Fenere karşı direnmek. Fenere karşı gol yememeye çalışmak.. Fenere karşı mağlup olmamaya uğraşmak.. Fenere karşı kendi yarı sahana kapanmak..
Dahası canını dişine takarak, sakatlanma ve yaralanma pahasına cansiperane mücadele etmek..
Bunlar ilk bakışta güzel ve takdir edilecek bir uygulama..
Peki siz sahaya niçin çıktınız.. Kazanmak için mi, kaybetmemek için mi ?Sonra ne zamandır kendi yarı sahana kapanıp direnmenin adı futbol oldu? Futbolda sadece direnmek mi vardır?
Hücum etme veya rakip kaleye gitme gibi bir aktivasyon yokmudur..
Hele elinde gol yollarında etkili silahların var ise..
Ama o silahların mermisini kullanmasına ve atış yapmasına izin vermiyorsan, atış alanına gitmesini sağlayamıyorsan.. O zaman sahaya niye sürülür bu insanlar...Niye o zaman bu insanlara milyon eurolar sayıldı..Gol yollarında etkili olacak bu insanlar, defans yapmaya mecbur bırakıldı..
Bunun tarifini birisi bana anlatabilir mi acaba..
Elindeki gücün farkına varamıyorsan, rakibin kim olursa olsun, yarı sahana hapsolup üzerine gelmesini sağlıyorsan, 96 dakika boyunca rakip kaleye 2-3 kez gidebiliyorsan, bunun adına ne nedir, ben bir türlü cevap bulamıyorum..
Hakemin rezilliği söylenecekse, bunu eşit olarak değerlendirmek gerekir..İşi hata yönünden sayıya dökersek, bundan daha zararlı olanın Fenerbahçe olduğunu söylemeye gerek bile yok..
Ama yine tekrarlıyorum..Gaziantepspor'un Fenerbahçe karşısındaki direncinin adına futbol deniliyorsa, o zaman tüm dünyaya duyuralım ki, elindeki kadrosunu bu kadar kötüye kullanan tek takım da Gaziantepspor'dur..
Son söz çok net söylüyorum, eğer korkak olunmasaydı, Gaziantepspor kesinlikle Fenerbahçe'yi sahasında kesinlikle mağlup ederdi..