Doğrusunu söylemek gerekirse ilk duyduğumda heyecanlanmıştım. Hatta Sayın Fatma Şahin'in 'Geleceğin Gaziantep'i' hedefiyle düzenlediği tanıtım toplantısında ne gibi projeler hazırlamış diyerek birçok arkadaşımı bu toplantıya gelmesi için teşvik etmiştim.. Kafamda oluşan düşünce, bu zamana kadar açıklanmayan yeni projeleri, basına ve şehrin önde gelen isimleriyle STK başkanlarının da yer alacağı bu toplantıda sunum yaparak anlatacağı şeklindeydi. Hatta biraz daha iyimser, ama galiba çok saf biçimde düşünmüş, Sayın Şahin'i belediye başkan adaylarıyla birlikte davetli misafirleri kapıda karşılayıp, fark yaratacağını aklıma getirmiştim..

Ama saat 15.45 de ŞKM'nin kapısından adım atar atmaz, Fatma Şahin'in geleceğin Gaziantep'ini gösteren ilk yüzüyle karşılaştım.. Saat 16 da denilen toplantı salonu çoktan dolmuş kapılar kapatılmıştı.. Davet edilen birçok insan geri dönüyordu. Bazılarıyla karşılaştığımda konuşmaları buruktu.. Hele çok değer verdiğim saygıdeğer insan Dr. Aladdin Demircan'ın 'rahatsızım ama davet ettiler nezaket icabı geldik fakat kapıdan içeri almadılar' derkenki yüz ifadesi gerçekten herşeyi anlatmaya yetiyordu.. Diğer insanlar da homurdanıyor, 'hem davet ediyorlar hemde salona almıyorlar'diyerek sitem ediyordu.. Kapıdaki özel güvenlikçiler kimseyi içeri almıyor, üstelik girmek isteyenlere kaba davranıyordu.. Onları dinledikten sonra bizde yaklaştık kapıya ve 'Gazeteciyiz' dedik.. Kapıdaki görevli 'giremezsiniz salon dolu' dedi. Israr edip görev için geldiğimizi söyleyince, görevli 'basın kimliğini göster'dedi biraz da emreder biçimde. O görevliye 'Tüm gazetecilerden salona girerken kimlik mi istedin' dedim, karşılık olarak 'boşver sen kimliğini göster yoksa giremezsin salona' deyip kestirip attı.. Demekki Sayın Fatma Şahin'in 'GELECEĞİN GAZİANTEP'İNDE' hem insanları davet etmek, hemde salondan içeri almamak gibi projeler vardı..

Çaresiz basın kartımı gösterdim görevliye.. Çok anlarmış gibi aldı eline evirdi çevirdi baktı 'tamam girebilirsiniz'dedi. Ardımdan yazı işleri müdürümüz Meral Kınacılar bir güzel sorguya çekildi, o da çaresiz kartını çıkardı ve görevli çok büyük bir şey bağışlarmış gibi 'tamam sizde girebilirsiniz'dedi.. Tabii geride kalanlarla itip kalkmaca oynamaya, onları içeri almamaya, diğer görevliye 'kapıyı kilitle' demeyi ihmal etmeyerek.. Aslında orada çekip gitmek geldi içimden ama gazetecilik dürtüsü beni alıkoydu.. İyiki öyle olmuş..

