Başlangıç itibariyla basit bir matematiksel işlem gibi görünen 2+2=4 gerçeğini siyasete tahvil etmeye kalktığınızda ürkütücü sonuçlarla karşılaşmanız mümkündür.Zira siyasetin mantığıda, matematiğide farklı. Siyaset mantığına göre yorumlanan 2+2= kaç ederin cevabı siyaset matematiğine göre bilimin rasyonalitesine aykırı sayılabilecek karşılıklar verebiliyor.İspatı ise bugünkü meclis yapısı ve 20 yıldır yönetilme bahtsızlığımız diyebiliriz. Geçmişten günümüze neler değişti? Filmi biraz geriye alarak, yaşadıklarımızı bugünün gerçekleriyle birbirine çarparak bir realite elde edebiliriz. Bir televizyon programı için Kaleli Otel’in lobisindeyiz. M.Bedri İncetahtacı, Coşkun Koçak, Ali Koyuncugil ve Mehmet Akdemir ile konu başlığımıza yakın bir manevra içindeyiz.Açık oturum ve çekimler öncesi ısınma turu sayabileceğimiz hararetli bir tartışma ortamındayız. Ali Koyuncugil sessiz, Coşkun Koçak ise izlemekle yetiniyor. Tartışma Bedri İncetahtacı, Mehmet Akdemir ve benimle birlikte üçlü bir seansa dönüşüyor.Siyasetin doğası ve 1. Meclisin yapısıyla ilgili yapmış olduğum analitik çözümlemeyi “slogan” olarak yorumlayan ve burnundan kıl aldırmayan Mehmet Akdemir’e karşı Bedri İncetahtacı beni destekliyor.Benzer bir tartışmayı bu kez “Parlamento içi ve dışındaki Sol Partiler” programı için katıldığımız GRT’deki bir yayında Hayri Tütüncüler’le yaşamıştım. Buradan çıkaracağımız sonuç şu: Bizim düşünce ve doğrultu tutarlılığı dediğimiz, bilim diliyle ifade edersek, teori ile pratiğin yürüme yolunun pekte uyumlu olmadığıdır.“Gerçekler acıdır cancağzım” düşüncesinden yola çıkarsak İsa’ya da Musa’ya da yaranılmayacağı görünecektir.Ülkemizin ve halkımızın durumu meydanda. 1920 yılı öncesi koşulların ve manzara-i umumiyenin gözümüze sokulduğu şu günlerin çözümü idare-i maslahatçıların kaçak güreşleriyle nihayete ermeyecek.Eski ve yeni bazı milletvekilleriyle görüşüyorum, bunların içinde partisinden ayrılarak Genel Başkanlık görevi üstlenen ve yeni bir yol ayrımının keskin virajında olanlarda var.Memleketin hali ne olacak? Bize düşen görev nedir? Ortak payda giderek derinleşen kaygılar ve umutsuz bir bekleyişin kuşattığı teslimiyete hazır bir hal.Bu kapkara kaderi yırtarak atacak, emperyal planları tarihin çöplüğüne gömecek kararlı irade ve buhrandan çıkış planlarının hayata geçirilmesi için sesimizin yüksek perdeden duyurulması gerekiyor.Toplumu yeniden silkeleyecek, Türk Milletini özüne dönüştürecek atılım için parlamenter zırh pek elzem.“Sen bu memleket için gereklisin” diyenler mesele birlikte bir duruş göstermeye gelince hemen uzaklaşma yolunu seçiyorlar. İfade şeklimiz ve keskin söylemlerimiz onları korkutuyor, isminizi ürkütücü buluyorlar.``Kapağı Ankara’ya atalım, imtiyazlı yaşayalım‘’zihniyeti Anadolu’nun ve günümüzün pratiğiyle uyumlu değil.Bunlar Gaziantep’i koruyamayan gücün, güç olmaktan çıkacağını Ankara’yı da koruyamayacağını bilmiyor ya da işlerine öyle geliyor.Taşların bağlandığı, itlerin salındığı bir ortamda siyaset daha zor ve yakıcı etkileriyle karşımızda olacak.Onun için partililer gözünü açıp, başını kaldırmalı, etrafını kolaçan etmelidir. Basit ve küçük çıkar hesaplarıyla kaybedecek vaktimiz yok. Genel başkanlar ise hamasi nutukların arkasına bina ettikleri başlarını kuma gömme anlayışını terk etmelidir.Aksi halde (2+2=) çok şaşırtıcı sonuçları doğurabilir.