Doktor unvanı bulunan Devlet Bahçeli 6 Temmuz 1997 gününden bugüne Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı görevini sürdürmektedir. 1948 Osmaniye doğumludur, hayata oldukça ciddi bakan, mütevazı ve düz bir çizgide yaşayan, halk tarafından dürüstlüğü ve doğruluğu ile tanınan bir siyasi liderdir. Evlenme çağının siyasi mücadelesine devam ettiği yıllara denk gelmesi sebebiyle hiç evlenme fırsatı bulamamıştır. Haramda, yetim hakkında gözü olmayan birisidir. Başbakan yardımcılığı dahi yapmış olan bir devlet adamı olan Devlet Bey hakkında bu zamana kadar hakkında en küçük bir yolsuzluk iddiasında dahi bulunulmamıştır.

Halk onu beyefendi, düzgün kişilikli, ağırbaşlı ve her şeyden önce bir devlet adamı nidasıyla tanıdı. Devlet Bahçeli aynı görüşte olsun veya olmasın halkın tüm kesimleri tarafından saygı duyulan birisidir. MHP İle içli dışlı birisi olarak ben de şahsen Devlet Beyi beyefendi kişiliğinden dolayı hep takdir etmişimdir ve hatta çoğu zaman kendime örnek aldığım kişilerden birisi olarak görmüşümdür.

Amma ve lakin gelip görelim ki Türkiyedeki siyasi atmosfer karşısında çok başarılı olamasa da partisini ve arkasında duran binlerce ülkücüyü her zaman sağduyu ile yönetmeyi başarmış, ülkücü gençliği sokaklar yerine okullara göndermeyi amaçlamıştır. Bu zamana kadar ülkücü harekete yapmış olduğu tüm hizmetlerden dolayı kendisine şükranlarımı sunmak istiyorum.

Makam, mevki, koltuk gibi şeyler gelip geçicidir. Geçmişi 50 yıla dayanan Türk Milliyetçiliği Hareketi kurulduğu ilk günkü amaç ve hedeflerine ulaşabilmek için her zaman yenilenmeli, günün koşullarına ayak uydurarak Türk-İslam ülküsüne hizmet etmelidir diye düşünmekteyim. 1999 Yılından bugüne girdiği her seçimden mağlup ayrılan bir siyasi harekette artık yenilenme zamanının geldiğini düşünenlerden birisi olarak Devlet Bahçeli Beyefendinin istifa etmesi veya yeniden aday olarak partiyi olağanüstü kongreye götürmesi gerektiğini düşünmekteyim.

MHPnin gerçekleştirdiği miting meydanlarında şu sloganlara çok rastlarız;

“Devletin Başına Devlet Gelecek.”

“60.Hükümet Milliyetçi Hareket”

“61.Hükümet Milliyetçi Hareket”

“62.Hükümet Milliyetçi Hareket”

Ve nihayetinde 63.hükümete gelmemize rağmen miting meydanlarında heyecanla atılan bu sloganların boşa düştüğüne şahit oluyoruz. Bu ne zamana kadar böyle gidecek diye ülkücülere sorduğumda onların da bu konuda pek bir şey bildiklerini söyleyemem. Ülkücü harekette “lidere sadakat esastır” ilkesi gösterilerek “lider ne derse doğrudur, ne yapsa yeridir” mantığı devam ettiği sürece koltuklar uzun zaman yeni kişilere hasret kalacaktır.

Partinin 1 Kasım seçimi sonrası aldığı ağır yenilgiden sonra muhalif kanadın epeyce bastırdığı şu günlerde MHPyi olağanüstü kongreye götürmek için çalışmaların son sürat devam ettiği haberlerini medya ve partiye yakın kaynaklardan sıkça duyuyoruz.

Devlet Bahçeli Beyefendiye buradan sesleniyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Türk Demokrasisi için olmazsa olmaz siyasi hareketlerden birisidir. Nasıl siz bu demokrasi ile partinin liderlik koltuğuna oturdu iseniz, bu partinin başarısızlıklarının en büyük sorumlusu olarak kendinizi görmenizi ve hatta yeniden genel başkanlığa aday olarak partiyi olağanüstü kongreye toplamanız gerektiğini belirtmek istiyorum. Demokrasiye ve kendinize güveniyorsanız, parti için muhalefetin sesini kısmadan, demokratik bir kongreye herkesten önce sizin evet demeniz gerektiğini buradan belirtmek isterim. Milliyetçi Hareket Partisine gönül veren her ülkücü bu hareketin bu ülkeyi yönetmesini, iktidara gelmesini canı gönülden istemekte ve bu doğrultuda çalışmaktadır. Partiye ve davaya hizmet etmek sadece bir koltukta oturarak yapılmaz. Olur da genel başkanlık koltuğundan inerseniz ülkücü hareketin yine sizi bir abisi olarak, değerli bir büyüğü olarak bağına basacağından hiç şüpheniz olmasın…