Gaziantep için çok net analiz yapan ve Nüfusun büyük kısmının merkezde yaşadığını, bu nüfusu çevreye dağıtmamız gerektiğini belirten Tayyar, kamu yatırımlarının merkeze yapılmasını eleştirdi. Tayyar, Polateli'ne yapılacak 6. Organize Sanayi Bölgesinin 5 organize sanayi bölgesi gibi eğitim,sağlık, konut ihtiyaçları gözönüne alınmadan, hesapsız kitapsız yapılması halinde yeni Çıksorutlar, Perilikayalar, Vatan, Sanayi ve Düztepe mahalleleri oluşacağı uyarısında bulundu. Gaziantep'in doğusunda ve kuzeyinde imarsız alandaki nüfusun çarpık yapılaşmayı tetiklediğini belirten Tayyar, şehrin güneyi ve batı kısmının ise zenginlerin işgali altında olduğunu belirtirken, şehirde orta direk olmadığına vurgu yaptı. Tayyar, "Gaziantep marka şehiriz diyenler daha çok Gaziantep'in ikinci yüzünü, konforlu yüzünü gösteriyor, oysa Gaziantep'i bir bütün halinde değerlendirdiğimizde obez bir şehir. O yüzden bizim bu obeziteye karşı bir mücadele başlatmamız lazım" dedi. Tayyar bu arada dikkat çekici bir açıklama daha yaptı ve belediye başkanlarının başarılı işler yaptığını söylerken, iki merkez ilçe başkanları için ayrı bir paragraf açtı ve "İki merkez ilçe belediye başkanımızda büyükşehir belediye başkanlığı da, milletvekilliği de, bakanlık da yapabilir"dedi.

1-031.jpg

Gazetemizi ziyaret eden Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Yönetim Kurulu Başkanı Ökkeş Özekşi'yle kentin sorunlarını konuştu. Kentin sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili çarpıcı tesbit ve önerilerde bulunan Tayyar, sorularımıza içtenlikle yanıt verdi.

M.K. -"Gaziantep'in nüfusu Suriyelilerle birlikte 3 Milyona dayandı. Bu şehir bu nüfusu nasıl kaldıracak?"

-"Gaziantep merkez odaklı bir şehir. 2 Milyon nüfusun 1 milyon 700 bini merkezde yaşıyor. Doğudan ve Güneydoğudan çok hızlı bir göç alıyor. Çarpık bir sanayileşme ve yapılaşma var. Göç nedeniyle Gaziantep'e gelenlerin ağırlıklı kısmı Gaziantep'in doğusunda ve kuzeyinde yaşıyor ve burada bu imarsız alandaki nüfus yoğunluğu çarpık yapılaşmayı da sürekli olarak tetikliyor. Şehrin güneyi ve batı kısmı ise zenginlerin işgali altında. Dolayısıyla Gaziantep doğudan ve kuzeyden göç yoluyla, güneyden ve batıdan da zenginlerin rant talebiyle bir sıkışmışlık yaşıyor. Buda bize bir dizi problem üretiyor. Başta trafik ve uyuşturucu kullanımı olmak üzere bir dizi problem, bu çarpık yapılaşmanın sonucu olarak bizim karşımızda. Gaziantep'te radikal tedbirler alarak hızlı bir kentsel dönüşüme başlamadan, şehri merkezden çevreye doğru açmadan, bizim bu sorunları kökten ve kalıcı çözmemiz asla mümkün değil.

-"Bu anlamda neler yapılabilir?"

