Geçtiğimiz günlerde yeme ve içme sektörünün KDV oranları konusunda bir düzenleme yapıldı. 27/04/2024 Tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 51 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde değişikliklere gidildi.

Söz konusu düzenleme ile birlikte kamuoyunda tartışmalar gündeme geldi. Meydana gelen tartışmalar üzerine de Gelir İdaresi Başkanlığı konuya ilişkin bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

Yapılan tartışmalar neydi ve işin aslı nasıldı, tebliğ ile hangi konularda düzenleme yapıldı, bunlardan bahsetmek istiyorum.

6 Temmuz 2023 tarih ve 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %8 olan indirimli KDV oranı %10’a, %18 olan genel KDV oranı ise %20’e yükseltilmişti. Konuya ilişkin düzenlemeye yönelik tebliğ güncellemesi gecikmeli olarak 51 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile yapıldı. Aslında KDV oranlarında yapılmış yeni bir artış söz konusu değil sadece daha önce yapılmış artışın açıklamasına yönelik tebliğde yapılan güncellemeden ibarettir. 

Yapılan bu güncelleme kamuoyunda KDV oranları artırıldı olarak algılandığı içinde Gelir İdaresi Başkanlığı bir açıklama yayınlama zorunda kalarak, KDV oranlarında genel bir artışın olmadığı, sadece daha önce gerçekleştirilmiş bir düzenlemeye yönelik ilgili tebliğde güncellemenin yapıldığını belirterek konuya açıklık getirmiştir.

Güncellemenin dışında ilgili tebliğ başka neleri içeriyor bir de onlara göz atalım.

Tebliğle yapılan düzenleme;

Kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler (hazır yemek şirketleri dâhil), lokanta, içkili lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde verilen hizmetlerde KDV oranı % 10 (alkollü içeceklerde %20) olarak uygulanacağını,

içermektedir.

Tebliğde yapılan asıl düzenleme yiyecek içecek sunan işletmelerde uygulanan KDV oranına ilişkin açıklamadır. Yapılan düzenleme uyarınca, “yiyecek içecek sunan işletmeler prensip olarak hizmet işletmesi mahiyetinde olduklarından buralarda imal edilen veya dışarıdan temin edilen gıda maddelerinin buralarda veya dışarıda tüketilmek üzere müşterilere satışında %10 (alkollü içeceklerde %20) oranında KDV hesaplanacaktır.”

Tebliğin özü; yeme içme sektöründe bugüne kadar %1 olarak uygulanan bazı teslim ve hizmetler için 01.05.2024 tarihinden itibaren %10 KDV oranı uygulanacak olmasıdır. 

Söz konusu düzenleme, bu işletmelerde yapılan gıda maddeleri satışını, bir gıda maddesi satışı olarak değil, gıdanın da içinde bulunduğu bir hizmet satışı olarak değerlendirerek %10 KDV oranına tabi olması gerektiğini belirtmektir. 

Sektördeki çok sayıdaki işletmenin düzenlediği belgelerde alkol servisi olsa da toplam tutarı yemek satışı gibi gösterdiği veya yemek servisi yapılsa da %1 KDV oranına tabi olan temel gıda maddesi satışı gibi belge düzenlediği görülmektedir. Menülerdeki fiyatlar KDV dahil tutar üzerinden gösterildiğinden bu uygulamalar nedeniyle işletmelerin tüketicilerden tahsil ettikleri KDV, düzenlenen fiş ve faturalarda daha düşük bir KDV oranı gösterildiğinden Devletin değil bu işletmelerin cebine gitmektedir. Bu durum da hem vergi kaybına hem de işletmeler arasında haksız rekabete yol açmaktadır. Tebliğle bu suistimallerin önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Aslında burada gözden kaçan başka hususlar da bulunmaktadır. 

Birinci husus; aynı ürünün satış yerinin farklı olmasına göre farklı KDV oranı uygulanacak olmasıdır. Örneğin, bir simiti fırından alırsanız %1, pastaneden alırsanız %10 KDV oranı uygulanacak olması, aynı ürünün farklı KDV oranları ile satışına neden olacaktır. 

İkinci husus ise; daha önce yeme içme sektöründe bugüne kadar %1 olarak uygulanan bazı teslim ve hizmetlere %10 KDV oranı uygulanacak olmasıdır. Bilindiği üzere Anayasa’nın 73. Maddesi gereğince vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Dolayısıyla bir verginin konulması, kaldırılması veya değiştirilmesi ancak kanuni düzenlemeyle mümkündür. Kanunda belirtilen sınırlar dahilinde değişiklik yapma yetkisi de yine Anayasa ile Cumhurbaşkanı’na verilmiştir. Yani tebliğ ile vergi oranlarında ve bunların uygulanmasında değişiklik yapmak mümkün değildir. Bu nedenle tebliğin yeniden gözden geçirilmesi ve ilgili değişiklikler için Cumhurbaşkanı Kararı gerektiği kanaatindeyim. 

Kanunların anlaşılabilir ve sade olması gerekirken, mümkün olduğunca anlaşılmaz hale getirilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Basit bir KDV oranı uygulamasını bile bütün kamuoyu yanlış anladığına göre, artık yasaların ve uygulamalarının sadeleştirilmesi gerektiği kanaatindeyim.  Yasalar anlaşılabilir ve sade olmalıdır ki, vergi mükellefleri açısından daha rahat ve kolayca uygulanabilsin.