Kıymetli üstadımız Yaşar Kuru ergenlik ve çocuk ruh sağlığı alanında önemli bir bilim insanı. Eserlerini severek okuduğum bir büyüğümüz. Ergenlikle ilgili bir tespitinde şöyle belirtiyor: "Bugünün sorunlu yetişkinlerinin bir çoğu, yaşayamadıkları ergenlikleri yüzünden bu haldedir, demiş olsak yanlış bir tezi savunmuş sayılmayız. Yıllar önce ilkokul, orta okul ve lise öğretmenlerinden oluşan oldukça kalabalık bir topluluğa yaklaşık iki buçuk saat boyunca “ergenlik” konusunda bilgi aktarımında bulunmuştum. Toplantı sonunda herkesin konuyu yeterince anladığına kanaat getirmiştim zira, 1 saat boyunca sorulan sorular bendenize bunu hissettirmişti.
Koridorda çıkışa doğru birlikte yürüdüğümüz bir öğretmen arkadaş bana hitaben şöyle demez mi: Hocam biraz fazla abartmıyor musunuz şu ergenlik konusunu, deyince işte o zaman bu konuyu yeter derecede özümseyemeyen ve önerilerimizin zıddını yapan doğru dürüst eğitim almamış olan babalara, annelere hak vermiştim.
İster, eskiden yoktu deyin.
İster, yeni çıktı bu sorun deyin.
İsterse, uzmanların abartması deyin, çocuğunuz hakkında sizi adeta şaşkına çeviren baş döndürücü problemler yaşanmamış, yaşamasına fırsat verilmemiş, yok sayılmış “ergenliğin” ürünüdür çünkü konu salt ruhsal gelişimle ilgili olmayıp beyinsel gelişimle de yakından ilgilidir. Hele de 12-15 yaş arasındaki ön ergenlik döneminde…
Prof. Dr. Yankı Yazgan hocanın harika bir benzetmesiyle ergenlik dönemi, motoru Ferrari olup fren sistemi Murat 124 olan bir araca benzer.
Bir çok ebeveyn, boyu kendi boyuna, gücü kendi gücüne erişmiş olan çocuğuna bakarak içinden şöyle geçiriyor:
Tamam, bu her işi yapabilir artık.
Bundan böyle her sözü doğru anlar.
Taşı sıksa suyunu çıkaracak döneme girdi gayri.
Çocuk, böyle düşünen ebeveynin gözünde yukarıda sözünü ettiğimiz bir Ferrari aracıdır. Ver gazı… Ver mehteri… Oysa yine sayın Yazgan hocanın ifadesiyle “Ergenlik, beyindeki ön kontrol sisteminin-yani fren sisteminin-henüz yeteri kadar gelişmemiş olması, çocuğun duygularını, hislerini –hızını- kontrol etmekte büyük güçlük çektiği kritik bir dönemdir” Kaynak: Yaşar Kuru .