-"Gaziantep'te bana göre yapmamız gereken ilk işlerden birisi Gaziantep'in merkezini yavaş yavaş çevreye doğru dağıtmamız. Nizip'ten, İslahiye'ye kadar çevre ilçeler ve taşra ilçeleri, Gaziantep'teki bu hızlı ve obez yapılaşmanın gölgesinde kalıyor. Biz bu ilçeleri daha yaşanabilir, daha büyük cazibe merkezleri haline getirmemiz gerekir. Dolasıyla burada hem refahı, hem gelişmeyi tabana yaymış oluruz. Hem de zaman içerisinde şehri daha sağlıklı bir zemin üzerinde geliştirme imkanımız olur. Bunu nasıl yapabilirsiniz örneğin kamu yatırımlarını kaydırabilirsiniz. Mesela Gaziantep'in merkezine en değerli yerine cezaevi yapılıyor. Bu hakikaten Gaziantep'e zulüm. Alın bunu bir 40 km, 50 km uzağa, bir ilçe merkezine veya yakınına kampüs olarak yapın. Dolayısıyla buradaki nüfus yoğunluğunu oraya kaydırmış olursunuz.

EĞER HESAPSIZ YAPARSAK YENİ ÇIKSORUTLAR, VATAN MAHALLELERİ, DÜZTEPELER OLUŞUR

Mesela 5 organize sanayi bölgesi var. Şimdi hemen Kilis sınırında Polateli'nde 6. Organize sanayi bölgesi yapılıyor. Yine çevre ilçelere sanayileşme taşınabilir. Amonos tüneli delinecek 2018 yılı yatırım programına alındı. Gaziantep açısından çok ciddi, çok önemli bir proje. Ama benim burada bazı çekincelerim var. Eğer biz bu projeyle beraber Gaziantep'teki yeni sanayileşmeyi ilk 5 Organize sanayisi bölgesi gibi hesapsız ve kitapsız yaparsak 6. Organize Sanayi Bölgesi de ikinci büyük problem dalgası üretecek. Şöyleki biz ilk 5 Organizeyi inşa ederken burada çalışan yaklaşık 120-130 bin civarında işçinin eğitim, sağlık, konut gibi bir çok talebini dikkate almadan sanayileşmemizi tamamladık. Fakat bu bir dizi sosyal problem üretti. Şimdi Çıksorut, Perilikaya, Vatan, Sanayi ve Düztepe mahallesi gibi çok sayıda mahallemizde gayri insani bir hayat var ve Gaziantep şu ana kadar da bunu çözemedi.

2-030.jpg


GAZİANTEP'İN İKİ YÜZÜ VAR

Şimdi 6. Organize Sanayi Bölgesini kurarken burada çalışacak yaklaşık 100 bin kişi ailesiyle beraber düşündüğünüzde 500 bin civarında nüfus yapar. Bu 500 bin kişinin eğitim, sağlık, konut gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzenleme yapılmazsa Polatelinde'de yeni Çıksorutlar, yeni Perilikayalar, yeni Sanayi mahalleleri olur. Ve oda bize hemen sınırımızda yeni problemler üretir. O yüzden 6.Organizeyi bizim iyi bir şekilde planlıyor olmamız lazım. Bunu başarırsak Gaziantep'i kurtarırız. Çünkü iki tane Gaziantep var. Doğu ve kuzeyine sıkışmış imarsız alandaki hayat, birde güney ve batıdaki konforlu hayat. Gaziantep marka şehiriz diyenler daha çok Gaziantep'in ikinci yüzünü, konforlu yüzünü gösteriyor, oysa Gaziantep'i bir bütün halinde değerlendirdiğimizde obez bir şehir. O yüzden bizim bu obeziteye karşı bir mücadele başlatmamız lazım.

"-Gaziantep pahalı bir şehir oldu. Sadece kira fiyatları değil, lahmacundan, nohut dürümüne her şey pahalı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?"

