Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Bülent Yılmaz bireysel silahlanma ve toplumsal şiddet vakalarıyla ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı. Son yıllarda toplumumuzun en acı gerçeklerinden birinin hızla artan bireysel silahlanma ve bunun yol açtığı toplumsal şiddet olduğunu belirten Yılmaz, “Bireysel silahlanma ve toplumsal şiddet olayları artıyor. Türkiye, bireysel silahlanma oranında Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Toplumsal psikolojimiz tehlikede. Bireysel silahlanmaya ‘dur’ demek ve toplumsal şiddeti önlemek için acil adımlar atılmalı” dedi.

OLAYSIZ GÜNÜMÜZ YOK

Artan şiddet olaylarına değinen Yılmaz, “Neredeyse her gün televizyon ekranlarında, haber sitelerinde veya sosyal medyada; bir yol tartışmasının, aile içi anlaşmazlığın, komşuluk geriliminin ya da trafikteki basit bir sürtüşmenin kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştüğünü görüyoruz. Bu olaylarda birçok vatandaşımız yaşamını yitiriyor, onlarcası yaralanıyor ve geride onarılamaz acılar bırakılıyor” dedi.

AVRUPA’DA İLK SIRADAYIZ

Bireysel silahlanmanın arttığını, bunun rakamlardan da anlaşıldığını dile getiren Yılmaz şunları söyledi:”Umut Vakfı ve Emniyet verilerine göre, ülkemizde işlenen cinayetlerin yüzde 65’i ateşli silahlarla gerçekleştirilmekte, bu olayların yüzde 84’ünde ise ruhsatsız silahlar kullanılmaktadır. Türkiye, bireysel silahlanma oranında Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Son 5 yıl içerisinde yalnızca ruhsatsız silah yakalanma oranındaki artış, toplumun nasıl hızla silahlandığının somut göstergesidir.”

CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL

Servisçiler zamdan memnun olmadı
Servisçiler zamdan memnun olmadı
İçeriği Görüntüle

Cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle sorunların büyüdüğünü, suç oranlarının yükseldiğini belirten Yılmaz, “Bugün ruhsatsız silah taşıyan bir kişi çoğu zaman cüzi para cezalarıyla veya ertelenmiş mahkûmiyetlerle serbest kalabilmektedir. Bu da suç işleme eğilimini artırmakta, toplumda “nasıl olsa bir şey olmuyor” algısını pekiştirmektedir. Caydırıcı olmayan cezalar, adalet sisteminin güvenilirliğini zedelemekte ve suç oranlarını yükseltmektedir” diye konuştu.

SİYASİ DİLİN DE ETKİSİ VAR
Yılmaz, siyasetin dilinin de bu oranların artışında etkili olduğunu belirterek şöyle konuştu:”Şiddeti yalnızca bireysel eğilimler ya da hukuki zafiyetler beslememektedir. Siyasetin kutuplaştırıcı ve sert dili, toplumdaki gerginliği sürekli diri tutmaktadır. Kutuplaştırıcı söylemler; farklı görüşleri düşmanlaştırmakta, toplumsal barışı zedelemekte ve bireyler arası iletişimde şiddeti meşrulaştırmaktadır. Unutulmamalıdır ki, siyasetin dilinde şiddet varsa, sokakta silah vardır.”

TOPLUMSAL PSİKOLOJJİMİZ TEHLİKEDE

Ekonomik zorluklar, adalete güvenin azalması, toplumsal eşitsizlikler ve umutsuzluğun, bireylerin öfke eşiğini düşürdüğünü söyleyen Yılmaz, “Bunlar silaha kolay erişim ile birleştiğinde, bu durum sıradan tartışmaları ölümcül olaylara dönüştürmektedir. Toplumsal psikolojimiz tehlike altındadır” dedi.
Dernek olarak çağrıda bulunan Yılmaz şunları talep etti: “Ruhsatsız silaha sıfır tolerans istiyoruz. Yasal düzenlemeler yeniden ele alınmalı, ruhsatsız silah bulundurmanın ve taşımanın cezaları caydırıcı biçimde ağırlaştırılmalıdır. Yargıda caydırıcılık olmalı. Adalet sistemi, suçun cezasız kalmadığını toplumun her bireyine göstermelidir. Siyasi sorumluluk önemli. Tüm siyasi aktörler, kullandıkları dilin toplumsal şiddeti artırdığını görmeli; barışçıl, birleştirici ve uzlaştırıcı bir dil benimsemelidir.

ACİL ADIMLAR ATILMALI

Eğitim ve farkındalık oluşturulmalı. Okullardan başlayarak, bireysel silahlanmanın toplumsal sonuçlarına dair bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı; medya bu konuda sorumlu yayıncılık üstlenmelidir. Toplumsal barış politikaları yeniden ele alınmalı: Ekonomik adaletsizlikler ve toplumsal kutuplaşma azaltılmadan şiddetle mücadele başarıya ulaşamaz. Silahlanmanın arttığı, siyasetin dilinin sertleştiği, adaletin caydırıcılığını kaybettiği bir toplumda barış içinde yaşamak mümkün değildir. Bugün yaşanan her kayıp, aslında hepimizin ortak geleceğinden çalınmış bir parçadır. Buradan hem siyaset kurumuna, hem yargıya, hem de topluma çağrımız nettir: Bireysel silahlanmaya “dur” demek, toplumsal şiddeti önlemek ve barış içinde yaşamak için acil adımlar atılmalıdır.” Meral KINACILAR ERBEKTE