Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan şairlerimizden Erdem Bayazıt,Cahit Zarifoğlu,Nuri Pakdil ve arkadaşlarının Kahramanmaraşta yaşadıkları günleri yine bir şiir tadında konu edinen “Yedi Güzel Adam” isimli dizimiz geçtiğimiz sezondan beri TRT1 ekranlarında yayınlanmaktaydı.

Benim gibi edebiyat ve yakın tarihe meraklı olanların büyük bir ilgiyle takip ettiği Yedi Güzel Adamı her hafta yeni bölümünü hiç kaçırmadan takip ettiğim tek dizi olması sebebiyle oyuncular ve canlandırdıkları karakterler hakkında öğrenebildiğim her şeyi öğrenmeme rağmen, içimde dizinin çekildiği tarihi Kahramanmaraş sokaklarını görmek,o havayı teneffüs etmek geçerdi hep…

Ve nihayet bu arzumu gerçekleştirmek Gaziantep Genç Bakış Derneğinin düzenlediği Kahramanmaraş Şehir Turu ve Yedi Güzel Adam dizisi set ziyareti etkinliğinde nasip oldu.Üyesi ve yöneticisi bulunduğum derneğimizin yaptığı etkinlik çerçevesinde kalabalık bir grup ile Maraşı sadece dondurma yenilmeye gidilen bir şehir olarak görmeyip,o görülmeyen,kimsenin pek fazla bilmediği buram buram tarih kokan sokakları ve namı değer Kara Liseyi görebilme imkanım oldu.Dizi oyuncuları ile çekimler esnasında birebir sohbet edebilme,fotoğraflar çektirme imkanına da sahip olabildik çok şükür.

Beni böylesine etkileyen Yedi Güzel Adam dizimizin hikayesini sizlerle paylaşmam gerekiyor.Gerçekten izleyen herkeste derin izler bırakan tarih ve edebiyatı böylesine sentezleyen bir televizyon dizisi,ben şu kısa ömrüm boyunca görmedim inanın ki…

Aynı lisede okuyan,eğitimlerini tamamlayıp öğretmen olan arkadaşların gün gelir kader çizgileri yine Kara Lise olarak bilinen Kahramanmaraş Lisesinde birleşir.Kaderin işidir ya,hepsi öğretmen olmuş,eğitim gördükleri lisede öğretmen olarak göreve başlamışlardır.Kahramanmaraş Lisesine Kara Lise denmesinin sebebi ise,1950li yıllarda soğuk geçen kış aylarında okulun ısınma sorununa bir nebze olsun katkıda bulunmak adına okulun duvarlarının alt kısımlarının zift ile boyanması sonucu bu lakabı almış.Üstelik bu zift işini yine o dönem Kahramanmaraş Lisesinde eğitim gören Erdem Bayazıt ve arkadaşları yapmıştır ve halen Kara Lisenin duvarları simsiyahtır.

Türkiyenin en sıkıntılı dönemlerinden olan 1970-1980 yılları arasında alevisi ile sünnisiyle birlikte barış içinde yaşayan Maraş halkının belirli bir zaman sonrasında karanlık ellerin müdahalesiyle tarihe Maraş Olayları olarak geçtiği olayları çoğumuz biliriz.Kardeşi kardeşe kırdıranların dönemin gençlerini kullanabilmek adına eğitim kurumlarını hedef almaları,halkı yalan,uydurma olaylarla galeyana getirmeleri sonucu o her hatırladığımızda içimizi sızlatan onlarca canın yok pahasına vefat ettiği günler aklıma geldi Maraş sokaklarını gezerken…

O dönemde gençler üzerinde onca oyun oynanmaya çalışılırken,öğretmenlere büyük görevler düşmüş.Erdem Bayazıt ve arkadaşları öğrencilerini kötülüklerden uzak tutmaya çalışmalarına rağmen,hiçbir zaman kim oldukları,neye hizmet ettikleri bulunamayan o karanlık eller emellerine ulaşmayı başarmışlardır.

Sağın da solun da hikaye olduğu,alevi ile sünninin bir ayrımcılık sebebi olmadığı yıllar sonra anlaşılsa da,boş yere kaybolup giden canların geri gelmeyeceğini hepimiz biliyor ve bir zamanlar birbirine düşman olanların şimdilerde pişman olduklarını görmek,içimize bir nebze olsun su serpiyor.

Bu ülkenin yüreği tarih boyunca onlarca kez adeta bıçak darbeleriyle parçalanmaya çalışılmış.Çok şükür ki artık oynanan oyunlar karşısında bilinçli ve düşünebilen nesiller yetişecek inşallah.Bu konuda eğitim kurumları kadar sivil toplum örgütleri de elini taşın altına koymalı diye düşünürken birden karşıma kuruluşunda benim de bulunduğum Gaziantep Genç Bakış Derneği ve üyesi bulunan o güzel insanlar çıkıverdi.İdealist düşünceyle,her şeyin para puldan ibaret olmadığını,insanlığın,kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye için gerçekten gönüllü bir şekilde gayret eden,çabalayan insanlarla birlikte olduğum için,kendimi çok ama çok şanslı görüyorum…

Güzel insanlarla dolu güzel günler görmek ümidiyle,gelecek hafta görüşünceye dek hoşça kalın…