200 OKULUN PLANI HAZIR AMA YER YOK

-"Siz kentin imar sorunlarını çözemezseniz bu sıkıntılar hayat pahalılığı gibi bir çok problemede kaynak oluşturursunuz. Kiralar çok fazla. Ama şunu söyleyeyim orada da bir çarpıklık var. Bir taraftan İbrahimli'de 2 Trilyona, 3 Trilyona ev satılıyor. Diğer taraftan Seyrantepe'de daha düşük metrajlı, sosyal konutlar inşa ediyorsunuz. Orada 100 bin liraya ev satmaya kalktığınızda da 3 km kuyruk oluyor. Fakat Beylerbeyi'nde 400 bin liraya ev yapıyorsunuz ama çok fazla alıcı bulmuyor. Niye? Çünkü toplumda ya çok zenginler, ya çok fakirler var. Şimdi biz bu sermayeyi tabana yaymaksak, orta direği güçlendirmezsek, bu problemleri çözmemiz asla mümkün değil. Şimdi çarpık yapılaşmanın olduğu yerlerde yeni inşaatlar yapamıyorsunuz, yeni alanlar açamıyorsunuz. Hastane yapacaksınız, okul yapacaksınız kamulaştırma yapamıyorsunuz. Şu anda Şehitkamil'de ve Şahinbey'de 200 civarında planı hazır bugün başlayabileceğimiz okul projemiz var, hemen harekete geçebiliriz fakat yer olmadığı için, kamulaştırmayada ayıracak para olmadığı için bunları hemen yapamıyoruz. Şehrin dışına doğru geniş alanlarda kampüs şeklinde yapalım dediğimizde de veliler buna çok razı değil, çünkü çocuğunu mahallesinde okutmak istiyor, o talebindede doğru ve haklı."

ŞAHİNBEY VE ŞEHİTKAMİL'DE 60-70 KİŞİLİK SINIFLAR VAR

"Şimdi Şahinbey ve Şehitkamil'de sadece kamulaştırma için 500 Milyon TL civarında paraya ihtiyaç var. Bu ciddi bir sıkıntı. Şehrimizde 350 bin civarındada Suriyeli yaşıyor, dolayısıyla hastanelerde yoğunluk, okullarda yoğunluk var. Buna karşın ilçelerde problem kalmadı. Ne hastanelerde, ne okullarda hiç bir problemimiz yok. İslahiye'de, Nizip'te birçok ilçemizde sınıflarımız 20 kişiye indi. Ama Şehitkamil ve Şahinbey'de 60-70 kişilik sınıflarımız var. Bunlar çözülemeyince fırıncı esnafı daha pahalı yerde dükkan işletmek zorunda kalıyor, kafeterya işleten, lokanta işleten aynı keza yüksek kira ödüyor. Dolasıyıyla cari giderleri çok fazla bunuda fiyatlara yansıtıyorlar. O zaman nohut dürümünü de fazla fiyata yersin lahmacunu da fazlaya yersin. Yani zincirleme herşey."

CESUR VE RADİKAL KARARLAR ALMALIYIZ

"Çevre semtlerde uyuşturucu sorunu var. Bir küçücük avluda 7-8 aile oturuyor. Yani problemimiz büyük. Ama bu problemleri biz cesur ve radikal kararlarla çözebiliriz. Böyle palyatif tedbirlerle çözme durumumuz yok. Siz bu problemleri çözdüğünüz zaman nakliyeden kazanacaksınız, kiradan kazanacaksınız, diğer cari giderlerin maliyeti düşecek, dolayısıyla herkes bir şekilde bu değişimden faydalanacak. Adamın bir yerde bir fırın, bir lokanta veya başka bir işyeri için 3 bin lira kira öderken, bin lira kira öder hale geldiğinde ister istemez bu fiyatlara yansımayacaktır. Adam daha ucuz bir evde oturduğunda ya da ihtiyaçlarını daha ucuza sağladığında işte pazarcılar üreticiler bütün üretici kesim maliyetini düşürdüğü zaman elbetteki bu fiyata yansıyacak. Genel politikalardan kaynaklanan problemleri yerel tedbirlerle tabiki çözemezsiniz, yani akaryakıta zam geliyorsa bu bir şekilde fiyata yansır. Ama Gaziantep'teki fiyat artışı ülke genelindeki fiyat artışından farklı sebeplerden kaynaklanıyor. Onun için Gaziantep'in kendine özgü bir yenilenme, bir değişim programı hazırlaması lazım."

-"Çoğu işletmenin odaların fiyat tarifelerine uymadığını biliyoruz. Bu konuda neler yapılabilir?"

