Yılmaz, “Ne yazık ki birçok işletme hâlâ yapay indirimlerle aldatıcı kampanyalar yürütmektedir. Sahte indirimler, kılavuzda teorik olarak yasaklansa da, pratikte hâlâ yaygındır. Bakanlığın denetim kapasitesinin artırılması ve tüketici örgütlerinin bu sürece daha aktif katılımının sağlanması şart” dedi.

ÖNEMLİ BİR ADIM

Bülent Yılmaz, Ticaret Bakanlığı tarafından 16 Ocak 2024 tarihinde yayımlanan “Fiyat Bilgisi İçeren Reklamlar ile İndirimli Satış Reklamları ve Ticari Uygulamaları Hakkında yayımlanan Kılavuzun” önemli bir adım olduğunu söyledi. Yılmaz, “ Ancak bu kılavuz, uygulamada karşılaşılan temel sorunlara tam anlamıyla çözüm getirmekten uzak olduğu gibi, bazı yönleriyle ticari işletmelerin lehine, tüketicinin aleyhine bir tabloyu da beraberinde getirmektedir. Bu noktada Bakanlığın denetim kapasitesinin artırılması ve tüketici örgütlerinin bu sürece daha aktif katılımının sağlanması şarttır” dedi.

DENETİM MEKANİZMALARI ZAYIF

‘İndirimin gerçekliği, indirimin süresi ve referans fiyatın neye göre belirlendiği gibi unsurların açık, anlaşılır ve denetlenebilir olması bir zorunluluktur’ diyen Yılmaz, “Kılavuz bu noktada olumlu bir girişim olarak, referans fiyatın belirlenmesine dair “son 30 gün içindeki en düşük fiyat” ilkesini açık biçimde ortaya koymuştur. Ancak denetim mekanizmalarının zayıflığı, bu ilkenin piyasada suistimal edilmesini kolaylaştırmaktadır. Ne yazık ki birçok işletme hâlâ tüketicinin algısıyla oynayarak yapay indirimlerle aldatıcı kampanyalar yürütmektedir. Özellikle dijital platformlarda “önce zam, sonra indirim” yöntemiyle oluşturulan sahte indirimler, kılavuzda teorik olarak yasaklansa da, pratikte hâlâ yaygındır.”

UYGULAMADA FARKLI

Hırsızların kurnazlığına bak
Hırsızların kurnazlığına bak
İçeriği Görüntüle

Kılavuzda indirim oranlarının belirtilmesinde kullanılan görsel öğelere dair düzenlemelerin de dikkat çektiğini söyleyen Yılmaz, “ Tüketicinin dikkatini çekmek amacıyla kullanılan büyük puntolar, parlak renkler, yıldızlı ya da alevli görsellerin, eğer indirim oranı gerçekten tüketici lehine bir avantaj sunmuyorsa, aldatıcı bir niteliğe büründüğü açıkça ifade edilmiştir. Bu da olumlu bir gelişmedir. Ancak kılavuz, bu tür görsel manipülasyonları yalnızca sınırlı örnekler üzerinden tarif ederek firmalara hâlâ geniş bir “yaratıcı alan” bırakmaktadır. Tüketiciyi koruma iddiası taşıyan bir düzenlemenin, bu alandaki gri alanları daha kararlı biçimde tarif etmesi beklenirdi. Ayrıca, fiyat bilgisi içeren reklamlarda tüketicinin “karşılaştırma” yapabilmesini kolaylaştıracak şekilde net ve anlaşılır bilgilendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak uygulamada bu karşılaştırmanın çoğu zaman yanıltıcı şekilde sunulduğu, tüketicinin önceki fiyata ulaşamadığı, fiyat tarihçesinin gösterilmediği bir gerçektir. Bu noktada Avrupa Birliği’ndeki bazı uygulamalar örnek alınarak fiyat geçmişinin tüketiciye sunulması zorunlu hale getirilebilir”diye konuştu.

YANILTICI KAMPANYALAR DÜZENLENİYOR

Tüketici Hakları Derneği olarak, bu kılavuzu geç kalmış ama önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini belirten Yılmaz şöyle devam etti:”Ancak kılavuzun uygulanabilirliği, etkin denetimle ve caydırıcı yaptırımlarla desteklenmediği sürece tüketicinin gerçek anlamda korunması mümkün değildir. Reklamların denetlenmesi sürecinde sivil toplum kuruluşlarına aktif rol verilmesi, şeffaf raporlama yapılması ve kamuoyunun düzenli olarak bilgilendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Gaziantep gibi hızla büyüyen ve ticaret hacmi artan bir şehirde, tüketiciler her gün yüzlerce reklamla karşı karşıya kalmakta, “kampanya” adı altında yanıltıcı uygulamalara maruz kalmaktadır. Yerel ölçekte Ticaret İl Müdürlüklerinin bu konuda çok daha aktif olması elzemdir. Tüketiciye saygı, yalnızca yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda etik bir zorunluluktur. Kılavuzun içeriği bu etik zorunluluğu yansıtmalı, denetimi ise bu zorunluluğu hayata geçirmelidir.”” Meral KINACILAR EBEKTE