Öğrencilerin problem çözme, okuduğunu anlayabilme, basit bilimsel çıkarımlar yapma noktalarında başarılarının giderek düştüğünün adeta bir resmini sunmaktadır” dedi.
DÜŞÜK ORTALAMALAR DİKKAT ÇEKİYOR
2025 TYT ve AYT sonuçlarının yıllardır sürdürülen yanlış politikaların eğitim sistemine ne derece zarar verdiğini gözler önüne serdiğini belirten Parlakçı şunları söyledi: ”Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) son yıllarda olduğu gibi bu yıl da yalnızca ortalama doğru sayılarını paylaşmayı tercih etti. ÖSYM’nin sansürlü açıklamalarına rağmen adayların temel yeterlilik testleri ve alan sınavlarındaki düşük ortalamaları dikkat çekmektedir. Standart sapma ve yanlış cevaplar dikkate alındığında netlerin sıfırın altında olduğu ve gerçek başarı oranlarının oldukça düşük seyrettiği açığa çıkmaktadır.
ÖSYM’nin paylaştığı bazı testlerin soru sayıları ve doğru cevap ortalaması aşağıdaki gibidir:
• TYT-Türkçe (40): 21,7
• TYT-Sosyal Bilimler (20): 9,7
• TYT-Temel Matematik (40): 6,6
• Fen Bilimleri (20): 4,6
• AYT-Türk Dili ve Edebiyatı (24): 6,3
• AYT-Felsefe Grubu (12): 1,7
• AYT-Matematik (40): 6,8
• AYT-Fizik (14): 2,5
• AYT-Kimya (13): 1,8
• AYT-Biyoloji (13): 2,5
TÜRKİYE, OECD ORTALAMASININ ALTINDA
Türkiye’nin, eğitim sisteminin niteliğine yönelik bulgular sunan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) raporlarında matematik, okuma becerileri ve fen alanlarının tümünde OECD ortalamasının altında yer aldığını belirten Parlakçı, “YKS 2025 sonuçları, öğrencilerin problem çözme, okuduğunu anlayabilme, basit bilimsel çıkarımlar yapma noktalarında başarılarının giderek düştüğünün adeta bir resmini sunmaktadır. Bugüne kadar hükümetlerin eğitim sistemini ideolojik ve siyasi hedeflerle dizayn etmesi, serbest piyasaya ve sermayeye hizmet ederek kamusal eğitimden uzaklaşması ve eğitimi giderek küçük bir azınlığın yararlanabileceği bir alana sıkıştırması bugün yaşanan bu çürümenin temelini oluşturmaktadır.”
DİPLOMALI İŞSİZLİK ARTIYOR
Öğrenciler ve gençler arasında yaşamları için duydukları kaygının derinleştiğini, üniversite eğitimine duyulan güvenin zayıfladığını dile getiren Parlakçı şöyle konuştu:” Bilimsel eğitimden uzaklaşılması, üniversitelerin özerkliğinin ortadan kaldırılması, kayırmacılık, barınma, ulaşım ve beslenme sorunları, diplomalı işsizliğin artışı sonucu yüzbinlerce öğrenci okullarını terk etmektedir, üniversiteye yerleşmeye hak kazanan yüz binlercesi kayıt dahi yaptırmamaktadır.
SINAV ODAKLI EĞİTİM ANLAYIŞINDAN VAZGEÇİLMELİ
Eğitim Sen olarak bir kez daha vurguluyoruz: Eğitim, tüm kademelerde kamu tarafından ve kamusal kaynaklarla sunulmalı ve adil dağıtım sağlanmalı, demokratik bir çerçeve oluşturulmalıdır. Bu hususta öncelikle sınav odaklı eğitim anlayışından vazgeçilmelidir. Bunun yerine pedagojik ve bilimsel ölçütlere dayanan; öğrenciyi merkeze alan, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve toplumsal refah için eşit, bilimsel, kamusal ve anadilinde eğitim bir zorunluluktur.” Meral KINACILAR ERBEKTE