Deprem korkuttu
Deprem korkuttu
İçeriği Görüntüle

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle açıklama yapan Özpolat, “Türkiye’de yaklaşık 2,3 milyon çocuk işçi bulunmakta ve her yıl yüzlerce çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. İSİG verilerine göre, son 12 yılda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı en az 770’tir. Son iki yıl içinde en az 15 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiş, yüzlerce çocuk çalışırken iş kazası yaşamıştır” dedi.

HIRSIZLIK İLK SIRADA

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri” raporuna ilişkin verileri paylaşan Özpolat şunları söyledi:”Toplam olay sayısı 612.651’e ulaşarak önceki yıla göre yüzde 9,8 artış göstermiştir. Bu olayların yaklaşık üçte biri (202.785) suça sürüklenen çocuklar kategorisinde yer almakta ve bu sayı son 9 yılda yüzde 51,5’lik bir artışa işaret etmektedir. En yaygın suçlar arasında yaralama (yüzde 40,4), hırsızlık (yüzde 16,6) ve uyuşturucu maddelerle ilgili suçlar (yüzde 8,2) öne çıkmaktadır.

SUÇ YAYGINLAŞIYOR

Özellikle uyuşturucu suçlarında son 9 yıldaki yüzde 119,5’lik artış dikkat çekicidir. Mağdur çocuklar ise 279.620’ye ulaşmış ve bunların yüzde 55,3’ü yaralama mağdurudur. Bu veriler, çocuk suçluluğunun hem yaygınlaştığını hem de ağırlaştığını göstermektedir. Örneğin cinayet suçuna karışan çocuk sayısı son 9 yılda yüzde 131 artarak 1.270’e yükselmiştir. Uzun vadeli eğilimlere bakıldığında, 2010-2024 arası suça sürüklenen çocuk sayısının neredeyse iki katına çıktığı görülmektedir.”

MÜLTECİ ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA

Çocukların suça sürüklenmesindeki artışta öncelikle çocuk yoksulluğu ve eğitimden kopma gibi etkenlerin geldiğini dile getiren Özpolat, “TÜİK verilerine göre, suça sürüklenen çocukların büyük kısmı 15-17 yaş grubunda (erkeklerde yüzde 60, kızlarda yüzde 11) ve bu grupta okul terk oranlarının yüksek olması, suç eğilimini tetiklemiştir. Uzmanlar, yoksulluk nedeniyle çocukların ucuz iş gücü olarak sömürülmesini ve bu süreçte organize suç örgütlerine bulaşmasını vurgulamaktadır. Ayrıca aile içi şiddet veya göç nedeniyle ailelerin dağılması çocukların korunmasız kalmasına yol açmaktadır. Göçmen kaçakçılığı gibi suçlarda mağduriyet oranının yüzde 9,5’e yükselmesi, mülteci çocukların risk altında olduğunu göstermektedir” diye konuştu.

NELER YAPILMALI?
Çocuk suçluluğunu azaltmak için çok yönlü stratejiler benimsenmesi gerektiğini ifade eden Özpolat, “İlk olarak, eğitim ve sosyal destek programlarının güçlendirilmesi gerekmektedir. TÜİK verilerine dayalı uzman önerileri, erken müdahale için okul temelli suç önleme programlarını (örneğin akran eğitimi ve uyuşturucu farkındalığı) tavsiye etmektedir. İkincisi, çocuk dostu kentler yaklaşımı benimsenmelidir. Kent planlamasında çocuk parkları, spor tesisleri ve güvenli alanlar artırılmalı, böylece çocukların sosyal ve kültürel hayata daha fazla katılımı teşvik edilerek suç ortamlarından uzak tutulması sağlanmalıdır. Üçüncü olarak, suça sürüklenen çocuklar için ceza yerine eğitim ve psikolojik destek merkezleri kurulmalı ve rehabilitasyon odaklı adalet sistemleri geliştirilmelidir” şeklinde konuştu. Meral KINACILAR ERBEKTE