PAHALI YERLER DOLU

Elbette belediyelerin, sağlık il müdürlüğünün, tarım müdürlüğünün denetleyici bir pozisyonu var. Devletin ve yerel yönetimlerin ciddi ve sıkı bir denetime tabi tutması lazım ama, bu denetimlerin de esnafı boğazlayacak şekilde olmaması gerekiyor. Yani denetim ve yaptırım öldürmeye yönelik değil, yaşatmaya ve caydırmaya dönük olması lazım. Bazan şuda oluyor. Aynı yere günde 5 kere denetçi gidiyor üçüncü gün kapatıyor. Biz işletmeleri kapatarak bu sorunu çözemeyiz ki. Burada yapılması gereken şey evet denetim faaliyetleri bir caydırıcı tavır olarak devam etmeli ama, diğer taraftanda bu işletmelerin fahiş fiyatla mal ve hizmet satmasına sebep olan kaynakları kurutmamız lazım. Bu insanlar niye 2 liraya satmıyorda 5 liraya satıyor. Fiyatlar birazda piyasa şartlarına göre oluşuyor. Şimdi burada en iyi denetleyici vatandaşın kendisidir. Pahalı bulduğu yerden almayacak. Aynı ürün falanca semtte 5 TL, falanca semtte 1 lira. dolayısıyla araştıracak, inceleyecek. Yani devletin koyacağı sınırlamalar meseleyi çözmez, o da olacak olmaması anlamında söylemiyorum ama kusura bakmasın 5 liraya kahve içmesin o zaman. Ama bakıyorsun o pahalı dediğin yerler, ucuz dediğin yerlere göre daha dolu. O zaman o parayı vermeye razıysan oda o fiyattan satmaya devam eder ve dolayısıyla fiyatı arz-talep dengesi oluşturur.

-"Sahadasınız, belediyelerden şikayet var mı? En çok hangi konuda şikayet alıyorsunuz.Yeni dönemde 3 belediye başkanı da yeniden aday gösterilir mi?"

3 BELEDİYE BAŞKANI DA ÇOK YETENEKLİ

-"Belediyelerden şikayet oluyor, olmaz dersek haksızlık etmiş oluruz. Sadece belediye başkanlarıyla ilgili değil bizimle ilgili de oluyor. Bizden de dert yananlar oluyor. Bu gayet doğal. Sizin herkesi memnun etmeniz elbette mümkün değil. Bana büyükşehir ile alakalı en çok gündeme gelen konulardan birisi trafik, ucuz konut talebi ve birde kenar semtlerde uyuşturucu kullanımı gibi şikayetler. Gaziantep'in problemlerini öncelersek eğer, benim gördüğüm ilk sırada trafik yer alıyor. Bizim belediyelerimiz genel olarak başarılı belediyeler. Türkiye ortalamasını dikkate aldığımızda belediyelerimiz başarılı. Büyükşehir belediye başkanımız da, Şahinbey, Şehitkamil belediye başkanımızda aynı görevde devam etmek isterlerse bu konuda niyet beyanları olursa, adaylık için başvururlarsa takdir genel başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın, genel merkezimizin ama, üçününde ben kalacağını düşünüyorum. Çok yetenekliler. İki merkez ilçe belediye başkanımızda büyükşehir belediye başkanlığını yapabilir, milletvekilliği de, bakanlık da yapabilir. Ama 3'üde yeniden aday olmak istediğinde bir problem olmaz diye tahmin ediyorum. Fakat şunu söyleyeyim büyükşehir belediye başkanımız, 'ben yeniden adayım' derse iki belediye başkanımızda, herhangi bir milletvekili de veya teşkilat başkanı da kalkıp büyükşehire aday olmaz. Burada Fatma hanımın tavrı önemli ama, eğer Fatma hanım, 'ben artık yoruldum, kenara çekileyim veya merkez siyaseti yapmak istiyorum' der farklı bir tercih kullanırsa o zaman merkez ilçelerinden biri veya bir başka arkadaşımızın ismi gündeme gelebilir, tartışılabilir, Ama Fatma hanım ben adayım dediği andan itibaren ben karşısına kesinlikle ciddi bir aday çıkacağını sanmıyorum. "


Uyuşturucuyla mücadeleyi yeterli buluyormusunuz?

