Gazetemize gelerek Ökkeş Özekşi ile durum değerlendirmesi yapan Kamalı, Gaziantep'te çok fazla değişim olduğunu ve kimsenin sorgu yapmadığını belirterek "Bir şehrin kaderi vardır. Şehirler nefes alır verir, düşünür, iyi olur, çirkin olur, kokar, efsane üretir.. Maalesef insanlar artık gastronomi adı altında geliyor. Gelenlerde parayı eşit şekilde halka dağıtmıyor. Belirli bölgenin belirli mekanlarına para veriyor. Yani gastronomiden belirli bir bölge istifade ediyor. Üst üste vursan bu yüzde 1'i bulmaz" dedi. ŞAHISLARA ÇALIŞAN BİR DÖNEMDEYİZŞehre değilde şahıslara çalışan bir dönemin yaşandığını belirten Kamalı, önemli bilgiler verdi. İçerden gizli ve açığa çıkmayan tepkiler olduğunu vurgulayan Kamalı, "Bunlar henüz açığa çıkmadı. Ancak geriye gidiş olduğu aşikar. Ama maalesef 'biz hala çok iyiyiz" deniliyor. Birkere geriye gidişin hesabı yapılıyor. Sebep sonuç ilişkisini sorgulayan yok. Biz nerede hata yapıyoruz diyen hiç yok. Bu da kenti geriye götürüyor" diye konuştu. SUÇLAMA, ÖTEKİLEŞTİRME DÖNEMİ BAŞLADIKenti idare edenlerde gözle görülür oranda değişim gözlendiğini anlatan Kamalı, "Mevcut idarecilerimizde sürekli suçlama, ötekileştirme ve bahane üretip, suçlu arama pozisyonu var. Biz nerede hata yapıyoruz diyen yok. Zaten bu mantıkla ortak akıl filan olmaz. Bakın bir şehrin kaderi vardır. Şehirler nefes alır verir, düşünür, çirkin olur, efsane olur. Ama bizler bunu kaybettik" dedi. ŞAHISLARA ÇALIŞAN DÖNEME GİRDİK"Önceden nasılsın diye sorduklarında vah diyenin yüzüne bakıyorum" derlerdi diyen Kamalı, "bizde şu anda şehre değilde şahıslara çalışan bir dönemde yaşıyoruz. İnsanlar çoğu zaman sesini çıkarmıyor. Bu toplumun büyük çoğunluğu beklenti içinde. İyi veya kötü, işi bitene kadar sessiz kalayım diyor. Ama içinde fırtınalar kopuyor. Önümüzdeki günlerde en ufak bir kıvılcım büyük uçurumlara sebep olabilir" şeklinde konuştu. EĞİTİM ÖN PLANDATürkiye'de sorumluluğu olmayan ama makamı olan, gelir gideri olan sorumluluğu olmayan makamların oluştuğuna dikkat çeken Kamalı, "Eğitim ve adalet olmazsa olmazımız. Geldiğimiz nokta maalesef kötü durumda. 15 senede 7 bakan değişmiş eğitimde. Bir esnafı çağır eğitimde ne olması gerekir de inanın cevap verir hem de doğru mantıkla. Ancak bu sistem Türkiye'de yok. Oysaki, eğitim sisteminde meslek okulları, dil okulları açılsa, çocuklarımız ilk dört seneyi ayır, sonra dört senede meslek okulları ya da dil okullarına gitse kötü mü olur. Yani bizler üniversitenin alt yapısı yani akademesi olsun istiyoruz. Fakir çocuğunu okutuyor, zenginin çocuğu parayla okuyor. 12 sene okuyan bir çocuğa eğitim doğru dürüst verilmemiş ne işe yarar. Çocuklarımız okurken meslek öğrenmeli. Katma değer sağlayacak işlere yönelmeli." dedi. LEYLA ÖZEKŞİ POLAT