TİCARET Odası, Gaziantep Üniversitesi ve Şehitkamil Belediyesi işbirliğinde Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 91. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen 25 Aralık Anma Gecesi’nde, Antep savunmasında yararlılık gösteren kahramanların günümüzde yaşayan yakınlarına onur ödülü verildi. 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş gecede yaptığı konuşmada tarih dersi verdi. Güneş Gaziantep tarihini anlattığı konuşmasında Gaziantep'te görev yapmanın kendisi için onur olduğunu söyledi. "Gaziantep'e geldiğim günden bu yana kendimi Gaziantepli olarak hissediyorum. Bunun birinci sebebi Gaziantep'in özellikle böyle yiğit böyle kahraman evlatlara sahip olması dolayısıyla bir asker olarak Gaziantepliler'in ordusuna askerine karşı göstermiş olduğu sevgi saygı bağlılık bütün silahlı kuvvetleri tarafından bilinmektedir. Ve ben bunu burda yaşıyorum ve bundan onur ve gurur duyuyorum" dedi.İŞTE GÜNEŞ'İN TARİHİ KONUŞMASIGAZİANTEP MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYORGüneş, "Daha önce burada Tugay Komutanlığı yapmış olan Korgeneral Dursun Bak paşamda bu duygularımızı paylaşıyor bundan eminim. Gaziantep harbiyle ilgili, Gaziantep savunmasıyla ilgili arkada panoya yazılmış güzel birşeyler savunmada 91. yıl çok anlamlı birşey. Gerçekten Gaziantep o mücadelesini devam ettiriyor. Benden önce konuşma yapan değerli konuşmacılarımız Gaziantep savunmasının çeşitli yönlerini çok güzel ifade ettiler. Ama ben size bir kaç rakamla bir kaç teknik bilgiyi sunmak istiyorum. Birincisi 1. Dünya savaşında ordularımız yenildi. O savaşın içerisinde büyük kahramanlıklar yaşandı. Çanakkale gibi ancak Sarıkamış faciasında yaşandı. Şimdi iki savaşıda yapan bizlerdik. Türk Ordusuydu. Birisi büyük kayıplarla kaybedilerek sonuçlandı. Birisi ise başkentimizi işgalden kurtararak zaferle sonuçlandı ki bu Çanakkale zaferinin üzerine biz kurtuluş savaşını bina ettik"HARBİ KAZANDIRAN STRATEJİLER"Gaziantepliler tabiki ticarette ve sanayide önemli bir yerdeler. Bu söyleyeceğimi herkes çok kolayca kabul eder. Herkes para kazanmak ister. Bu hedeftir. Tabi o hedefe nasıl ulaşılacağı sanattır. İşte harplerde bu nasılın cevabı stratejidir. Harbi kazandıran stratejidir. Kurtuluş savaşının stratejisi nedir, bunu kim koymuştur. Mustafa Kemal koymuştur. Strateji şudur. Büyük tehlike batıdadır. Çünkü İngilizlerin donattığı ve kışkırttığı Anadoluya saldığı Yunanlılar büyük bir orduyla Yunanistan'ın nüfusu o tarihlerde yaklaşık 1 milyon. Nüfusun yüzde 20'si kalkmış Anadoluya gelmiş. 