-"Uyuşturucuyla mücadele yerel yönetimlerin tek başına çözebileceği bir mücadele değil. Bu gelişmiş bütün ülkelerin temel problemi. ABD başta olmak üzere Almanya'da, İngiltere'de uyuşturucuyla mücadele çok ağırlık verilen öncelikli problemlerden biri. Uyuşturucu gelişmiş ülkelerin bile ciddi bir problemi. Onlar bile bu meseleyi çözemediler. Bu çağın, modernitenin bir problemi. Gaziantep özelinde meseye baktığımızda çalışmalar elbette yeterli değil. Fakat Gaziantep sadece uyuşturucu sorunuyla değil, yıllarca onun kadar can yakıcı terörle mücadele etti uzun.DAEŞ vardı, PKK vardı, FETÖ'nün en önemli merkezlerinden birisiydi, onlarla mücadeleyi kazandı. Ve son 1 yıldır yaklaşık çok huzurlu bir şehir haline geldi hakikaten şükürler olsun. Valiliğinde, emniyetinde ciddi katkısı oldu.

EMNİYETTE YARGIDA CİDDİ EKSİKLİK VAR

Terör meselesini büyük ölçüde bertaraf ettikten sonra Fırat Kalkanı operasyonu başladı ve Fırat kalkanı operasyonunun merkezinde yine Gaziantep vardı. Gaziantep karargahtı buradan yöneltildi. Şimdi bu tam geride kaldı derken şimdi Hatay merkezli Afrin operasyonu başladı. Yine Gaziantep ve Kilis üzerinden hadisenin bir parçasıyız. Dolayısıyla yine çok meseleyle içiçe ve yoğun bir gündemle çalışıyoruz. Bunlar ister istemez çalışmaları aksatıyor. Çünkü uyuşturucuyla müdacadelere ağırlıklı olarak vatandaşlarımız çok fazla semtlere güvenlik gücünün, polisin gelmesini istiyor. Bu mücadele şartlarında bunu sağlama imkanınız yok, çünkü FETÖ ile mücadele kapsamında bu devlette 110 bin civarında kişi ihraç edildi. Bunların önemli bir kısmı polis,yargıdada keza aynı şey. Emniyette yargıda ciddi bir eksiklik var. Bunlarda hızlı bir şekilde tedarik edilmeye çalışılıyor. Okullarda keza öyle. 2018 yılında çok sayıda öğretmen, sağlık personelini, güvenlik elemanış yargı mensubu, yargıtay üyesi işbaşı yapacak.

-"Polis sayısında sıkıntı giderilecek mi?"

MEMURLARIN EN AZ TERCİH ETTİĞİ İLLERİN BAŞINDA GELİYORUZ

"Polis sayası eksik ama sorunu farkeden ve çaba harcayan ciddi bir irade var. Polis kadrosu yeterli değil, bununla ilgili taleplerimizi ilettik. Türkiye genelinde alım içerisinde en fazla payın Gaziantep'e dağıtılmasını istedik ama bu yinede çok mümkün olmuyor çünkü İstanbul gibi büyükşehirlerimizde var. Gaziantep hakikaten çok kritik ve stratejik bir yerde. Buna özel bir çalışma yapmak lazım. Ama bu böyle bir çırpıda, birkaç yılda çözülecek bir problem gibi gözükmüyor. Ama biz bunu hızlandıracak başka adımlar atabiliriz. Yeni polis alımları elbette önemli ama başka illerde görev yapan polislerin Gaziantep'e yönlendirilmesini sağlayabiliriz, ama bu kolay değil. Bakın memurların en az tercih ettiği illlerin başında Gaziantep geliyor. Bunun birinci sebebide kira. Gaziantep'te kalan biri bir süre sonra başka illere tayin istiyor. Bizim bu tayin talebini kesecek bir sosyal altyapıyı, ekonmik altyapıyı oluşturmamız lazım. İşte sözünü ettiğimiz çarpık yapılaşmayı önlersek, kentsel dönüşümü hızlandırırsak burada konut fiyatları kiralarını düşürürsek, kamu çalışanları açısındanda Gaziantep"i cazip hale getiririz. O zaman daha çok konut üreterek, kiraları ucuzlatabiliriz. Piyasa rekabetini daha elverişli hale getirebiliriz. Gaziantep merkezinde fiyatlar pahalı ama çevre ilçelerde ucuz. Organizede yer satılıyor 120-130 dolara İslahiye'de 20 dolara zor satılıyor. Sanayici gelsin oraya tünelde açılıyor denize 40 km. Daha yakınız. binlerce dönüm arazi var gelin oraya kurun. Daha ucuz bir hayat var. Arsa bedelide ucuz. Sen buraya yaptığın yatırımın yarısını oraya yapsan katma değeri çok daha yüksek olur. İleride olacak bunlar ama biraz zaman alacak gibi gözüküyor."


