Türkiye, başta hak ve özgürlükler ve gelişmişlik anlamında yasal manada yaptığı düzenlemelerle bir şeyler yapıyor izlenimi verse de aslında fiili durum hiç de sanıldığı gibi değil.

Dünyada İnsan Hakları Sözleşmesini en çok ihlal eden ülkeler sıralamasında Rusya ile yarışır olsak da bazen biz, bazen Rusya liderliğe oynuyor. Basın özgürlüğünde 196 ülke içinde 112.sırayı kapmışız. Eğitimde 35 ülke arasında 33, rüşvette dünya 6.lığı Avrupa 1.ciliği, kitap okumada 134 ülke arasında 86. olmuşuz. En pahalı benzinde dünya 1.liği, dünya huzur sıralamasında 153 ülke arasında 127.liği, dünyada yaşanılacak ülkeler arasında 169 ülke arasında 83. olmuşuz. Orman tahribatında dünya 7.liği, trafik kazalarında 2.liği, en mutlu ülkeler arasında 95 ülkeden 67.si olabilmek gibi birçok istatistikte negatif yönde en başlarda olabilmeyi başarmış bir ülke oluvermişiz.

Hal böyleyken bireylerin birbirilerinin haklarını gözetmediği, insanlar arasında hoşgörünün neredeyse sıfır olduğu bir ülkede özellikle de pozitif ayrımcılık uygulanması gereken kadın ve çocuklar konusunda sınıfta kalmışız. Her yıl onlarca kadın töre cinayetlerine, erkek terörüne kurban gidiyor. Her ne kadar Aile ve Sosyal Politikalar üretmekle görevli bir bakanlığımız olsa da, ülkede aile, kadın ve çocuğun, yaşlı ve yoksulun korunması adına çalışmalar yapması gereken bir bakanlık olmasına rağmen, ne yazık ki kötü bilanço gün geçtikçe geriye gitmeye devam ediyor. Bu konuda, hiç bir önceki yıldan daha iyi duruma gelmemişiz. Ne kadar sözde önlenmeye çalışılıyor olsa da, kadın ve çocuğa şiddet ve cinsel istismarın önüne geçilemiyor. Bu acı bilançonun %99u Müslüman olan demokrasi ile yönetilen bir ülkede görülüyor olması beni oldukça düşündürüyor. Bu durumun böyle olmaması gerekiyor…

Geçen hafta bugün saat 19.00 sularında tramvayda evime giderken bir olaya şahit oldum. Tıklım tıklım dolu tramvayın içinde birden bir kadın bağırıverdi. Bu adam beni taciz etti, dikkat edin, bu adamdan şikâyetçiyim diye bağırmaya başladığı an, Suriyeli tacizci şahıs hızlı bir şekilde tramvayın içinde yürüyerek çıkış kapısına ulaşmak üzereyken, şunu yakalayıp polise teslim edelim düşüncesiyle ayağına bir çelme takıverdim. Tacizci sendelense de koşar adımlarla kapıya ulaşmayı başardı. Üstüne üstelik tıklım tıklım insan kaynayan tramvayda onu çok kolay durdurabilme imkânımız olmasına rağmen maalesef insanlarımızın vurdumduymazlığı sebebiyle, elini kolunu sallaya sallaya duraktan çıkıverdi. Aynı taciz olayının eşine, annesine veya kız kardeşine yaşandığını düşünmek bile istemeyen bizim vatandaşlar bu olay karşısında yine dilsiz maymunu oynamaya devam ettiler.

Tacizcinin Suriyeli veya Türk olmasını pek bir önemi yok. En ufak meselede namus timsali kesilen benim güzel ülkemin güzel vatandaşları böyle konularda üzerine düşeni yapmak konusunda zayıf kalıyor. Belki de suç onların değildir. Hırsızlıklar, yolsuzluklar karşısında, zalime, haine karşı susması konusunda yıllarca pusturulmuş bir ülkede yaşayanlar, artık böyle olaylar karşısında tepkisiz kalmaya başladılar. İşte bu sebepten yazının başlığını “Biz Bu Değiliz” yaptım. Biz gerçekten bu değiliz, şanlı tarihimizde insanlığımızla, merhametimizle, imanımızla ön plana çıkmışken, şu an bu durumlara geldiğimizi görmek inanın beni çok ama çok üzüyor.

***

Gelelim bir başka meseleye…

Küsget, Gatem bölgesinde çalışan ve ikamet eden vatandaşlar ara ara bana ulaşmaya devam ediyor. En son bir metal fabrikasında çalışan İsmail Kayalar isimli okuyucumuzun, bölgedeki yaya trafiği konusunda bana yazdıklarını da sizlerle paylaşmamda fayda var.

“Emre Bey merhaba sizin ve Gaziantep27 olarak takipçinizim ve sizden bir arzum var. Ben Örnek Sanayi Sitesinde çalışıyorum. Çimento Kavşağında Isuzunun oradan karşı tarafa geçmekte zorluk çekiyoruz.Seyrantepeden gelen ve sanayide çalışanlar karşı tarafa geçmekte zorlanıyorlar, oraya bir üst geçit olsa kaza ve ölüm olmaz, orda yayalar sürekli geçtiğinden dolayı kaza oluyor ve geçen aylarda orada ölümlü kazalar oldu. Bu olayı belediye mail attım ama bana dönüş yapılacağını söylediler, ama dönen olmadı. Bir de sizden isteğim sizin dile getirmeniz, iyi çalışmalar, saygılarımla”

Umarım yetkililer bu konuda bir çalışma yapacaklardır. Gelecek hafta görüşünceye dek, hoşça kalın…