Haftalardır performansı ile başarılı takımlar arasında adından söz ettirdi. Burak Yılmaz göreve başladı, başarıları alkış aldı, alt sıralardan üst sıralara taşıdı.
Fenerbahçe mağlubiyeti doğal karşılanırken, kalite farkı eleştirinin dozunu kaçırmadı. Rizespor maçı konsantre eksikliği ve rakibin maç kazanma isteğine ancak beraberlik golü ile karşılık verilmişti. Bu iki maç evimizde konsantre eksikliği yanında kapanan takımlara karşı başarı grafiğimizi yükseltmediğimizin sinyalini vermişti.
Deplasmanda Kayserispor galibiyeti, ayakları yerden kesmiş, her şeyin yolunda olduğunu söylercesine rehavet ortamı yarattı.
Gelelim Eyüpspor maçına. Nasıl olsa kazanırız düşüncesi herkeste yer etmiş, maç öncesi galibiyet alınmış bir hava vardı.
Ancak deplasman takımı, savunmasını sağlam tutup, orta saha güvenliğini kapıp, oyun kurdurmadı. İyi analiz yapmış, her mevkide hırslı oynadı, hata yapmadılar. Tabiki acemi bir hakemin yönetimi bardağı taşırıyor. Zaten Gaziantep FK hata oyunu ile puan almayı hak etmedi. Sahamızda son üç maçta sadece bir puan alınmış işte bu tablo ve sistem iç saha başarısızlığının faturası oluyordu.
Düşüşün sebebi ne?
Kapanan takımları açamıyoruz, rakipler iyi savunma yapıp kontrataktan sürpriz goller buluyor bu oyun, bu sistem Gaziantep FK oynayınca deplasman takımlarına katkı ve puanlar verdiriyor.
Burak hoca acil bu konuya çare bulmalı.Nasıl oynamalıyız, bunun planını yapmalı. Dış sahada niçin kolay kazanıyoruz, ev sahibi takımlar açık futbol oynuyorlar, savunma güvenliğini tutunca çabuk ve bireysel isimlerle goller buluyoruz.