Meslek, insan hayatının geçimini sağlamak amacıyla uğraştığı sürekli bir iştir. Her meslek bir ihtiyaçtan doğar. İhtiyaçları ise toplum belirler. Toplumun gereksinimlerini her meslek kendi içinde gereksinimi sağlar. İhtiyaçlar karşılanmaya başladığında ise o meslek yavaş yavaş arka planda kalır ve sonunda o meslek yok olur. Tüm mesleklerin kaderinde benzer durumlar vardır.

Sağlık alanında, ekonomide, sosyal hayatta, sanayide ve üretimde değişikliler ise mesleklerin güncellenmesine ve beraberinde yeni meslekleri ortaya çıkmasını sağlar. Ülkemizde özellikle son 10 yıldır meslek seçimi ciddi anlamda tartışılmaktadır. Hangi mesleği seçmeliyiz cevabını sürekli duyar hale geldik. İşte bu noktada özellikle üniversite tercihleri öğrencilerin deyim yerindeyse kaderlerini belirlemektedir.

ÖSYM tarafından yayınlanan üniversite tercih kılavuzunda onlarca farklı alanda çeşitli bölümlerin mevcut olduğu görülmektedir. Üniversiteli adaylarının tercih süreci içinde eldeki sınav sonuçlarına göre en uygun mesleği seçme konusunda bazı tereddütlerin de yaşamaları gayet normal karşılanmalıdır.

Her yıl 1 milyonun üzerindeki genç liselerden mezun olarak üniversite sınavına girmektedir. Bu sayının üstüne bir de mezun durumunda bekleyen gençleri koyarsak sayı ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Nüfus verilerine bakıldığında ise ülkemizde yaklaşık 30 yıl boyunca bu sayı kısmi artışlarla devam edecektir.

Artık toplumsal ihtiyaçlarımız sadece üniversite mezunu olmaya yetmemektedir. Üniversite eğitimi süresince kişisel gelişimin de önemi meslek hayatında oldukça avantaj sağlamaktadır. Herhangi bir alandan mezun olmanın yanında çeşitli sertifikala da yetki alanlarının genişlemesi mesleki başarının temel şartı olacaktır. Yabancı dil öğrenme ise bunun başında gelmektedir.

Üniversiteli adayları tercih süreci içinde yerleşeceği bölümde 5 yıl boyunca hangi kişisel gelişim yönünde kendilerini nasıl geliştirmeleri gerektiğini düşünmelilerdir. Yetenek ve ilgi bu anlamda en önemli faktör olduğu da unutulmamalıdır. İlgi alanını keşfeden bir genç kendisine en uygun mesleği daha rahat seçecektir.

Her genç mezun olacağı bölümün sektörel yazılımlarını, programlarını, iletişim becerilerini, kullanacağı makineleri iyi derecede tanımalı, kullanılabilirliğini ise sertifikalarla belgelendirmelidir.

Tıp, eğitim, hemşirelik, diyetetik, nano teknoloji, bilgisayar yazılımı, biyolojik mühendislik, alternatif enerji geleceğin meslekleri olarak şimdiden görülmektedir. Bilişim çağına yetişmek için 21. Yüzyılın gereksinimlerini karşılamak gerekiyor.

Milli Eğitim Bakanlığımızın kuracağı atölyeler ise işte bu noktada çok önemlidir. Dilerim bu atölyelerde ilgi ve yeteneklerin keşfeden gençlerimiz mesleklerini bu doğrultuda seçerler. Esenlikler dilerim.