Eskiden motorlu taşıtlar çok yaygın değilken tren garlarında garajlarda sırtlarıyla valiz taşıyan emekleri ile ekmeğini kazanan insanlar vardı. Bunlar otogarlardan tren garlarından gelen yolcuların valizlerini taşırlardı. çok taşıma işlerinin sırtla yapılırdı sonra at arabaları benzeri araçlar yapılmaya başladı
Bu şekilde taşıma işçiliği yapan Hamalın birine bir vatandaş gelir derki size bu valizi taşıtmak istiyorum ama para yerine üç akıl vereceğim der .
Hamal düşünür iş yok para yok ama bu zengin adam üç akıl söylerse belki o aklılarla hayatımı kurtarırım der
Ve valizi para almadan taşımaya razı olur.
Adam valizi hamala verirken valiz kırılacak kıymetli eşya dolu der.
Hamal valizi omzuna alır yola çıkarlar.
Adam akılları söylemeye başlar.
1- İhtiyarlık Gençlik den iyi derlerse sakın inanma der.
Hamal düşünür bunu Ben biliyorum hele diğer akılları bekleyeyim der yola devam eder.
2-Sağlıktan hastalık iyi derlerse buna da inanma der.
Yol devam ediyor tam bir köprünün üzerine gelirler. Hamal köprüden aşağı bakar uçurum
3. akılı sorar.
Zengin adam derki:
Fakirlik zenginlik den iyi derlerse sakın ha buna da inanma der...
Hamal omzundaki valizi köprünün üzerindeyken aşağıya atar.
Zengin adama döner derki:
Bu valizde sağlam bir şey kaldı derlerse sakın sende buna inanma. der
Anlatılan istenen emek alın teri bedava olmaz
Her hizmetin bir karşılığı vardır.
Karşılıksız hizmet sadece Ana Baba Aile büyükleri tarafından yapılır.