Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, ülkede derin devletin el değiştirilmesi operasyonu yapıldığını, ordunun belinin kırıldığını, konuşan insanların teker teker içeri atıldığını söyledi. Gaziantep Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Feyzioğlu, “Türkiye’de çok ciddi bir samimiyetsizlik var. İki yüzlülük var. Anayasa sürecinde de samimiyetsizlik var” dedi. Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Cemiyette Gaziantep Barosu Başkanı Ali Elibol, Gaziantep Barosu eski Başkanı Haşim Mısır, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Sabri Kocaman ve çok sayıda gazetecinin katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Sabri Kocaman, bir ülkede ileri demokrasiden bah-sedilmesi için yasa-ma-yürütme-yargı ve basının bağımsız olması gerektiğini, ancak bugün gelinen noktada özellikle yargı bağım-sızlığının tartışıldığını belirterek, “Bugün maalesef basının hür olmadığı bir süreci yaşıyoruz” dedi.ELİBOL: HEP BİRLİKTE HAYKIRACAĞIZGaziantep Baro Başkanı Av. Ali Elibol, hakim, savcıların savunmayı meslekten görmediğini ileri sürdü. Elibol, demokrasideki daralmanın basın kadar avukatları da rahatsız ettiğini belirterek, “Bizlerde demokrasiden besleniyoruz. Beslenme kaynaklarımız yokedilirse biz nefes alamaz duruma geliriz. Demokrasinin neresinde bir tıkanma varsa hep birlikte haykıracağız” dedi.FEYZİOĞLU: SİZLERDEN ÖĞRENDİKAnkara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, yerel basının öneminden bahsederek, “Yerel basın olmasa biz Suriye’deki olayları, gelişmeleri kim bilir kaç günde öğrenirdik. Fedakarca çalışmalarınız için sizlere teşekkür ediyorum” dedi. Feyzioğlu , “Demokrasinin her döneminde savcı karşısına çıkıp hesap vermenin ne demek olduğunu bilirsiniz. Siyasi iktidarların baskısının ne anlama geldiğini siz bilirsiniz. Konuşmanın, eleştirmenin, söz söylemenin bedelinin ne kadar yüksek olduğunu siz bilirsiniz. Türkiye’de önemli bir devrim yapan, son derece güçlü ve etkili olan Gaziantep yerel basınına Türkiye için gösterdikleri fedakârlık için teşekkür ediyorum size. Bir an için Türkiye’de yerel basının baskılara boyun eğdiğini, susturulduğunu düşünün. Suriye’de neler olduğunu Türkiye’nin aslında çok başarılı dış politika yürütmediğini yerel basın sayesinde öğrendik. Ben Gaziantep’te, Hatay’da neler olduğunu yerel basından öğrendiğimde, yaygın basın daha işin magazinindeydi” dediAVUKATLARA, VATANDAŞA TEPEDEN BAKILIYORHakim-savcı ile avukatlar arasında ayrımcılık olduğunu öne süren Feyzioğlu, “Hakim-savcı bir tarafa avukatlar bir tarafa. Ayrımcılık var. Avukatların hakları ellerinden alınıyor. Aslında avukatların hakları ellerinden alınmakla vatandaşın hakkı alınmış oluyor. Hakim ve savcılar, avukatlarla aynı asansöre binmiyorlar, onlar yukarıda, avukatlar aşağıda oturuyorlar. Avukatlara, dolayısıyla vatandaşlara tepeden bakıyorlar. Hangi devlet dairesine protokol kapısından girebiliyoruz? Ergenekon davasında insanların adil yargılama hakları ellerinden alındı. Son dönemlerdeki davalardan bir ceza kitabı yazabilecek hale geldik. Savunmayı savunduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Savunmayı savaşmak üzere yola çıktık” diye konuştu.ONBİNLERCE CESUR AVUKAT VE SAVCI VARFeyzioğlu, şu anda derin devletin el değiştirilmesi operasyonu yapıldığını, ordunun belinin kırıldığını, konuşan insanların teker teker içeri atıldığını iddia ederek şunları söyledi:”Bir tarafta KCK’dan dolayı şiddete bulaşmamış insanları içeri atıyorsunuz, bir tarafta şiddete bulaşmış insanları