Son yıllarda hızlı bir şekilde ilerleyen teknolojiyi en iyi kullanan kamu kurumlarının başında Maliye Bakanlığı gelmektedir. Yaklaşık 15 yıl önce elektronik ortamda beyanname almayla başlayan teknoloji atağı, mükelleflerin bütün bildirim, beyan, faaliyet ve kayıtlarının elektronik ortamda takip edilerek, gerek sektör itibariyle gerekse mükellef grupları bazında, mükelleflerin röntgeninin çekilerek, beyanlarının doğruluğunun araştırılmasına kadar varmıştır.Gelinen nokta yeterli olmamakla birlikte, gelecek adına umut vericidir. Bütçe denkliğinin sağlanarak kamu harcamalarının finansmanın gerçekleştirilmesi, özellikle vergi beyanlarının doğruluğunun sağlanmasından ve sağlıklı bir şekilde vergi toplanmasından geçtiğini biliyoruz. Çünkü bütçenin en büyük gelir kalemini toplanan vergiler oluşturmaktadır.Bilindiği üzere, ülkemizde vergilendirme hususunda beyan sistemi geçerlidir. Eğer beyan yöntemiyle vergi toplamaya çalışan bir ülkeyseniz, bu beyanların doğruluğunun araştırılması ve kontrol edilmesi bir zorunluluktur.Yapılan beyanlarının doğruluğunun araştırılmasında en bilindik yöntem vergi incelemeleridir. Ancak beyanname veren her mükellefin incelenmesi hem teknik açıdan hem de fiziken mümkün değildir.Her mükellefin incelenmesinin mümkün olmadığı ve mevcut inceleme oranının da çok düşük olması nedeniyle, mükelleflerin elektronik ortamda kayıt altına alınan bilgilerinden hareketle riskli mükellefler tespit edilmeye çalışılmaktadır.Kamuoyunun vergi incelemeleri için Vergi İdaresinden beklentisi, vergi incelemelerinin sayısının ve bulunan matrah farkının artırılmasından ziyade, incelemelerin niteliğinin artırılması yönündedir. Uluslararası yatırımlar için cazibe merkezi olmak isteyen Türkiye’nin, şeffaf, öngörülebilir, risk kriterleri belirlenmiş ve mükellefler ile önceden paylaşılmış, objektif bir vergi incelemesi sistemi oluşturmasını beklemek, mükelleflerin en doğal hakkıdır.İncelemeye alınan mükellefler ile ilgili önceden belirlenen ve risk unsuru taşıyan konuların ele alınmasıyla hem denetim gücü etkin kullanılmış olacak, hem de aylarca süren vergi incelemeleri yerine daha seri ve verimli incelemeler gerçekleştirilecektir.Maliye Bakanlığının riskli mükellefleri belirlemede kullandığı kriterler nelerdir. Daha doğrusu, hangi mükellef ya da mükellef grupları, vergi incelemesini gerektirecek kadar önemli riskler taşımaktadır. Belli Başlı Risk Durumları Nelerdir? • Bilançodaki kasa hesabında yüksek tutarda nakit bulunması, • İşletmenin sürekli zarar beyan etmesi, • Bilançolarında yer alan kasa ve banka hesaplarında nakit bulunduğu halde yüksek tutarlı banka kredisi kullanımı, • Bilançodaki banka hesapları ile fiili banka hesapları arasında fark bulunması, • Şirket ortağına yüksek tutarlı borç para verilmesi, • Şirketin bilançosunda banka kredisi ve ortaklardan alacaklar hesabının bulunması, • Şirket ortağına sermayenin üç katından fazla borçlanılması, • POS satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması, • Karlılık oranının sektörel ortalamaya göre sapma göstermesi, • Gelir tablosunda yer alan toplam satışlara oranla karın düşük olması, • Karlılık oranının diğer yıllara göre sapma göstermesi, • Nakit satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması, • Finansman giderlerinin yüksek olması; İşletmelerin kasa ve banka hesaplarında yeterli bakiye bulunmasına rağmen yüksek tutarlı kredi kullanımı nedeniyle oluşan finansman giderleri inceleme gerekçesi açısından risk taşıyabilir. • Net Satışlarına oranla yüksek tutarlı pazarlama, satış ve dağıtım gideri, genel yönetim gideri, karşılık gideri, kambiyo zararı, finansman gideri, olması, • Banka hesap hareketleri ve çek hareketleri ile mal satışı ya da alışı yapılan mükellefler arasında uyumsuzluk olması, • Alınan Çekler hesabındaki tutarlar ile toplam satış tutarlarının karşılaştırılması sonucu çekler hesabının satışlar hesabından yüksek olması, • Başka bir mükellef incelemesi yapılırken söz konusu mükelleften mal ya da hizmet alışı ya da satışı yapılması inceleme gerekçesi olabilmekte, • Ba/Bs gibi elektronik formlar arasında tutarsızlıklar bulunması, • Bilanço kalemleriyle ilgili yatay ya da dikey rasyo analizlerindeki sapmalar, uyumsuzluklar, • Devreden KDV’lerin yüksek olması ve süreklilik göstermesi, • 2 nolu KDV Beyannamesine konu hizmetlerin stopaj durumu, • Sahte fatura kullanma ya da düzenleme yönünden riskli mükellefler, • Teslim ve hizmet bedelini kredi kartı ile tahsil eden mükelleflerin kredi kartı işlem banka bilgileri, Ba-Bs bildirimleri ve KDV beyanname bilgileri analizine göre riskli olarak değerlendirilmesi,Maliye Bakanlığı, Risk Analiz Sistemini sürekli olarak geliştirip, risk kriterlerini revize ederek yeni kriterler belirlemektedir. Bu durumda, farklı risk alanlarının belirlenmesi ile birlikte farklı inceleme gerekçelerinin de ortaya çıkması kaçınılmazdır. Vergi İncelenmesine Alınma Riskinden Kaçınmak Mümkün mü? Aslında bu sorunun tek bir cevabı yok. Ancak bilinçli bir mükellef olarak yapmanız gereken yukarda sayılan risk durumlarına girmeyerek hareket ettiğiniz takdirde, riskli mükellef analizleri sonucunda incelenme riskini azaltmış olursunuz. Ancak bir sektörün tümünün incelemesi sırasında, incelemeden kurtulma şansınız bulunmamaktadır.Şirketlerin mevcut bu gelişmeler karşısında kayıt dışından uzaklaşarak, risk analiz rasyolarını dikkatle inceleyip, gerekli önlemleri almaları inceleme riskini de azaltacaktır. Ancak, şirket yönetici ve patronları bununla da kalmayıp, sağlıklı bir danışmanlık hizmeti alarak belli aralıklarla firmalarını her an vergi incelemesine girecekmiş gibi üçüncü bir göze de inceleterek, eksik ve hatalarını tamamlatmaları, kendi menfaatlerinedir.