Ülke olarak çok zor dönemden geçiyoruz maalesef. Bir kere Dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülkelerin en üstlerindeyiz. 2023 verilerine göre Dünyada Enflasyondan en çok etkilenen ülke, %124'lük oranla Arjantin olarak gözüküyor. 2023 yılında dünya genelindeki enflasyon ortalaması %6.6'ya geriledi, bu oran daha önce %8.8'di. Türkiye ise TÜİK kaynaklı %64'lik enflasyon oranıyla dünya ülkeleri arasında ikinci sırada yer alıyor ve Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada. Bir şey daha var tabii… John Hopkins Üniversitesi'nden Uygulamalı Ekonomi Profesörü Steve Hanke tarafından hazırlanan "Yıllık Sefalet Endeksi'nde" Türkiye, 2022 yılında dünya genelinde 10. sırada yer almış.  2022 verilerine göre, 157 ülkenin yer aldığı bu listede Türkiye sefaletin en yüksek olduğu 10. ülke olarak sıralanmış. Türkiye'nin sefalet endeksi 101.601 olarak hesaplandı. Ne yazık ki enflasyonda zirvede, Sefalet endeksinde ise ilk 10 ülke içinde kalan bir ülkede yaşıyoruz. 

ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNDEKİ MAAŞLARDAN ÇOK AŞAĞI MAAŞLARA

Ve bu noktadan hareketle enflasyonu yüksek, sefalet endeksinde zirvede yer alan ülkelerdeki asgari ücrete benzer maaşla yaşamı sürdürüyoruz. En vahimi asgari ücretin altında maaş verilen 15 milyon emekliye sahibiz… Yani öyle bir noktadayız ki, asgari ücret veya daha düşük emekli maaşların, sıradan bir evin kirasına bile yetmediği, bir zamanlar en ucuz olan simiti bile eskisi kadar rahatlıkla alamayacağımız bir ülke haline geldik. Aslında çok uzaklara gitmeye gerek yok.  Bakın alıntıladığım bu tabloya… 2001 yılında en düşük işçi emekli maaşının asgari ücrete oranı 1,43 idi. AK Parti’nin ilk kez maaşları belirlediği 2003 yılında bu oran 1,47’ye yükseldi. Yani, en düşük emekli maaşı neredeyse asgari ücretin 1,5 katı idi. Yıllar geçtikçe zaman içinde bu oran kademeli olarak inmeye başladı ve İlk kez 2016 yılında 1’in altına düştü. Bu ne demekti? Emekli maaşının asgari ücretten daha düşük olması demekti. Ve o tarihten itibaren her yıl gerileyen bu oran 2023 yılında 0,71’e kadar geriledi. Felaket ise bu sene başında ortaya çıktı. 2024 başında oran o kadar indi ki, 0,61’e geriledi. Şu çok net,  eğer emekli maaşlarında kayda değer bir iyileştirme olmazsa 2024 yılı 2001 yılından bu yana en kötü yıl olacak. 

ILS CİHAZIMIZ YETERSİZ KALIYOR

Çünkü havaalanımızın bulunduğu bölge şehrin rakımı en düşük bölgesi. Şöyle diyeyim size; Oğuzeli ve Karkamış bölgeleri tarımda Gaziantep’te en erken meyve ve sebze üretilen yeridir. Çünkü çukur bölgedir buraları. Zamanında o kadar uyarılara rağmen havaalanı buraya yapılmıştır. Tıpkı sisin en yoğun olduğu bölge olan Ankara Esenboğa’ya yapılan havaalanı gibi. Şu bir gerçek, Gaziantep’te artık ne eski kış ne de yaz kaldı. Kışın kentin üzerinden esen hakim rüzgarlar siz sağ olun rahmetli oldu. Çünkü şehrimizde genellikle merkezde yaz mevsiminde artık serin hava olmuyor. Dahası özellikle kentin kuzey ve batı tarafından esecek rüzgarların önüne büyük ve yüksek binalar adeta perde oluşturdu. Ben bunu yıllardır yazdım ama hiç umursanmadan şehrin rüzgar getiren kuzey-batı yönlerine binalar dikildi. Alman Profesör Jansen 1938'lerde uyarmıştı oysa. Gaziantep için imar planı bile hazırlamış ve uyarılarda bulunmuştu. Ama kimse dinlemedi ve şehrin ne kadar tarıma elverişli arazileri varsa hepsi beton yığınına, hem de yüksek binalara dönüştürüldü.  

