Türkler alanındaki üstün muhabere kabiliyeti kadar, devlet kurma ve yönetme sanatındaki dahiyane öngörüleriylede mümtaz bir millettir. Yüzyıllar boyunca Fars ve Arap coğrafyalarını yönetmeleri bir tesadüf değildir. Suriye'deki Türk kimliği bu panorama içinde genel bir realite olsa da, Devleti yöneten Türkmenlerin varlığı ayrı bir gerçektir. Tarık Hakan'ın kendine has dil dokusuyla sürece birlikte bakmayı deneyelim.

Mehmet Ali Abid (1867-1939)

1867'de Şam'da doğdu. Şam ile Beyrut'ta okudu, İstanbul'a gidip Galatasaray'da okumasını tamamladı, sonra Paris'te hukuk okumasını bitirdi. İstanbul'a dönüp Dışişleri Bakanlığı'nda görevlendirildi.

Roma ve Avrupa yasalarını sonra İslam fıkhı ve usulünü okudu. 1908'de Washington'da Osmanlı Devletini temsil etti, 1920 yılında ise Fransızların eline geçen Suriye'ye döner ve General Goro tarafından Maliye Bakanı olarak atanır.

Türkçe, Arapça ve Fransızca mükemmel düzeyde bilirdi. Fransız Edebiyatı tarihi ve ekonomi uzmanıydı. Ayrıca iyi düzeyde Farsça ile İngilizce bilirdi.

30/04/1932 tarihinde Şam Milletvekili oldu ve aynı yılın 11/06 tarihinde Suriye Cumhurbaşkanı olarak seçildi, 1936 yılında istifa eder ve Fransa'ya gider. 1939'da Fransa'da öldü ve Şam'da gömüldü.

(2)

Haşim Atası (1875-1960)

Cumhuriyetin babası diye adlandırıldı. İki kez cumhurbaşkanlık görevinde bulundu. 1.'si 1936-1939 yılları arasında, 2.'si ise 1949'da başladı yalnız Edip Çiçekli devrimiyle kesilip 1954'te bir daha başlayarak 1955'te bitti. Ayrıca Suriye hükümetini iki kez kurdu.

1914'te Osmanlı Devleti tarafından Humus, Hama, Yafa, Baalbek ve Anadolu valisi olarak atandı. 1918'de Suriye Arap Krallığı'nın kuruluşunu duyurdu ve krallığın anayasasını çizdi.

1920'de 2. Suriye Başbakanı olarak Hükümeti kurdu ve Fransız işgali nedeniyle bu görevi yanlız üç ay sürdü. Fransızın yandaşı olan Şa'b (Halk) Partisi'ne karşı olarak 1927'de Vatani Kitle Partisi'ni kurdu. Ordu subayları ile sol partilerinin güçlerini azaltmaya çaba harcadı ki iktidardayken Suriye'yi yansız bırakarak komünizm çatısından uzaklaştırdı. Arap liderlerinin tersine Cemal Abdunnasır'ı Mısır ve Arap ülkelerine lider olmasını yaşta küçük ve toy (acemi) olduğunu görürdü ki Nasırilere karşı sert davranarak birçok işlemler yaptı. 1950'de Bağdat Antlaşması'na katılmak istedi yalnız Nasıri subaylar engel oldular. Nasiri olan Başbakan Sabri el-Aseli ile farklı görüşte bulunarak onu Suriye'yi bir Mısır uydusu yapmaya çalışmasıyla itham etti ve görevinden ayırıp yerine Hıristiyan olan Faris el-Huri'yi atadı.