Bir ara Sam'a, Erikçe'ye karşı çıkmıştınız?

ŞAHİNBEY VE ŞEHİTKAMİL'İ KUTLUYORUM

-"Niye karşı çıkmıştım. 30 Milyon m2 'lik alanı imara açıyorsunuz ama. bu imar çalışması bir yapılaşmanın önünü açmaktan ziyade ranta dönük. Niye? Oradan birileri şehir plancılarla iş birliği yapıyor, arazi topluyor veya kat yoğunluğu rüşvete göre ayarlanıyor. Ondan sonra adamın arazisine iki kat veriyorsunuz, bir başkasına 10 kat veriyorsunuz, bir anda oradan ciddi bir rant elde ediyor. İmar geçtikten sonra arsa el değiştiriyor çünkü ciddi bir sıçrama yapıyor. Arsalar el değiştirdikten sonra o arsaları alan yeni sahipleri orada beklemek zorunda. Çünkü 10 sene oraya altyapı gitmiyor tam altyapı gidecekken birileri yine devreye giriyor bu sefer ikinci vurgunu yapıyor. Şimdi buna müsaade etmemek lazım. O zaman benim itirazım buydu. Kardeşim sen burada yeni alanı imara açana kadar, daha önceki imara açtığın şehrin merkezindeki çok yakın yerlere altyapı götür. Hem Şahinbey'i hem Şehitkamil'i kutluyorum. İkiside biri Yamaçtepe'de diğeride İbrahimli 2'de daha tek bir bina olmadan yolları açtılar ve altyapıyı götürdüler. Genel ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir döneme gelmeseydik eğer şimdi orada inanılmaz inşaatlar olduğunu görecektiniz ama yinede başladı. İlk defa Türkiye'ye model olan bir projedir. Hem Yamaçtepe, hem İbrahimli 2 altyapısı var, yolu var herşeyi hazır. Şimdi bakın iki belediyeye yüzlerce müteahhit firma, ruhsat için başvurmuş. Böyle yaparsanız imar yapın. Yoksa Sam'da, Erikçe'de sadece birilerine para kazandırmak için yapacaksınız yapmayın."


-"Belediyelerin ilave olarak imara açtığı yerlere hızlı bir şekilde altyapı götürerek, orayı yapılaştırmaya açmak lazım. Şimdi Beylerbeyi'nde 10 Milyon m2 arazi var. Büyükşehir geçmiş dönemde altyapı götürmediği için burada yapılaşma olmamış. İmara açmışsın ne yapayım doğalgaz, su, elektrik yoksa vatandaş oraya konutu nasıl yapsın? Stat inşa edildi, yeni dönemde hızlı bir şekilde altyapı götürüldü, şimdi mantar gibi ev üremeye başladı. İbrahimli'deki ev ayarında orada 400-500 Bin liraya ev var. Lokasyonuda çok iyi."

-"Kuzey Şehir projesini nasıl değerlendiriyorsunuz?"

