Dünya Sağlık Örgütü Global Yol Güvenliği Raporu’na göre, Türkiye’de özel otomobilleri ile seyahat eden sürücülerin yüzde 50’si, ön koltukta oturanların da yüzde 41’i emniyet kemeri takıyor…

İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Emniyet kemerinin olası bir trafik kazası sonucu ölüm ve yaralanma riskini azaltma oranı, kaza sonrası ölümlerde sürücüler ve ön koltuk yolcuları için yüzde 50, arka koltuk yolcuları için ise yüzde 75’tir; kaza sonrası yaralanmalarda ise yüzde 77’ye kadar ulaşmaktadır.” dedi.

Yol ve Trafik Güvenliği Danışmanı Özgür Şener: “Kazalarda ölen 0-14 yaş gurubu araştırmasında, çocuk koltuğunu zorunlu tutan ve denetleyen Avrupa ülkelerinde kazalarda çocuk ölümü yüzde 2 iken Türkiye'de yüzde 40'ları buluyor.”

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan ve İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi, Yol ve Trafik Güvenliği Danışmanı Özgür Şener, emniyet kemeri kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sürücü ve yolcuların emniyeti ve güvenliğini sağlayan çok önemli bir ekipman

İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, emniyet kemerinin, bir taşıt içinde seyahat eden sürücü ve yolcuların emniyeti ve güvenliğini sağlayan çok önemli bir güvenlik ekipmanı olduğunu ifade ederek, “Kullanımı çok kolay olmasına rağmen ülkemizde kullanımı maalesef yaygın değildir. Dünya Sağlık Örgütü Global Yol Güvenliği Raporunda; Türkiye’de özel otomobilleri ile seyahat edenlerde emniyet kemerine uyum; sürücülerde yüzde 50, ön koltukta oturanlarda yüzde 41 olarak tespit edilmiştir. Arka koltukta emniyet kemeri kullanımı ise maalesef çok nadirdir. Bu oran Almanya’da sürücü ve ön koltukta oturanlar için yüzde 98, arka koltukta oturanlar için yüzde 99, İngiltere’de sürücü ve ön koltukta oturanlar için yüzde 95, arka koltukta oturanlar için yüzde 90 olarak değerlendirilmiştir.” diye anlattı.

Kaza anında sürücünün ve yolcuların koltuklarında sabit kalmalarını sağlıyor

Emniyet kemerinin, sürücünün başka bir taşıta veya sert cisime çarpması, başka bir sürücünün sizin kullandığınız taşıta çarpması, sürücünün bir sebeple taşıtın kontrolünü kaybetmesi ile taşıtın devrilmesi gibi olumsuz durumlarda devreye girerek sürücü ve yolcuların taşıtın içinde en güvenli yer olan koltuklarında sabit kalmalarını sağladığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şöyle devam etti:

“Belirli bir hızda seyahat halindeki bir taşıtla ilerlerken başka bir taşıta çarptığını düşünün. İçinde bulunduğunuz taşıtın hızı da ülkemizdeki şehir içi hız limiti olan saatte 50 kilometre olsun. Bu çarpışma sonrası taşıtınızın ilerlemesi engellendiği için hızla duruşa geçecektir. Taşıtın içindeki sürücü ve yolcuların emniyet kemerleri takılı değilse, taşıtın son hızı olan saatte 50 kilometre hızla taşıtın içinde ileri doğru hareket edeceklerdir. Ön koltukta oturanlar taşıtın ön paneline, ön camına ve taşıtın arka koltuğundakiler önlerindeki koltuğa doğru saatte 50 kilometre hızla çarpacaklardır. Narin insan bedeninin bu çarpışmaya dayanması maalesef mümkün değildir. Kafa kırılmaları, boyun kırılmaları, taşıtın camından dışarı fırlamalar, tutunmaya çalışırken kırılan kollar, bacaklar maalesef kaçınılmazdır. 

2022 Emniyet Genel Müdürlüğü kaza verilerine göre; emniyet kemeri takılı olmayan ölümlü yaralanmalı kaza sayısı, takılı olana nazaran 2 kat daha fazladır. Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların yüzde 24.8'i hiç zarar görmeden kazayı atlatırken, emniyet kemeri kullanmayanlarda bu oran yüzde 6.3'tür.”