Birçoğumuzun hayatı aslında sıradan, tek düze bir hayattır. Yaşam pratiklerimizle ona bir drama efekti katıp hikayemizi oluştururuz.

Çoğu zaman da bu hikayeleri trajedilerle bezeriz. Kötü bir senaristin filme heyecan katmak için yaptığı zorlamalar olarak eğreti bir hale dönüştürseler de bu trajedilerdir onu hikaye yapan. Örgütlerin, kurumların, takımların hayatı da böyledir.

Tıpkı sezon başlarken ligin en rahat takımları arasında gösterilen Gaziantepspor'un sıradan hikayesinin de kötü senaristler elinde bir trajediye dönüştürülmesi gibi. Tolunay Kafkas'la üç kuruş için yapılan restleşme, Abdullah Ercan'dan zorla kahraman yaratma sevdası derken sarpa saran işleri Hikmet Karaman ile çözme çırpınışı.

28. haftaya girip hikayenin sonuna yaklaştığımızda Manisa - Gaziantepspor maçı iki takım için de trajik bir sona doğru final havasında girilen bir maç oldu. Derbi haftasında Cüneyt Çakır'ın bu maça atanması genel algının da bu yönde olduğunu gösteriyordu. Oldukça tatsız, tuzsuz, işkence halinde geçen maçlar sunan Gaziantepspor, bu kez herkesin gözünün üzerinde olduğu, izleyenlerin yerinde duramadığı bir maç oynadı. Kızıl yönetimi 'hedef, final, heyecan' isteyen taraftara alın size adrenalin, der gibiydi.

Maç iki tarafın da birbirini tartan oyun anlayışı ile başladı. Orta sahayı Yasin, Bekir Ozan ve Serdar ile güçlü tutan Gaziantepspor karşısında Murat Erdoğan tek başına oldukça zayıf kaldı doğal olarak. Daha 20.dakikada Binya'nın kafası kaleye girerken Muhammet Demir yanlışlıkla topu çıkarmasa maç erken kopacaktı belki de.

Devamında da konuk takımın atakları sıklaşsa da gol bir türlü gelmedi ve maç beraberliğe kilitlenecekmiş izlenimi doğdu. Ta ki kısa boyuna rağmen yine kafa golü atarak sahneye çıkan Muhammet Demir'in golüne kadar. Geçen yıl Cenk Tosun'un oynadığı rolü bu sezon da bu oyuncu yerine getirerek takımını sırtlayan isim oldu.

Golden sonra Manisa silkinse de Ümit Özat'ın çok forvetle gole daha yakın olunacağını öngören klişe hamlesi Gaziantepspor'a yaradı. Kahe, Makakula, Isaac gibi üst düzey forvetleri aynı anda oyunda tutarak orta sahayı iyice rakibe verdi. Bunun sonucunda sık gelişen kontralarda Gaziantepspor 2. golü bularak maçı bitirdi. Bu sezonki en konsantre ve organize oyununu oynayarak hak ettiği galibiyeti aldı.

Son 6 haftaya girerken Gaziantepspor bu sezonki hikayesini zorla trajik sonla bitirme sevdasına rağmen rahatlamış gözükürken, taraftarlarına da ölümü gösterip sıtmaya razı etmiş olarak onların sıradan, tekdüze hayatlarına bir parçacık da olsa heyecan katmış oluyordu. 'Öldürmeyen acı beni büyütür.' anlayışına inat her sezon daha da küçülen bir takım yaratan İbrahim Kızıl yönetimine teşekkürler!.. Öldürmüyorlar bu takımı; ama 6 sezondur süründürüyorlar, bravo!..