Biliyorsunuz mutlaka, Ticaret Odası konusunda hassasiyetimiz var. Çünkü Gaziantep’in en eski odasının, tarih sayfalarına altın harflerle yazılmış bir geçmişi var.. Kentin ileri gelen eşraflarının yöneticilik ve başkanlık yaptığı, geçmişiyle her zaman özel konumu olan bir oda olarak kalmıştır.. Ticaret Odasını temsil etme hesabı yapanlar, yöneticilik yapmak isteyenler, buna çalışan personelleri dahil, önce odanın geçmişini bilmesi gerek..Bunları yapmadıkları takdirde, sorumluluk duygusundan uzak kalırlar.. Geçmiş bilindiği takdirde, gelecek ona göre şekillenir.. Geçen hafta yazdığım gibi, “Odalar faydalanılacak yerler değil, kent ekonomisine katkı sağlayacak, temsil edilen sektörlerin sorunlarını takip edecek, yeni fikirler üretilecek yerlerdir.. Artık bu anlayışın değişmesi gerektiğini düşünüyorum.. Yeni fikirlere, yeni düşüncelere, yeni hamlelere ihtiyacımız var. Odaları ve dernekleri malları gibi görmek isteyenler, küçük olsun benim olsun anlayışına sahip olanlar, lütfen odadan ellerini çeksinler”AYNI TABLONUN SALI GÜNÜ DE GERÇEKLEŞMESİ GEREKİRBir üyesi olarak, Ticaret Odasının tarihine ve geçmişine çok önem veren birisiyim.. Hassasiyetim, odanın adına yaraşır şekilde yönetilmesi üzerine kuruludur.. Temennimiz, odanın siyaset başta olmak üzere, kişilere bağlı güç gösterisi ve dernek, vakıf vs. benzeri oluşum ve örgütlenmenin egemenliği altına geçmemesidir..Geçen dönem özellikle aleni olarak yapılan siyasi müdahaleler, cemaatin rol üstlenip baskı uygulama eylemleri hala hafızalardan çıkmamıştır.. Demokrasinin en güzel örneğinin sergilendiği Odanın 105 üyesinin seçimlerinde gerçekleşen tablonun, aynı anlayış ve uygulama içerisinde şimdi yönetim ve meclis seçimine yansıtılması şart olmuştur..SEÇİLEN 105 ÜYENİN VEBALİ BÜYÜKBunlar yapılabildiği takdirde Ticaret Odasının geleceği hakkındaki karamsarlığımız olmayacaktır.. Odanın temsiliyetini üstlenecek kişiler özellikle bunlara dikkat etmelidir.. Geçen dönem bu yanlışlar yapılmış ve oda çok derin yaralar almıştır..Temennimiz odur ki, Salı günü yapılacak olan yönetim ve meclis seçimlerinde bu prensipte hareket edilir.. Siyasi destek algısı oluşturmaya kalkışılmaz.. Hangi adayın, odayı daha iyi yerlere götürebileceğine inanılıyorsa, daha iyi temsil edebileceği düşünülüyorsa, kimselerin etkisinde kalınmadan, işe siyaseti ve hatır gönül işini karıştırmadan o kişilerin seçilmesi için oy kullanılmalıdır diye düşünüyorum..BU ŞEHİR GÖZ GÖRE GÖRE İLLEGALLEŞİYORGaziantep’te uyuşturucu, hırsızlık olaylarına asayişe yönelik, cinayet ve yaralama işlerinin de eklenmeye başladığını gözlüyoruz.. Uyuşturucuya bağlı cinayetlerin sonuncusu, annesini öldürecek kadar gözü dönmüş bir kişi oldu geçtiğimiz gün.. Durumun vehametini gördüğümüz kadar, önleyici tedbirlerin yetersizliğini görmek elbette düşündürücü.. Elbette uyuşturucuya alışmış evladın evde annesini öldürecek noktaya gitmesine kolluk güçleri bişey yapamaz.. Ama mesele de bu zaten.. Çünkü uyuşturucu işi çığ gibi büyüyor kentte.. Küçüklü büyüklü zehirleniyor insanlar.. Daha önce de yazdığımız gibi polis kadrosunun yetersizliği de emniyetin elini kolunu bağlar durumda.. Hırsızlığı da katarsak bu işe, Gaziantep’in yaşanılabilir kent algısından uzaklaştığını üzülerek belirtmek durumundayız..İNANILMASI ZOR OLAYLAR YAŞANIYORŞu bir gerçek.. Kentte yaşananlar, kenti yönetenler tarafından ciddiye alınmadığı sürece bu işlerin düzelmesi çok zor.. Kenti yönetenler, şehirde yaşayanların ulaşımdan, suyuna elektriğine, yeme içme sektöründeki pahalılığına, çöpünden, sokağının temizliğine, can güvenliğinden, hırsızlık mağduru olmasına, sosyal yaşamından gürültü ve çevre kirliliğine kadar, daha birçok detayı yaşayıp bilmedikleri sürece içinde, çözüm adına hiçbir şey üretemezler..Bu boşluğu, illegaliteye meyilli olanlar çok iyi doldururlar.. Sokaklarda, okul önlerinde rahatlıkla uyuşturucu satarlar.. Evlere işyerlerine rahatlıkla girip hırsızlık yaparlar.. İnsanları kurşunlayıp bıçaklarlar.. Eğlence yerlerinde adam vururlar.. Hatta daha çok yeni olay, bir barda müzisyenlik yapan bir üniversite öğrencisini iddiaya göre döverek öldürebilirler.. Bir dişçiyi evinin önünde kurşunlarlar.. Elbette şehir büyük.. Olaylar mutlaka olacaktır.. Ancak dediğim gibi güvenlik güçlerinin caydırıcı olmaktan uzaklaştığı algısı, o şehir için en tehlikeli bir algı olarak hafızalara yerleşecektir.. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR