Ben, bizim belediye başkanlarını övünce, bir Ak Partili,

-"Ne övüyorsun, ben bir caddeden 5 saatte geçiyorum" dedi.

Şaşkınlığım devam ederken, o şunları anlattı;

-"Biliyormusunuz, zamanında Ankara'nın yüzde 70-80'ini gece konduydu… Eski sosyal ders kitaplarında gecekondu adı altında bir konu vardı… Gecekondu ara başlığı altında iki şehir örnek verilirdi… Ankara ve İstanbul… O tarihlerde araçlarda tek plaka, çift plaka uygulaması vardı. Hatta hava kirliliğine yol açıyor diye bir gün tek plakalı araçlar, diğer gün çift plakalılar yola çıkardı. Yani her araba istediği zaman trafiğe çıkamazdı… Aradan geçti onca sene… Ankara'da gecekondu oranı yüzde 10'a düştü… Ankara şu anda trafik açısından Türkiye'nin en kolay ulaşılabilir şehri… İstanbul'dan sonra konutların en fazla satıldığı, aracın en fazla trafiğe çıktığı şehir… Çözüm üreteceksiniz… Ben Ankara'da nerede bir sıkışıklık görsem bakıyorum 3 ay sonra orayı kazmaya başlamışlar…"

Metro, Gaziray, Hızlı Tren… dedim.

Doğrucu Davut, dinlemedi bile...

YÜKSEL'İN KOSGEB DUYARLILIĞI...

Son röportajı Gazetemize vermişti…

Yönetim Kurulu Başkanı Ökkeş Özekşi'ye Gazetemizin çizgisini, duruşunu çok beğendiğini, sıkı takipçimiz olduğunu söylemişti…

O, Gaziantep'te vatandaşlar kendisine ulaşsın diye ofis açan ilk ve tek milletvekiliydi…

Yükü diğer vekillerden daha ağırdı…

Zira Şanlıurfalıların da sıkıntılarında ilk aradıkları vekildi…

Fakir-fukaranın adamıydı…

Ziyareti esnasında telefonları hiç susmadı...

Mehmet ERDOĞAN gibi, her arayanın telefonunu açtı, sabırla dinledi ve yardımcı oldu…

Ziyaretinde, bir ara çok sayıda firmanın mağdur olduğu KOSGEB konusu da açıldı…

Hemen notunu aldı ve ayrılırken, "Bu KOSGEB işini Bakan düzeyinde takip edeceğim. Bu benim vazifem olsun. Bu konuya yoğunlaşacağım" dedi.

O öldükten sonra öğrendik…

KOSGEB konusunu hemen ele almış…

Gerçekten hizmet için yola çıkmış, farklı bir siyasetçiydi…

Aniden aramızdan ayrıldı…

Allah rahmet eylesin…

Mekanı cennet olsun…

VALİ'NİN İSTİFASI

VALİ odasına girer, ancak girdiği gibi öfkeyle tekrar dışarı çıkar…

Korumalarına, 'Şu İTi dışarı atın' der…

İT dediği, BAKAN'ın yakınlarından biridir…

Siyasetin geçici makamlar olduğunu bilmeyen bu BAKAN yakını,

Vali'nin makam odasında ayak ayak üstüne atmış, sigarasını içmektedir…

Vali, böyle bir saygısızlığa katlanamaz ve anında İSTİFAsını basar...

ATATÜRK gibi kaşları olan, biraz Erdal ATA'ya benzeyen bu Vali, Recep Birsin Özen'dir…

Onunla çalışanlar, onunla ilgili 'Gaziantep'in gelmiş, belkide gelecek en nazik, en kibar Valisi' ortak yorumunu yapıyorlar…

Bu yorumların yanına erdemli kelimesini de eklemek gerek…

İç-dış göç, trafik, hava kirliliği, yeşil alan azlığı, eğitim başarısızlığı gibi hayati konularda şanssız bir il olan Gaziantep, çok şükür ki, atanan valiler anlamında şanslı bir il…

Ancak Valiler bizim kadar şanslı mı?

İkbalinin siyasilerin iki dudağı arasında olması bir Vali için en büyük şanssızlık…

TARIMDA GELDİĞİMİZ NOKTA...

Oğuzeli Belediye Başkanı Sait Kılıç'ın facebook'taki bir paylaşımının altına yapılan yorum tarımda geldiğimiz acı tabloyu özetliyor;

Oğuz Bozgeyik adlı kullanıcı, "Türkiye tarım alanında aynı zamanda ithalatçı… Kuru soğanı yevmiye kurtarmadığı için Sakçagözü'nde çiftçimiz tarlada bırakırken, İran'dan kuru soğan alıyoruz. ABD'den buğday alıyoruz, biz burada çiftçimize şeker pancarı ektiremezken, şeker kamışını da ABD'den ithal ediyoruz." diyor.

Ekmeği ekmekçiye vermediğimiz sürece, biz daha çok şeyi İTHAL ederiz…

GÜNÜN SÖZÜ

İftira ile,yalan ile, koltuk sevdasına düşüp, gelecek kaygısına düşenlerin ve "Şahsi hesap yapanların,vay haline." Halil UĞUR

Kalın Sağlıcakla...