Topluluk halinde yaşama gayesi güden insanların bir araya gelmesiyle oluşan millet kavramının, sadece bir kavramdan ibaret olmadığını gözlemlediğim bir haftayı daha geride bıraktım.

İnsanlar,hayatları boyunca yaşadığı iyi veya kötü olayları, bir parçası olduğu toplumla birlikte yaşamak ister.Özellikle de sosyologlar tarafından bu isteğin en çok görüldüğü milletler arasında Türk milleti olduğu ortaya çıkmış,araştırmalar sonucunda…

Buna bir düğün törenini,cenaze evini,askere göndermeleri,hasta yoklamalarını ve bunun gibi birçok sayısı artırılabilir olayı örnek gösterebiliriz.Yazılı olmayan kurallar yani örf,adet,gelenek,görenekler sayesinde toplum kendi kendini şekillendirmiş ve binlerce yıllık kültürün oluşmasına altyapı sağlanmış…

Yıllar boyu bu kültür öğeleri birike birike öyle güzel bir kültür mirası oluşmuş ki…

Biz küçükken mahallede bir cenaze varsa,taziye günleri bitene kadar evimizde televizyon,radyo açamazdık.Eskiden uzaktan veya yakından tanış,akraba olan birisinin düğünü varsa,ona hiçbir bahane üretilmeden gidiliverilirdi.Mahallede askere gidecek bir abi olsaydı,tüm mahalle halkı onu gönderene kadar asker yemekleri gibi birlik beraberlik içinde birçok etkinlik yapılırdı.Aynı sokakta bir komşunun bebeği olsaydı,sanki o bebek diğer tüm evlerde de doğmuş gibi bir sevinç.mutluluk sarardı tüm sokağı.Mahallenin kadınları toplaşır,yeni doğum yapan komşularının yemeğinden,temizliğine,misafir ağırlamasına kadar her an yanında olurlardı…

Tabi eskidendi bunlar.Ama eskiden kelimesinden kastım öyle çok eskiler değil.Hadi olsun da en çok 15 sene öncesi olsun.Belki de en fazla 20 sene öncesinde bu anlattıklarımın hepsini ve daha fazlasını yaşıyorduk.

Gün geçtikçe mahallelerimizdeki müstakil evlerde oturan bizim öz ninelerimiz,dedelerimiz,amcalarımız,teyzelerimiz olmasalar da onlara bu hitap kelimeleriyle hitapta bulunduğumuz büyüklerimizin bazıları bu dünyadan göç etti,bazıları da kaloriferli dairelere taşınmak zorunda kaldı.Tabi yaşlandılar,hayat onlara bir kat daha zor gelmeye başladı.Doğal olarak böyle bir karar vermek zorunda kaldılar.

Tabi yine günler,seneler geçti,bir zamanlar abi,abla dediklerimiz evlendiler,mahallede onların da birer kapısı oldu.Onlar da bu anlattığım kültürle yetişen nesiller olmalarına rağmen,küçükken onlara yaşatılan o güzel duyguları bir anda unutuverdiler.Bugünün orta yaşlıları diye nitelendirilen bu yaş grubundaki büyüklerimiz,adeta yaşadıkları o güzel günleri hafızalarından bir anda sildiler.Bir alt veya bir üst komşusunun kim olduğunu bilmeden,mahallenin esnafıyla bile sadece alışverişten alışverişe muhatap olan,yani kısacası o eski günleri aratır nitelikte yaşamını sürdürmeye çalışan bir nesil oluverdik.

Artık mahallede kimin yeni bir bebeği oldu,kim askere gidiyor,kimin cenazesi var,kim evleniyor kimsenin haberi yok.Herkes kendi halinde,sadece kendini düşünerek yaşamaya başladı.

Eskiden bir evde akşam yemeğinde güzel bir yemek yapılırsa,hemen annelerimiz sağımızdaki solumuzdaki komşularımız için birer tabak hazırlayıverirlerdi.Bizler de seve seve onları komşularımıza götürürdük.Mahallede kim aç,kim tok,kim ne durumda? Artık bunu kimse bilmiyor,aslında kimse kimseyi merak da etmiyor.”Kendim tok isem tamam,gerisini boş ver” zihniyetinin her geçen gün daha da egemen olduğu bir toplum düzenine doğru hızla ilerliyoruz.Yani“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadis-i şerifi çoktan unutuldu…

Peki ne oldu da bu kadar kısa bir sürede kültürümüzü, benliğimizi unutuverdik.Bizi biz yapan değerlerimizi bir kenara atıverdik?

Evet,soruyorum sizlere değerli okurlarım,biz neden böyle olduk?

Bunun cevabını siz de ben de oturup enine boyuna düşünmemenin zamanı geldi de geçiyor bile…

Bu böyle devam ederse,yeni yetişen nesillerimize kültürümüzü aşılayamaz,onları birer robot gibi yetiştirmeye devam edersek sonumuz hiç ama hiç iyi olmayacak gibi tahmin ediyorum.

Lütfen,ne olur,vatanını milletini seven,kendi öz kültürüyle yetişen çocuklar yetiştirelim.Her şeye daha fazla geç kalmadan,kendi sonumuzu kendimiz hazırlamadan şu yazdıklarımı okuyup,biraz olsun kültürümüzü,değerlerimizi,töremizi hatırlamaya çalışalım…

Hatırlamaya çalışalım ki,bizleri de hatırlayan genç nesiller şu topraklarda eskiden bizim yaşadığımız gibi,birlik beraberlik ve hoşgörü içinde yaşayabilsinler…

Haftaya görüşmek üzere,hoşçakalın...