1919'da biliyorsunuz İzmir'i işgal etmişlerdir bu 200 bin asker 1 yıl sonra ise Ankara'ya dayanmışlardır. Neden çünkü karşılarında bir ordu yok. Ege bölgesinde böyle Antep gibi henüz direniş gösterecek büyük bir savunma örneği sergileyecek bir savunma yok. Neden yok onu birazdan açıklayacam"SAVUNMA 3 YIL SÜRMÜŞTÜR"Tabi unutmayalımki 1919'da Yunanlılar ilerlerken Antep işgal altındaydı. Antep'in işgali ve savunması aslında 10 ay 8 gün sürmemiştir 3 yıl sürmüştür. Neden Çünkü 30 Ekim Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla İngilizler hemen malumunuz Kilis'e kadar dayanmışlardı Halep'in kuzeyinde Atatürk onları durdurmuştu. Ateşkes antlaşmasıyla ordularımız dağıtılınca ingilizlerde ellerini kollarını sallayarak gelip Maraş'ı Urfa'yı Antep'i bütün bu bölgeyi işgal ettiler. Bu işgale karşı o dönemde hiç kimse karşı koyamadı. Neden kimse karşı koyamadı. Çünkü yenilmiştik ve devletimiz ateşkes antlaşması imzalamıştı. Ateşkes ne demektir, ben artık teslim oldum silahı bıraktım sizin dayattığınız şartları kabul ediyorum. Onlarda öyle şartlar koymuştuki istediği yeri işgal edebileceklerdir. İşgal 1918'in Kasım ayının başlarında başladı. 1919'un sonuna gelindiğinde bu ingilizler Fransızlarla yaptığı anlaşma gereğince sanki babalarının toprağını veriyormuş gibi antepi fransızlara devrettiler. Elimizde o tarihlere ait fotoğraflar var. İngilizler ve Fransızlar birbirlerine Antep'i devrediyorlar. Maalesef o tarihteki buranın mutasarrafu olan ismini söylemiyorum, isimler önemli değil zatı muhteremde bu devir teslim antlaşmasına şahitlik yapmıştır. Sanki nikah şahidi gibi şahitlik yapmıştır. Neden ona karşı koyma denmiştir. istanbul'daki yönetim demiştirki biz yenildik teslim olduk sizler bu ingilizlere fransızlara karşı koymayacaksınız. Ne zaman bu olay oluyor. 1919'un Aralık ayında. Antep'te henüz bir uyanış, bir direniş yok"MUSTAFA KEMAL DİRENİŞ GÖSTERDİ"Bunu GTO Başkanı Mehmet Aslan güzel ifade etti. Biliyorsunuz 1919'un Mayıs'ında Samsun, Temmuz'unda Erzurum Eylül'de ise Sivas var. İşte o eylül ayındaki Sivas Kongresi'ndeki Mustafa Kemal bütün yurda işgallere karşı direniş gösterilecektir. Teslim olmayacağız ordularımız askerlerimiz terhis edilmeyecek. Çünkü bir çoğu terhis edilmişti o tarihde. Örneğin Adana'daki Yıldırım orduları dağıtılmıştı. Silahların kamaları, tüfeklerin mekanizmaları ve toplarım kamaları sökülüp ingilizlere, fransızlara, italyanlara teslim ediliyordu. Şimdi Antepli diyorki Tüfekçi Yusuf'un torunu biraz önce tanıştık. Diyorki benim babam tüfek yaptı. Çünkü tüfeğimiz yoktu. Niye tüfek yoktu. 2 milyonluk Osmanlı Ordusu'nun topu tüfeği nere gitmişti. Osmanlı'nın nüfusu 15-17 milyon civarındaydı. Nüfusun yüzde 20'si nerdeyse seferber olmuş 2 milyonluk ordu vardı. Yalnız unutmayalım bu 2 milyonluk ordunun Çanakkale, Sarıkamış ve Arabistan'da şehit olanları var. Ve silahlar teslim edilmiş. Boşuna söylenmiyor. Orduları terhis olmuş silahları terhis edilmiş. Silah yok Ordu yok. Mustafa Kemal Atatürk 1919'da başlattığı yolculuğunda Eylül ayında diyorki mücadele edeceğiz. Ozaman kafalar karışık antepte mücadele fikirleri var ancak mücadele etmeyeninde fikirleri de var"DURSUN BAK ÇALIŞMA YAPTI"Neden diyorlarki padişahımız başımızda İstanbul yönetimi barış antlaşmasında inşallah bu yurdu kurtaracak. Bilmiyorlarki