Karşımızda eli kanlı silahlı bir terör örgütü var. Sürüler halinde dağlarda dolaşan, mağaralarda sinlenen bu vampirlerin önlerine hedef olarak konulmuş amaçları da tabii. Türk devletini parçalamak ve Millet egemenliğini, halkların egemenliğine tahvil etmek. Örgüt bu nedenle silahlı propaganda yapıyor. Yani ölümler ve acılar üzerinden, öncelikle hedefteki bölgeye, sonrasında ise Türkiye'nin tamamına mesajlar veriyor. Mücadele yöntemi dağda (PKK), Şehirde (KCK) ve parlamentoda (BDP) olmak üzere üç ayağa monte edilmiş vaziyette. Büyük fotoğrafın tamamına bakıldığında, terörün bir de dış bağlantılarını göreceksiniz. Kim bunlar ? ABD ve AB. Filmi geriye sarıp tarihe bakalım. Sevr'de kim vardı ? Bütün Batılı aile, Lozan'ı en son kim imzalamıştı ? ABD. Seyit Rıza kime müracaat etmişti ? Fransa aracılığıyla İngiltere'ye. Şeyh Sait emri icazeti ve desteği kimden almıştı ? İngilizlerden. Türkler ülkelerini düşman işgaline karşı savunurken sırtındaki Türt Teali hançeri, desteği nereden alıyordu ? Avrupa'dan. Dahili ve harici koşullar yaklaşık 100 yıl önce ne ise bugünde odur. Damat Ferit Kabinesiyle, Ali Kemal'i de meselenin medya ayağına monte ettiğimizde vakayı tümden idrak etmeniz mümkün olacaktır. PKK ırkçı ve faşist bir örgüttür. Varlığını silahla ve akıttığı kanla perçinlemektedir. Arzuladığı zemin kendisine fazlasıyla sağlanmıştır. AKP Politikaları terörü bitirmeye yönelik değil, onu palazlandırmaya ve bir güç olarak toplumun önüne koymaya yöneliktir. Çünkü AKP'ye dikte ettirilen reçetenin kaynağı ABD, ilhamı ise AB çıkışlıdır. Bu manada AKP ile BDP'nin söylem ve eylem birliği bu emperyal projenin nasıl eşgüdüm halinde yürütüldüğünün de ta kendisidir. Karadeniz'e bir türlü giremeyen PKK'ya, Terör Partisi (BDP)nin legal kanalları kullanarak girmesi salık verilmiştir. Çorum'dan Sinop'a ulaşan BDP'liler tepkiyle karşılanmış, Karadeniz turunun ilk ayağı hüsrana gark olmuştur. Biri Sicilli PKK'lı, diğeri Kızıldere sakini, bir diğeri ağzından çıkanı kulağı işitmeyen, Türklükle başı dertte bir filmografya, son halka ise bir liberal solcu, Al sana bir siyasal tablo. Bunları savunmakta AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'e kalmış. Atalar ne güzel demiş, boşuna söylememişler. "Bozacının şahidi şıracı" diye değil mi ? Siz terörün ve onun arka planındaki büyük fotoğrafı görmek istiyordunuz değil mi ? Şu anda tam önünde duruyorsunuz...