yurtdışına göndermek istiyorsunuz. Türkiye’de çok ciddi bir samimiyetsizlik var. İki yüzlülük var. Anayasa sürecindede samimiyetsizlik var. Milletin algılaması tutsak alındı. Yargı bağımlı ve taraflı hale geldi. Ancak Türkiye’nin binlerce, onbinlerce cesur avukatı ve savcısı var.” Türkiye’de hürriyet ve özgürlüğün ne demek olduğunu gazetecilere anlatmayacağını vurgulayan Feyzioğlu , “Demokrasinin her döneminde savcı karşısına çıkıp hesap vermenin ne demek olduğunu bilirsiniz. Siyasi iktidarların baskısının ne anlama geldiğini siz bilirsiniz. Konuşmanın, eleştirmenin, söz söylemenin bedelinin ne kadar yüksek olduğunu siz bilirsiniz. Türkiye’de önemli bir devrim yapan, son derece güçlü ve etkili olan Gaziantep yerel basınına Türkiye için gösterdikleri fedakârlık için teşekkür ediyorum size. Ben Gaziantep’te, Hatay’da neler olduğunu yerel basından öğrendiğimde, yaygın basın daha işin magazinindeydi” dedi.TÜRK TİPİ PADİŞAHLIK ÖNERİSİFeyzioğlu, Türk tipi başkanlık adı altında Türk tipi padişahlığının önerildiği kritik bir süreçten geçildiğini belirtti. Feyzioğlu, “Bireyin devlet için olduğu sistemlerin adı faşizmdir. Devlet millet için var olmalıdır. Ama size soruyoruz, vatandaş hangi devlet dairesine protokol kapısından girebiliyor. Bu durum avukat olarak bize de yaşatılıyor. Özellikle de Ergenekon, Balyoz gibi davalarda bunu daha fazla hissettik. Bu büyük davaların olumsuzlukları biz avukatlara çok şey öğretti. Eğer bu davalarda olup bitenleri tersinden yazarsanız ortaya önemli bir ceza kitabı çıkar” dedi.BU BİR ALGI YÖNETİMİBir gazetecinin, “İmralı ile görüşmeleri hukuk çerçevesinden nasıl değerlendiriyorsunuz” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Feyzioğlu, konunun “İmralı” denilerek sulandırılmaya çalışıldığını ifade etti.ANKARA’DA DONANMA MI VAR?90’lı yılların asker ve polisin terörle mücadelede çok başarılı olduğu yıllar olduğunu hatırlatan Feyzioğlu, “Türkiye’nin insan hakları sicili de o yıllarda karardı. Yol ortasında yürüyen insanlar güpegündüz infaz edildi.. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) bütün o baskıyı topluma kılcal damarlarına kadar hissettirdi ama kimse bunun son derece kötü bir yasa olduğunu söylemedi. Ama sonradan anladık ki bu iş derin devletin el değiştirme operasyonuna dönüştürüldü, ordunun beli kırıldı. Balyoz Davası’na bakalım. Siz hiç Ankara’da donanma gördünüz mü? Bu nedenle süreç soğukkanlılıkla okunmalı” dedi.ANAYASA İŞİ DE SAMİMİYET TESTİDİRFeyzioğlu, anayasa değişikliğinin bir samimiyet testi meselesi olduğunu vurguladı. Feyzioğlu, “Eğer samimi iseniz siyasi partilerdeki lider sultasına son verdirin, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları’nı değiştirin, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan seçim barajını düşürün. Her şehirde yeni YÖKçükler yaratmayın. Anayasa değişikliği sürecinde bir bunun için bir samimiyet testi var. Tüm bunları yaparken anayasayı özgürleştirdiğinizi savunamazsınız” dedi.YARGI BAĞIMSIZLIĞI HARARETLE TARTIRIŞILIYOR”Bir ülkede demokrasiden bahsetmek için yasama, yürütme, yargı ve basın gibi dört unsurun çok önemli olduğu belirten GGC Başkanı Kocaman,“Bir ülkenin uygarlıkta hangi düzeye geldiğini ölçmek için; ‘hukuk insanı bağımsız hareket edebiliyor mu, o ülkenin gazetecisi özgür mü’ buna bakmak gerekir.Ancak, dönüp kendi ülkemizi sorguladığımızda: “yargı bağımsızlığı” toplumun her kesiminde hararetle tartışılıyorken, medyanın hareket alanı kısıtlandığı gibi gazetecilere olan güvenin de sürekli azaldığını görüyoruz” dedi.