Milliyetçi söz yazarı,şair sevgili Ozan Arifin seslendirdiği şiirden bir mısrayı bu haftaki yazımın başlığı olarak seçtim.Evet, bu hafta bir millete karayı ak diye yutturmanın hikayesini ele alacağım…

Her ne kadar fakirden fukaradan tutun da en zenginine kadar ülkedeki tüm vatandaştan toplanan vergilerle tam 700 milyon liraya eşine az rastlanır,belki de bir eşi benzeri ve bundan daha büyüğü olmayan bir AK saray yaptıran bir dönemin başbakanı ve günümüzün cumhurbaşkanının yönettiği bir ülkede yaşıyoruz.

Üstüne üstelik büyük lider Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde kurulan ve üzerine inşaat yasağı olan ormanlık alanda ağaçları katlederek,o güzelim ormanı darma dağın ederek,ATATÜRKün hatırasını hiçe sayarak,mahkemelerin verdiği durdurma kararlarına rağmen kaçak bir yapı olarak sözde AK sarayını dikiverdi,içine de paşalar gibi taşınacak,aslanlar gibi yaşayacak…

Devlet başkanlarının konutları,hizmet verdiği binalar hep göz önünde olan yapılardır.Elbette bu yerlere dikkat edilecek,ülkemizin eksiksiz temsil edilebilmesi için bunlara da ihtiyaç var ama sormak isterim sizlere Çankaya Köşkünün neresi eksikti? Cumhurbaşkanı sonrası başbakanın taşınacağı bu yer kötüydü de o zaman neden başbakanı oraya taşıyacaksınız?

Anlamadığım bir nokta daha var.Bizim ülkemiz o kadar güçlü ki,gövde gösterisi yapmak için dünyada eşine az rastlanır bir başkanlık sarayı yapıyoruz dışarıya gösteriş için,devletimiz bu kadar güçlü de peki sorarım size neden 1 haftadır maden altında kalan ölü mü sağ mı bilmediğimiz 18 işçimizi yerin altından çıkaramıyoruz? Neden onları bile bile ölüme gönderiyoruz?

Halk sefalet içinde yaşarken,halkın temsilcisi,vekili,başkanı neden sefasını çekiyor? O koltuklara,makamlara gelenler milyon dolarlık saraylarda otursunlar diye mi o madenciler yerin altında kaldı? Asgari ücretli vatandaş o saraylar yapılsın diye mi o kıt maaşından vergi ödedi her ay?

Belki bizim ayakkabı kutularımız yok,gerçi boş ayakkabı kutumuz varsa da içinde 4,5 milyon dolarımız yok.Biz bir eli yağda bir eli balda olan bir halk değiliz.Biz sefalet içinde yaşarken,ayın sonunu zor getirirken,borç batağındayken bizi yöneten AĞAlarımızın keyfini keyif etmesine göz yumacaksak,hiç gerek olmamasına rağmen milyonlarca lirayı üstüne üstelik bina yapılması yasak olan yere gömen bir yöneticiye her şeye rağmen yine oy veriyorsak,kusura bakmayın ama biz her şeyi sonuna kadar hak ediyoruz.

Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki madencinin kaderindeki kara yazı silinmeden bu ülkeye AK saraylar yapmak,bu millete karayı ak diye yutturmaktır.Bunun başka bir açıklaması yoktur değerli okurlarım.

******

Geçtiğimiz hafta gazetemizde yayımlanan bir haberi sizler de okumuşsunuzdur.Yoğun trafiğe takılan bir ambulansımız emniyet müdürlüğünün üst kısmındaki Cazibe İş Merkezi önündeki ışıklardan tramvay yoluna girerek can kurtarmak için trafikle savaştı.Tramvay yolundaki ambulans görüntüsü sosyal medyada çok büyük ses getirdi.

Bakınız Gaziantebimiz için bir kez daha söylüyorum.Bizler vatandaş olarak Fatma Şahine ve diğer belediye başkanlarımıza çözsün artık şu trafiği diyoruz.Ama farkında mısınız bilmiyorum ama koca koca arabaların içinde birer kişi işe gidip geliyoruz.Kimisinin evi yakın,kimisinin evi uzaktır işyerine,belki de otobüs gitmiyordur o güzergaha ama tekrar tekrar söylüyorum,şehrin her noktasından her noktasına otobüs-dolmuş çalışıyor.Toplu taşımaya binmek,sıra beklemek ayıp değil.Emin olun siz kendi aracınızla veya toplu taşımayla gidip gelseniz arada hiçbir fark yok,hemen hemen aynı zamanda ulaşacak,üstüne üstelik o kadar yakıt masrafından da kurtulmuş olacaksınız.Allah herkese bol versin,çok versin parası olan harcar sana ne kardeşim diyebilirsiniz belki ama şunu bir kez daha söylüyorum trafik sorununda belediye başkanları kadar en az bizler de sorumluyuz.Toplu taşımayı kullanalım,toplu taşımayı kullanmak ayıp değildir

.Gelecek hafta görüşünceye dek hoşça kalın…