Küçük hücreli akciğer kanseri erkeklerde daha sık görülüyor.

Akciğer kanseri hücre tipi olarak iki gruba ayrılır, küçük hücreli dışı akciğer kanseri yüzde 85 ve küçük hücreli akciğer kanseri yüzde 15 şeklinde. Küçük hücreli akciğer kanseri çoğunlukla erkeklerde görülür. Kadınlarda daha az görülür. KHDAK alt hücre tiplerinde de kadın erkek arasında hücre tipi farklılığı vardır. Adenokarsinom kadınlarda en sık görülen hücre tipidir ve genellikle akciğerlerin perifer dediğimiz dış kısımlarındaki dokuda görülür. Diğer hücre tipleri daha nadir görülmekte.

Belirtiler kadınlarda ve erkeklerde farklılık gösterebilir!

Akciğer kanseri belirtileri genelde her iki cinsiyette ortak belirtiler olsa da iki cinsiyet arasında farklılık gösterebilir. Bunun nedeni, erkeklerin ve kadınların, her biri kendi semptomlarına neden olan farklı KHDAK türlerine karşı duyarlı olmalarıdır. Ayrıca vücudun farklı tepki vermesine neden olan biyolojik farklılıklarla da ilişkili görünüyor. Erkeklere skuamöz hücreli karsinom tanısı konma olasılığı daha yüksek olduğundan, kanserin en erken belirtileri genellikle kronik öksürük, balgam çıkarma ve kanlı balgam çıkarma gibi ana hava yollarındaki problemlerle ilişkilidir.

Kadınlarda kansere bağlı ölümlerin yüzde 80 - 90'ından tütün ve türün ürünleri sorumludur.

Akciğer kanseri nedenlerinde cinsiyet ayırımı pek yapılmasa da tütün ve tütün ürünleri, kadınlarda akciğer kanseri için en büyük risk faktörü olmaya devam etmektedir ve kadınlarda kansere bağlı ölümlerin yüzde 80 - 90'ınını oluşturmaktadır. Araştırmalar kadınların sigaradaki kanserojen maddelere karşı daha duyarlı olduğunu ve dolayısıyla erkeklere kıyasla daha az yıl sigara içmelerine rağmen akciğer kanserine yakalanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Akciğer kanserine bağlı ölüm oranı en yüksek grup ise 60 yaş üstü kadınlardır. Bunun nedeni sigara içme oranının yüksek olması veya pasif içici olarak tütüne erken ve sık maruz kalmaları olabilir.

Menopozla birlikte risk düşüyor.

Kadınlar ve akciğer kanserine yönelik en önemli araştırma alanlarından biri östrojenin tümör üzerindeki etkisidir. Östrojenin kanser hücrelerini büyüttüğüne ya da kadınları kanserojenlere karşı daha duyarlı hale getirdiğine dair kanıtlar var. Bunu da erken menopoz (östrojen düzeyleri düştüğünde) ile akciğer kanseri riskinin azalma olması ile gözlemlenmiştir.

Kadınlar tedavilere daha iyi yanıt veriyor.

Tedavi planları genellikle hastalığın evresine göre belirlenir ve kişinin cinsiyetine bakılmaksızın aynıdır. Ancak araştırmalar, kadınların bu tedavilere daha iyi yanıt verdiği ortaya çıkarmıştır. Nedeni belli değil ama hormonal farklılıklardan kaynaklanıyor olabilir.  Cerrahi veya onkolojik tedavi edilen kadınlarda tedavi yanıtı erkeklere göre daha başarılı olmaktadır. Gen mutasyonları hedefe yönelik ilaçlarda kadınlar erkeklere göre daha avantajlı olmakta. Kadınlarda akciğer kanserinde hayatta kalma oranı, hastalığın tüm aşamalarında erkeklere göre daha yüksek olmasına rağmen, genel beş yıllık hayatta kalma oranı kadınlar için hâlâ çok düşüktür.”