Durup dururken bu yazı da neyin nesi demeyin. Avrupa'da birinci, Dünyada en büyük enflasyona sahip Arjantin, Suriye ve Lübnan’ın ardından 4. Ülke olacak duruma getirilen ve Venezuela'yı bile geride bırakan Türkiyemizin bir vatandaşı olarak gelin azıcık nefes alalım. Alalım ki vatandaş olarak bizlere yaşatılan sorunları, pahalılığı, zamları, hatta bizlere bir nohut dürümünü, ciğer kebabını bile rahatça yedirmeyecek kadar pahalandıran gözü dönmüşleri, vicdanını kaybedenleri bir kenara bırakıp, her birimizi ilgilendiren ve yine her birimizin kesinlikle yaşadığı sendroma bakalım. 

Niye böyle bir karara vardım, çünkü yazar Nesrin Bozkurt kardeşimizin paylaşımını görünce, bende bunu sizlerle araya ekler koyarak paylaşmaya karar verdim.  Yengeç Sepeti Sendromu hikayesinin içinde hepimiz varız aslında.  Örneği Yengeç’ten verilmiş ama içine o kadar detaylar yerleştirilmiş ki, bu örneklemede mutlaka kendinizde yaşanmışlık adına bir parça bulacaksınız. Şahsen benim var. Çünkü benim yaşam tarzım, hayata bakışım bu sendromun içindeki veya olumsuzluklar içeren yaratıcısı değil, tam tersine çıkmazları, açmazları dert etmeyip hayatın iyi ve güzel şeylerini yakalamak, paylaşmak üzerine kuruludur... Elbette yaşamım boyunca çok acılar çileler çektiğim doğrudur. İhanetler darbeler gördüğüm de doğrudur. Ama bunlara asla takılıp kalmadım. Kötülükle karşılık vereceğime, hepsinden ders alıp kendime pay çıkartmaya çalıştım. Yani kin gütmedim, öyle ah vah deyip hayatımı da karartmadım. Sürekli kendim, ailem, sevdiklerim ve dostlarımla bardağın hep dolu tarafına bakarak ilişki kurdum. Tabi ki, bardağın boş tarafını asla göz ardı etmedim. Bir şey bilmiyorsam öğrenmek, yüksek okula gidemesem de kendimi çeşitli yöntemlerle geliştirmek istedim. Yani, aktivist yazar Ninotchka Rosca’nın örneklediği gibi, “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın” diyenlerden asla olmadım. Tam aksine herkesi teşvik ettim, etmeye de devam ediyorum…

HADİ GELİN BU HİKAYEYİ OKUYALIM

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamıyacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır. Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.

(BURADA ARAYA GİRİYOR BU OLAYI CEHENNEM ZEBANİSİ HİKAYESİYLE EŞİTLİYORUM. O HİKAYEDE ADAM ÖLÜR VE DEMEK Kİ GÜNAHKAR OLDUĞU İÇİN BİR REHBER İLE CEHENMEME GÖNDERİLİR. ORADA HER ŞEHİR İÇİN AYRILAN KOCAMAN DEVASA KAZANLARI GÖRÜR. HER KAZANIN YANINDA ELİNDE BÜYÜK TOKMAK OLAN CEHENNEM ZEBANİSİ KAZANDAN KİM KAFASINI ÇIKARIP ÇIKMIP KURTULMAK İSTİYORSA KAFASINI TOKMAĞI İNDİRİP TEKRAR KAZANIN DİBİNE GÖNDERİYOR. NİHAYET KENDİ ŞEHRİ GAZİANTEP’İ BULUR AMA BAŞINDA CEHENNEM ZEBANİSİ YOKTUR. HEMEN REHBERİNE DÖNEREK “BU KAZANIN BAŞINDA NİYE ZEBANİ YOK?DER. REHBER DE GÜLEREK ”O KAZANDA ZEBANİYE GEREK YOK, ÇÜNKÜ ANTEPLİLER KİM KAZANDAN ÇIKMAK İSTESE AYAĞINDAN ÇEKİP YÜKSELMESİNİ ENGELLİYOR. BÖYLECE ZEBANİYE GEREK KALMIYOR”DER.)

DÖNELİM BU HAYAT DERSİ YAZININ DEVAMINA

Filipinliler arasında popüler olan kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafından kullanılıyor. Bu “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın.” anlayışını ifade eder. Bazı insanlar, bencilce davranarak hırslarını ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler. Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır. İstekleri budur. Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla çabalarınızı sabote etmeye çalışırlar.

Yengeç Sepeti Sendromu, her alanda yaşanabilir. Örneğin, kurumsal hayattaki tam zamanlı işinizden ayrılıp yolunuza girişimci olarak devam etmek istiyorsunuz. İş çıkışlarında kendinizi geliştirecek kurslara katılmayı planlıyorsunuz. Kilo vermeyi düşünüyorsunuz. Daha farklı, daha iyi şartlara yöneldiğinizde, değişim yapmaya henüz hazır olmayan, korkan kişilerin eleştirilerine maruz kalabilirsiniz. Kendi başarısızlık korkularıyla, sizin başarılarınıza, gelişim olanaklarınıza ket vurmaya çalışanlar; yeni bir şey denemek istediğinizde baltalamaya, caydırmaya niyetlenenler olabilir. “Ne gerek var?”, ”Boşver.”,”Zaten beceremezsin, hiç uğraşma.”, “Bu saatten sonra meslek değiştirilir mi?” sözlerini duyabilirsiniz. Ofis tavsiyesi kisvesi altında size kendinizden şüphelendirecek önerilerde bulunabilirler, iş stresini artırabilirler.

NE GÜZEL BİR SÖZ; PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR İNSAN

Yengeç zihniyetine sahip kişiler, gruplarında diğerlerini aşarak başarılı üyelerin önemini azaltmayı hedeflerler. Onlar başarısızken başkalarının başarısını izlemek yerine, çökmelerini beklerler. Mutlu anlarda bile eleştirecek noktalar bulabilirler, ama eleştiri duymak istemezler. Empati ve merhametten yoksundurlar. Başkasına yardımcı olmak, kendimize yardımcı olmaktır aslında. “Love your neighbour as thyself.” sözü aklınızda bulunsun. Paylaştıkça çoğalır insan.

Kurbana dönüşmemek için:

Zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz insanlara dikkat edin. Jim Rohn; “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” Aile üyeleriniz, çalışma arkadaşlarınız, yakınlarınız size yengeç sepeti sendromu yaşatan kişiler olabilirler. Zorunlu nedenlerle ilişkimizi tamamıyla koparmamızın mümkün olmayacağı durumlar varsa da hayatınıza yön verecek olan kişi sizsiniz. Kiminle, ne kadar vakit geçireceğinizi iyi belirleyin. Benzer hedeflerinizin olduğu kişilerle bir aradaysanız, başarınız katlanır.

Durumun farkına varmak gerekiyor. Olumsuz düşüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardımlaşabileceğiniz, birbirinize ilham verebileceğiniz kişilere yönlendirin.

Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklaştırmalarına, üretkenliğinizi azaltmalarına izin vermeyin. Bizim hayatımız, bizim seçimlerimiz. Kovadaysak da çıkmayı başarmak bizim elimizde

Birlikte gelişebilmek dileğiyle. NESRİN BOZKURT

Not: Yengeç burcundan olanlar için bu Yengeç sadece simgedir. Ayrıca ben bir yengeç burcu erkeğiyim...Yani farklı anlamlar çıkarmayın...

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR