kadın gibisin" türünde mesela. Komplekslerinizi sergilemeyin. Paylaşımlarınızı en az iki kere düşünerek yapın. Kültürlü insan portresi çizeyim derken, cehaletinizi ortaya dökmeyin "Trafik canavarı" gibi, siz de "sosyal medya canavarı" olmayın! "Özlü sözler" gittikçe daha fazla kamyon arkası ya da minibüs yazılarına dönüşmüş durumda. Birlikte fotoğraf çektirdiğiniz insanları izinsiz etiketlemeyin!

Her anını sizin gibi sosyal medya üzerinden paylaşmaya meraklı değildir belki de! Dini duyguları, hastalık gibi olayları kendi reytinginize alet etmeyin! Utanç verici bir duruma düşüyorsunuz "Bu yazıyı paylaşırsanız üç gün içinde başınız göğe erecek, ama paylaşmazsanız cin çarpmışa dönersiniz" gibi, batıl inançlarınıza engel olamayıp paylaştığınız şeylerle başkalarını ne derece rahatsız edebileceğinizi biraz düşünün olsa olsa Paylaşım kirliliği.

Hastalık bilgilerinizi, hastane görüntülerinizi paylaşmayın. İnsanlardan bu görüntüleriniz aracılığıyla ilgi dilenmeyin. Aciz ve acınası istekler bunlar. "Yarın ameliyat olacağım, dualarınızı eksik etmeyin", ya da, "Sayfamda 3000 arkadaşım var, kimse ziyaretime gelmedi" gibi paylaşımlar sizi çok gülünç duruma soktuğunu biliniz.’

Düzeyli konuşulmalı, argo içeren ifadelerden kaçınılmalı. (Pek çok sanatçı/yazar arkadaşımdan duyuyorum. Normalde yolda görsem selam vermeyeceğim insanlar tarafından saygısız cümleler duymaktan bıktım. Face’imi/twitter’ımı kapatacağım.” diyor. Doğru üsluplarla kullanılırsa insanları birbirine yaklaştırıyor ve mesafeleri kapatıyor sosyal paylaşım ağları. Niye usulüne uygun kullanılmasın ki?

Tanıştığımız kişilere karşı uygar ve mesafeli davranalım. Kim olduğunu bilmeden iki günde can ciğer kuzu sarması olunmaz! Muhatabımıza konuşma hakkı vermeyi unutmayalım. Her tanıştığımız kişiye kendimiz ve sorunlarımız hakkında bilgi vermeyelim. Dertleşmek için yakınımızdan insanlar seçelim. Yoksa uzmanlara gidelim. Adı sanal olan bu alemin aslında sanal olmadığını, etten kemikten insanlarca kullanıldığını unutmayalım. Karşımızdakini tanımıyor olabiliriz ama hepimiz kendimizi tanıyoruz. Her gün aynada kendimizi görüyoruz. Kendimize yakışmayacak hiçbir davranışı, internet ortamında yapmayalım. Adabı muaşerete en fazla bu ortamda ihtiyaç var. Bir kez daha hatırlayalım.