Soma, Manisanın 14 ilçesinden biridir. 826 Kilometrekare alanı kapsayan 90.000 nüfusa sahip, denizden yüksekliği 175 metre olan küçük bir ilçemizdir.

Ege Bölgesinin kuzeyinde yer alır. İlçe arazisinin yarısından fazlası dağlık alandır. İklimi Yarı nemli Akdeniz İklim tipinde yer alır. Topraklarında kaliteli kömür rezervleri bulunduğundan Türkiyede kömür işletmelerinin yoğun olarak bulunduğu bir yer olarak ünlüdür. Türkiyenin kömür ihtiyacının %22lik kısmının bu ilçede üretildiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla linyit kömürü işletmeciliği ve buna bağlı gelişmiş sektörler ile ekonomik faaliyetlerini özetleyebiliriz.

Tarım ve hayvancılık çok gelişmiş olmamasına rağmen halkın bir kesimi tarafından yapılmaya devam edilmektedir. Somayı sizlere genel olarak tanıtmanın mutluluğu içindeyim şu an. Gelelim esas meseleye…

Bundan tam 2 yıl önce yani 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Holdinge bağlı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.ye ait kömür madeninde bir yangın çıktı. Çıkan yangında 301 madencinin göz göre göre hayatını kaybettiği, dünyada bu mesleğin fıtratı gereği çok örneği olsa da (1800-1900lü yıllarda) Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş kazası olarak tarihi kayıtlara geçti.

Türkiyede madencilerin 2013 yılı sonunda çalışma şartlarını protesto etmelerinin üstüne, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan maden güvenliğinin araştırılması teklifi, faciadan 20 gün önce reddedildi. Yani herhangi bir çalışma yapılmadı…

Bu olayın ardından başta Soma halkı olmak üzere, Türkiyenin birçok yerinde eylemler yapıldı. Yapılan eylemler sırasında Somada başbakanı protesto eden halkın içinden birisi olan Erdal Kocabıyık, başbakanın makam aracına tekme attığı gerekçesi ile herkesin gözü önünde başbakan danışmanı Yusuf Yerkel tarafından tekmelendi. Doğal olarak olayın üstü kapatıldı. Erdal Kocabıyık şu an nerede, ne halde, ona kim sahip çıktı, kim terörsit muamelesi yaptı, onu da artık siz araştırın değerli okurlarım…

Ölen öldüğüyle kaldı, babasız kalan çocuklar, eşini kaybeden kadınlar, evladını toprağa veren ana babalar o gün bugündür kahrolduklarıyla kaldılar. Olayın ardından 1 ay sonra ülkemizde her şey normale döndü, müthiş hafızası ile dünyada ünlü olan Türk milleti, bu olayı da unutmamak üzere, hafızasının ücra köşelerinden birine atıverdi.

Peki olayın üstünden geçen 2 koca yılın ardından Türkiyede ne değişti?

Hiç uzun uzunca şöyle oldu, böyle oldu diye anlatacağımı sanmayın…

O günden beri bu ülkede hiçbir şey değişmedi. Değişeceğe de benzemiyor.

Ülkemizdeki iş sağlığı ve güvenliğinin hangi seviyede olduğunu da sizlere hiç anlatmayacağım. Çalışan tüm okurlarımız zaten ne durumda olunduğunu gayet iyi biliyor.Sizlerin muhatap kaldığı birkaç diyaloğu buraya yazsam yeter bence…

“ At kardeşim şu kağıda imzanı, biz sana iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verdik. Sana güzel, renklisinden güzel bir de sertifika veririz. Kanuni zorunluluğu yerine getirmiş oluruz.”

“Asgari ücret 1.300 TL oldu ama, ben sana bu maaşı veremem. Ben banka hesabına 1.300 TL yatırayım, sen çek 300,00 TLsini bana geri getir. Anlaştık mı? Bak anlaşmadıysak birkaç tane Suriyeli alayım senin yerine…”

Yazımın başlığı Somayı Hatırladınız mı? Ama siz boş verin Somayı filan…

Biz başkanlık gelecek mi, hele onu tartışalım. MHPde Devlet Bahçeli yapıştığı koltuğu bırakıp gidecek mi? Demet Akalının çocuğu büyüyor mu? Sibel Can bu sefer kiminle evlenecek?Bırakın Somayı filan, Somayı hatırlasak ne olur, hatırlamasak ne?