Geçtiğimiz çarşamba günü TBMM genel kurulunda ülkemizi Çin,İran ve Suudi Arabistan ile aynı gruba alan, internete sansür uygulamasını içeren torba yasa kabul edildi,Cumhurbaşkanının onayının ardından yürürlüğe girecek.

Yeni düzenleme neler getiriyor? Kısaca özetlemek gerekirse;

-Telekomünikasyon İletişim Başkanı doğrudan mahkeme kararı olmaksızın (erişim yasağını koyduktan sonra mahkemeye intikal ettirmek üzere) internet sitelerine erişim yasağı koyabilecek.Üstelik DNS değiştirilse bile girilemeyecek şekilde engellenecek.

-İnternet erişim sağlayıcı firmalar,kullanıcılarının hangi sitelere girdiğini,neler yaptığını 2 yıl boyunca arşivleyecek.Kısacası fişleneceğiz,hangi siteye girmişiz,nerede ne yapmışız,hepsi hükümet gözetimine girecek.

-Herhangi uygunsuz bir içerik yapıldığına dair şikayet alan ve dava konusu olan durumlarda hakimler 24 saat içinde içeriğe sansür kararı verebilecekler.İçerik sahibi halen yayınlamaya devam eden içerik sahibine 500-1000 TL arasında günlük idari para cezası kesilecek.

Görünüşte internet güvenliği,kişilik haklarının korunması,ülkeye zarar verebilecek eylemlerin engellenebilmesi,internet ortamındaki bölücülük faaliyetlerinin önüne geçilebilmesi adına yapılan bir kanuni düzenleme gibi halka lanse edilmeye çalışılsa da,olay öyle göründüğü gibi değil…

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler,internete sansürle ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlarken aynen şu cümleleri kuruyor; (kısaca özetleyerek aktarıyorum)

“Geçmişe baktığımızda 2011 seçimleri öncesi birtakım kasetlerle,CD’lerle bazı siyasetçilere şantaj yapıldı ve siyaset mühendisliği yapıldı.Hatta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifası bile bu sebeple oldu. Milletimiz oyunun farkında,17 Aralık operasyonlarıyla hükümet üzerinde oynanan oyunlarda internetin de kullanıldığı aşikar…”

17 Aralık operasyonlarının hemen ardından hükümet-cemaat arasında çok çetin bir kaset savaşı yaşandı.Bir cemaatten,bir hükümetten kasetler,ses kayıtları yayınlanıverdi.Bu yayınlar ilk olarak internet ortamından paylaşıldı.Millet tiyatro izler gibi yazılan senaryoları izledi durdu…

Neymiş de efendim 2011 yılında siyasilere yapılan şantajların önüne geçilecekmiş.2011 Yılından beri neredeydiniz Sayın İşler…

Şantajlar,kasetler partinizin ve hükümetinizin aleyhine yayınlanmaya başlayınca mı fark ettiniz siyaset mühendisliğini? 2011 Yılında kasetler çıktığında o kasetleri servis edenlerin ekmeğine yağ sürdünüz,geçmiş yorumlarınızı bir hatırlayın isterseniz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir döneminde,hiçbir hükümet yasama gücünü kendi çıkarları doğrultusunda bu şekilde kullanmamıştır.Kasetlerle,kayıtlarla köşeye sıkıştığı an internete sansür koyan,yolsuzlukları gün yüzüne çıktığında hukuk düzeninin değiştirilmesi için yasa tasarısı hazırlayan bir hükümet,bu ülkenin başındadır.İşine geldiği gibi kanun hazırlayan,eleştirilmeyi asla kabul etmeyen,kendisine ve yandaşlarına karşı en ufak bir olumsuzlukta sürü halinde iddia sahiplerine saldıran bir zihniyetin artık o koltukları terk etme vakti gelmiştir,geçmektedir…

Şunu da arada belirtmeliyim.Geçtiğimiz hafta ulusal bir gazete seçmen eğilimlerine dair bir haber yayınladı.Yolsuzluk iddialarının varlığına inanıyor musunuz? Yine AKP’ye oy kullanır mısınız? Bu iki ana soru üzerine yapılan çalışmada halkımız yolsuzluk iddialarının gerçek olduğu kanaatinde,bunda tüm halk büyük oranda mutabık.Ama ikinci soruya verilen cevap beni kahrediyor.Yolsuzlukların doğruluğuna inanan halkımıza yine hükümete oy verir misiniz diye sorulduğunda,evet oy veririm diyor.Elbette halktan böylesine körü körüne destek alan bir hükümet her şeyi yapar,yolsuzlukları karşısında hukuka teslim olmak yerine sandık kurulsun der.Sözüm anlayana….

Haftaya görüşmek üzere,herkese mutlu haftalar dilerim…