GELECEĞİN GAZİANTEP'İNİN 2. YÜZÜ

Salona girince 'GELECEĞİN GAZİANTEP'İNİN' 2'nci yüzünü gördük.. Koltuklar kadın çoğunluklu partililer tarafından doldurulmuş.. İniş ve çıkış Koridorları ayakta partililer tarafından işgal edilmiş. Orta koridordaki yoğunluk salonu sanki ikiye bölmüş, çünkü insanlar burayı da işgal etmiş.. Bağırmalar, çağırmalar, tehditler, gırtlağa sarılmalar görülmeye değer.. Bir yandan anonslar yapılıyor, ayaktaki partililerin yan koridorlara geçmesi isteniyor, bir yandan görevliler yakalarına yapışan partililerden canını kurtarma telaşında.. Eeee…, partililer bizim ve kapıdan çevrilen oda veya dernek başkanları gibi değil. Kendilerine itiraz eden görevli bile olsa hemen gırtlağına sarılıp yakasına yapışıyor.. Aynen öyle. Zaten bu pozisyonları da yaşamadım değil.. Bari gelmişken resim çekeyim dedim, şimdi meclis üyesi adayı olan sevgili Mustafa Dinçoğlu 'abi çekmesen iyi olur' dedi ama öyle bir ortam vardı ki, Mustafa bile o anda tartışmaların itiş kakışın ortasında kaldı garibim.. O kargaşadan kendimi kurtarıp birkaç adım attım, sevgili dostum Mehmet Yetkinşekerci gördü ve yanındaki koltuğa davet etti.. Oturdum kısa bir süre ama, bir gazeteci olarak GELECEĞİN GAZİANTEP'İNDE görmek istediklerimi kaçıracağım için kalktım koltuktan… Sonra sevgili meslektaşım Arif Kurt gördü beni, ısrarla oturmamı istedi ama ona da teşekkür ettim… Ancak ön bölümün orta sıralarında, Ankara'dan getirilen 25-30 civarındaki gazeteci meslektaşlarımız için özel yer ayrıldığını farkettim o anda.. Arif yine israr etti oturmam için ve 'birazdan Geleceğin Gaziantep'i projesinin tanıtımı başlayacak' diyerek izlememi istedi.. Arif'e teşekkür ettim ve 'ben göreceğimi gördüm'diyerek salondan ayrılmak için tıpkı girerken yaşadığım zorluğu bir kez daha yaşayarak dışarı çıkabildim..

DOĞRUSU BÖYLE OLMALIYDI

Evet.. Baştan da söyledim, gönül isterdi ki, bu tür tanıtım programı iyi bir organizasyon ile gerçekleşsin.. Sayın Fatma Şahin Bakan olmuş birisi.. Şimdi Gaziantep'i yönetmeye talip.. Bunun için de projeler yapmış kendince.. Bu projeleri partililerine anlatmak ve göstermek istiyorsa, daha geniş alanları seçmeliydi.. Karataş spor salonu olabilirdi mesela, veya Kamil Ocak.. Ama bu projeleri ki adını 'GELECEĞİN GAZİANTEP'İ' koyuyorsanız, o zaman bu kentin Sivil Toplum Örgütlerinin başkanları, muhtarlar, dernek başkanları ve kanaat önderleri olarak sayılı insanlar ile, eğer değer bulunursa gazeteciler ve yazarlar davet edilip önceden partililerin doldurulmadığı bir salonda tanıtım yapılırdı.. Ama siz kentin STK'larını muhtarlarını, oda ve dernek başkanlarını, artık militanlaşmış, iktidar ve güç sarhoşluğundan olsa gerek kimselere saygısı kalmayan, büyük küçük demeden kaba davranışlar içine giren partili tiplerin doldurduğu salona çağırırsanız, bunun iyi bir organizasyon olduğunu savunamazsınız..

NERDESİN CAHİT BİNGÖL

Şimdilerde o kadar ihtiyaç duyuluyorki, Burhan Cahit Bingöl'ün yaratıcı afişlerine, ilanlarına ve bilbordlarına.. Buradan çağırı yapıyorum Sayın Bingöl'e.. Tamam aday gösterilmediniz, tamam CHP genel merkezi size kesinlikle yanlış yaptı.. Tamam hakkınız yendi.. Ama Sayın Bingöl bu şehir sizin yaratıcı sloganlarınıza, verdiğiniz mesajlara alıştı.. Bakın hem Gaziantep'te hem de Türkiye'de neler oluyor.. Babalar ne evlatlar yetiştiriyor.. Evlatlar milyon avro ve dolarlara küçük paracıklar olarak bakıyor, 'sıfırladık az bişey kaldı sadece 30 milyon avro onu da sıfırlarız'diyor. Diğeri 1 trilyonu 3-5 kuruş olarak telaffuz ediyor.. Gaziantep'te işini bilen aslan gibi evlatlar, abiler ve babalar meclis üyeleri yapılıyor.. Hadi Sevgili Bingöl.. Çık meydana, vallahi özledik sizi..

*Allahım her söze girişlerinde senin adını ağzına alan hırsızların, dolandırıcı ve sahtekarların bizleri kandırdığı yetmezmiş gibi, seni de kandırmasına müsaade etme yarabbi.. (Ökkeş Özekşi)

Hepinize iyi haftalar