Yönetimde, transferlerde, gelenleriyle gidenleriyle adeta fırtınalar esen Gaziantepspor'da işlerin tek düzgün gittiği yer saha içi..
Yaşanan o kadar olumsuzluklara rağmen futbolcular işlerini yapıyor.. Sergen hocayla yakalanan ivmenin devamı için herkes elinden geleni yansıtmaya çalışıyor.. Parasızlık, imkansızlık bazen çok can sıksa da, azıcık mutluluk bile onları harekete geçiriyor..
İşte bunun son örneği Antalyaspor karşılaşması.. Rakip kadro yapısı ve ara transferleriyle dikkatleri üzerinde toplayan ekip.. İlk bakışta maçın favorisi gözüküyor.. Ama yeşil çimlere inildiğinde durum değişiyor.. Çünkü işini seven adamlardan kurulu bir Gaziantepspor var..
Kalede Karcemarkas eski özlenen günlerini dönüşünün müjdesini veriyor sanki.. Binya 'özellikle yönetime 'ya Dany'e ne gerek var, ben yeterim'dercesine inanılmaz işler yapıyor.. Maçın sonuna kadar izleyen herkese 'Binya varsa korkmaya gerek yok' dedirtiyor.. Stankevicius eski maçlarına oranla daha az hatasız oynuyor.. Tecrübesini iyi kullanarak tam bir görev adamı olduğunu gösteriyor.. Kemal'in artık Samsun'daki görüntüsüne dönme işaretlerini vermesi, Şenol'un ise kendine has oyun anlayışını az faulle kapatması, iyiye işaret olarak yorumlanıyor..
Bekir ve Traore, 'Galatasaray maçındaki yokluklarının ne kadar önemli olduğunu bu maçta bir kez daha gösteriyor.. Bekir'in gösterişsiz ama harika oyunu, Traore'nin ise Türkiye'de artık gözlerin üzerine çevrileceği oyun anlayışı ve attığı golle takımına galibiyete getirmede üst düzey rol oynaması hepimizin alkışını hak ediyor..
Galatasaray maçında kaçırdıklarıyla gündemden düşmeyen Turgut ile Mustafa'nın mücadelesine Cenk'in ayak uyduramayışı dikkat çekse de, galibiyette önemli payları olduğu gerçeğini göz ardı ettirmiyor..
…Ve son olarak tüm bunlara ilaveten, kenarda olduğu sürece, takımına ve oyuncularına güven aşılayan Sergen Yalçın'ın 8 maçlık performansının, Gaziantepspor'a özellikle ikinci yarıda yepyeni hesaplar yapma zorunluluğu doğurduğunu mutlaka belirtmeliyim..
SESSİZ OLUN, İŞİNİZE BAKIN
Bir önerim de yönetime olacak.. Tabii hepsini kapsayacak öneri.. Çok şeyler yaşandı, çok şeyler oldu.. Ve nihayetinde olumlu olumsuz her şey geride kaldı.. Geride ne kaldı ise, şimdi allanıp pullanıp, dedikodu mahallelerinde söylenmeye başlanıyorsa, şimdiden söyleyeyim, ileride takıma zarar verecek boyuta gelirler..
Geçmişte yaşananlar, yeni oluşum ile ilgili konuşmalar, taktikler ve uygulamalar eğer mahalle dedikoducularına malzeme oluyorsa, yeni yönetimin kendine çeki düzen vermesi gerektiğinin işaretleri sayılmalıdır.. Gaziantepspor camiası etrafına çöreklenen ve sadece dedikodudan beslenen bir avuç insan, geçmiş yıllarda olduğu gibi şimdi yine sahneye çıkıyorsa ve bunları besleyenin kulüp başkanı, kardeşleri ve bazı heyecanlı yönetici tiplerin olması, Gaziantepspor'a yarar yerine zarar getirecektir.. Bırakın Bilal Çeker'i, bırakın Valiyi, bırakın siyasileri ve bazılarını.. Olan olmuş biten bitmiştir..
Bir zamanlar Celal Doğan için söylenenler, kimseye yarar sağlamamış, aksine kulübe zarar vermiştir.. Sayın Kızıl ve çevresinin kimseyi incitmeden, kimseleri küçültmeden, alay edip dalga geçmeden kendi işlerine bakarak Gaziantepspor'u bu sıkıntıdan kurtarmanın çarelerine bakmaları ve bir avuç insanı dedikoduyla beslemekten vazgeçmeleri, yapacakları en büyük icraat olacaktır.. Bu konuda son sözüm, kulüple ilgili bilgi açıklamalarına lütfen düzen verilsin.. Heyecanlı yönetici arkadaşlar ile kulübün içine sızmış bazı gazetecilerin haber yarışına girmesi, kargaşayı da beraberinde getirecektir..