UYDU KENTLERE İHTİYAÇ VAR

-"Kentsel dönüşümü bizim, bu çarpık yapıların olduğu semtlerdeki gibi binaları yıkarak kısa sürede halletmemiz mümkün değil. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ankara'da, İstahbul'da bu işi başardılar. Ankara'da Eryaman, Batıkent, Konutkent gibi uydu kentler oluşturdular. İnsanlar burada daha ucuza konforlu bir hayatı satın aldılar. Böyle olunca o çarpık yapılaşmanın olduğu semtlerden buralara doğru bir nüfus göçü oldu. O çarpık yapılaşmanın olduğu yerler de görece olarak fiyatlar düştüğü için orada kamulaştırma ve kentsel dönüşüm daha hızlı yapılabildi, ve düşük maliyete yapılabildi. Bu açıdan Kuzeyşehir gibi bizim uydu kentlere ihtiyacımız var. Bu yönüyle çok stratejik ve önemli bir proje. Fakat burada üzerinde durmamız gereken nokta, diğer yerlerde bu uydu kentler yapılırken ulaşım ağı buna göre planlandı. Mesela Ankara'daki metroya Kızılay'dan bindiğin zaman nereye gidiyorsunuz Batıkent'e uydu kente gidiyorsunuz. O hat üzerinde gidiyorsunuz."

KUZEY ŞEHİR PROJESİ'NDE ULAŞIM UYARISI

"Şimdi siz çok uzak bir yere bir nüfusu taşıyacaksınız, orada ulaşımın çok iyi olması lazım. Mesele orada ev yapmanızla bitmiyor, keşke biz genel bir şehir planlamasıyla uydu kentlerle merkezi birbirine bağlayacak, raylı sistem gibi toplu taşım sistemini de birlikte planlasak, bu projeler daha büyük değer kazanır. Oraya daha fazla otobüs vererekte bunu sağlayamazsanız. Eğer siz raylı sistemi Çıksorut'a götürmez, İbrahimli'ye götürürseniz bu şehire de yazık etmiş olursunuz. Kamu yatırımlarının yine dengeli şekilde semtlere bölünmesi lazım. Hastanelere bakıyorsunuz Perilikaya hariç tamamı şehrin güneyi ve batısında. Nüfus nerede, şehrin doğusu ve kuzeyinde. Nüfusla doğru orantılı yapmıyorsunuz, o zaman ne oluyor her sabah ciddi bir kitle organizeye kayıyor, hastanelere gidiyor tekrar akşam aynı akış oluyor. Bizim kamu yatırımlarını planlarkende şehrin coğrafyasına, demografik yapısına da dikkat etmemiz lazım. Kuzeyşehri eğer biz raylı sistemle beslersek orası çok güzel bir model olur. Ama raylı sistemle ulaşımı kolaylaştırmazsak orada yeni bir hayat kurmak zorlaşır."

-"Mahkeme Ali Yener'in tekrar meclis başkanlığı görevine dönmesi yönünde karar verdi. GTO Yönetimi de bu yönde karar aldı. Ancak yönetim göreve dönme kararının durdurulması yönünde mahkemeye itirazda bulundu. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? GTO yönetimi bu süreçte nasıl bir yol izlemeli?"

GTO YARGI KARARINI GÖZETMELİ

-"Gaziantep Ticaret Odası Ticaret Odası bizim şehrimizin en önemli meslek odalarından birisi. 100 yılı aşkın tarihi bir geçmişi var. Gaziantep kavgaların olduğu değil, ortak aklın hakim olduğu şehirlerimizden birisi. Burada asıl önemli mesele Ticaret Odasını tartışılabilir olmaktan en kısa zamanda çıkarmak gerekiyor. Bu odanın üyeleri, yöneticileri, gönül verenlerin, herkesin bu konuyu kısa sürede aklı selimle çözmesi gerekir. Yargı kararı neyi gerektiriyorsa ona göre hareket etmek gerekir. Yargı Ali Yener'i görevine iade etmişse, oda da yasal itiraz süresini yapmış ve 1 aylık süre dolmuşsa, bu işi kişisel hale getirmek odayı yıpratır. Ben yargı karırının uygulanmasının doğru olacağını söylüyorum"

Meral KINACILAR, Leyla ÖZEKŞİ POLAT