 ARTIK ESKİ GAZİANTEP HAVALARINI UNUTUN

Artık Gaziantep’te kentin merkezinde kışın normal rüzgar esmediği için sis şehrin tam üstüne yapışıp kalıyor. O fırtınalar hariç tabii... Havaalanı bölgesinde ise sis resmen çöküyor ve haliyle CAT 1 dediğimiz ILS cihazı yetersiz kalıyor. Bu sis çökmesi ILS cihazını CAT II de olsa, 3 de olsa iş görmüyor. Nitekim geçtiğimiz hafta içinde Gaziantep gibi Ankara Esenboğa Havaalanında da uçaklar iniş yapamadı. Oysa orada CAT 3 dediğimiz ILS cihazı da var. Hatta bir gün sonra Gaziantep’ten Ankara’daki AK Partinin aday tanıtım toplantısına gitmek isteyen yüzlerce insan başkente uçamadı. Bakmayın siz Devlet Hava Meydanları Genel Müdürü Hüseyin Keskin’in Gaziantep havalimanının bölgesel konumu nedeniyle ILS cihazının etkisiz kaldığı iddiamızı yalanlamasına. Ben bu ILS cihazı için ne mücadeleler verdim, sürekli takip edenler çok iyi bilir. Ama artık bu acı gerçekten Gaziantep'in kurtuluşu yok sevgili okurlarımız. Herkes aşırı sis olduğunda bunlara alışsın ve yolculuklarını ona göre programlasın. Gaziantep için sis bir kabustur bunu öğrenelim. 

KENTİ YÖNETENLER VATANDAŞLARINI UYARI VE BİLGİLENDİRME GÖREVİNİ YAPMALI

Burada bir noktaya temas etmek istiyorum. İnsanlar havalimanına gelmiş ve uçakların gelmesini veya kalkmasını bekliyor. Ama maalesef arıza, rötar veya başka nedenlerle geciken, iptaller veya yapılamayan uçuşlar için insanlar bilgilendirilmiyor. Havalimanında bu mekanizma yeterince çalışmıyor ara sıra bilgiler veriliyor ama ikna etmekten uzak, yüzeysel yani... Burada haliyle sosyal medya devreye giriyor ve herkes ulaşabildiğine ulaşıp durum öğrenmek istiyor. Geçen hafta havalimanında Gaziantep’ten uçmak isteyen çok sayıda insan vardı. Hepsi durumu öğrenmek istedi ama hem havalimanı yetkilileri hem de kenti yöneten hiçbir yetkili hiç değilse sosyal medyadan durum hakkında bilgi vermedi. Galiba bu şehirde yaşayanlar, şimdi İstanbul Valisi olan Sayın Davut Gül’ün yaptıkları uyarı ve verdiği bilgilere alışmış olacak ki, aynı durumu yeni Valimiz Sayın Kemal Çeber’den de bekliyor.  Sayın Çeber’in sosyal medya konusunda Davut Gül kadar aktif olmayışı, onun yerine şehrin yöneticilerinden herhangi birisi veya Büyükşehir’in böyle bir uyarı ve bilgi merkezi oluşturup vatandaşları bilgilendirmeyişi, haliyle insanları sahipsizlik duygusuna sevk ediyor. İşte burada geçen hafta ben vardım detaylı bilgi verip insanlara haber ulaştırdım. Ama bu yeter mi ? Yetmez elbette. Sadece ben elimden geleni yaptım ama nereye kadar. Sanırım bu yöndeki eksikliği veya boşluğu, Vilayetin ulaşım başta olmak üzere herhangi bir afet öncesinde bir oluşum içine girerek vatandaşlara duyuruda bulunmak için daha aktif olabilir. Kaldı ki geçtiğimiz haftalarda çıkan fırtınalarda yine Vilayetin bu yönde bir uyarısı olmamış, önceden kriz masası kurulmamıştı. Ne zamanki araçlar sular içinde kaldı, gece yarısı kriz masası adı altında bilgi verilmek zorunda kalındı. Benim naçizane tavsiyem; Vilayet, Büyükşehir, ilçe belediyeleri, Jandarma, Emniyet, sağlık müdürlüğü, itfaiye ve AFAD’ın olaylar olduktan sonra değil öncesinde tedbirler alınmasını sağlamak için her şeyi tekrar gözden geçirmek olacaktır. Kaldı ki artık teknoloji çok gelişti, deprem dışında olabilecek her afet, aşırı yağış veya fırtınalar öğrenilebiliyor. Madem bu şehirde yaşıyoruz, herkesin görevini yerine getirmesini beklemek hakkımızdır. 

DİP NOT:

SİYASETTE DÖNEN DOLAPLARA, ENTRİKALARA, SAHTE YÜZLERE KARŞI BİLGİSAYARIMIN TUŞLARI BANA KARŞI ÇIKIYOR VE "YAZMA"DİYOR. 

HOŞGÖRÜNÜZE SIĞINIYORUM.

İYİ HAFTALAR