İstanbul yönetimi sevr antlaşmasına imza atacak ve bu bölgeleri de Fransızlara İngilizlere bırakacak. (1920) İşte o tarihlerde Fransız belgeleriyle ilgili bir çalışma yapılıyor. Bunu ticaret odamız ve daha önceki tugay komutanımız Korgeneral Dursun Bak, Fransız belgeleriyle ilgili çalışma yaptılar. Bu belgelerin bir kısmını okudum. Bu belgelerde diyorki Fransızlar kemalistler şunu yaptılar bunu yaptılar. Neden çünkü o tarihlerde bir tarafta damat ferit var, bir tarafta Ali Kemal var diğer tarafta ise Mustafa Kemal var. Ve Mustafa Kemal yani kemalist dedikleri Mustafa Kemal'in yolundan gidip mücadele etmek, vatanı milletin azim ve kararıyla kurtarmak isteyenler işte kemalistler diyor Fransızlar. Kemalistlerle çarpıştık diyor. Nereden biliyorum işte belgeler orada. Biraz önce konuşuyoruz bu Antep harbiyle ilgili çok güzel kitaplar var. Diyeceksinizki sayın paşam siz nerden biliyorsunuz. Okudum ve inceledim. Genel Kurmay belgeleri var. Albay Abadi diye bir adam var. Kitap yazmış. "Antep'in dört muhaferası" diye. Bu adam Antep'i işgal eden fransız kuvvetlerinin komutanı. Albay deyip bakmayın o tarihlerde Albay büyük adam. Neden Mustafa Kemal Çanakkale'de Albay'dı. Kazım Karabekir doğu fatihi Albay'dır. İsmet İnönü Albaydır. Şunu söyleyeceğim. Antep'i işgal için gelen fransız kuvvetlerinin miktarı bir dönem için 2 tümene çıkmıştır. Fransız tümenleri bizim tümenlerle mukayese edilmez çünkü dolgun silahı, topu var. o tarihlerde daha yeni üretilmiş 155 mm'lik toplar var. Antep'te taş üstünde taş bırakmamıştır. Camilerimizi yıkmıştır, evlerimizi yıkmıştır. Tabi şehir savaşı böyle. Size şimdi birşeyi hatırlatmak istiyorum. Daha geçen gün Balkan Bozgunu diye bir belgesel yayınlandı"ANTEP SAVUNMASIOrada Edirne savunmasını yapan Şükrü Paşa'dan bahsetti. Biliyorsunuz Edirne savunması tarihimizde Plevne savunması gibi çok büyük bir savunmaydı. Edirne savunması 160 gün sürmüştür. Demişti ki o zamanki ordu komutanı bu Edirne'yi siz 50 gün savunsanız yeter bize. O tabur o imkanlarla 160 gün savunmuştur. Antep savaşı 10 ay 8 gün sürmüştür. Bunun bir yıl öncesinde İngiliz ve Fransız işgali vardır. Ancak mücadele yoktur hazırlık vardır. Son 1 senesi de biliyorsunuz. Antep'in kurtuluşu Ankara antlaşması ile olmuştur. Fransızlar Sakarya savaşından sonra ya bu Anadolu'da bir Antep'i geçemedik, Antep'i ele geçirmek için 1 yıl uğraştık. Bu kadar mücadele ettik, bu kadar kayıp verdik. Binlerce Antep var nasıl başa çıkacaz diye çekip gitmek zorunda kalmıştır. Antep savunması böyle. Antep savunmasını işte bakın Edirne Şükrü paşa diyoruz. Antep savunmasınıda bu şekilde görmek lazım. Albay Abadi bu işgali gerçekleştirmek için Fransız kuvvetlerinin komutanıdır kendi kitabında diyorki. Antep dört defa muhasara edildi (yani kuşatıldı) kendi muhasarasını bahsetmiyor yalnız. Belki ben okurken önce bir yanılgıya düştüm kendileri dört kez mi muhasara etmişler. Hayır. O şunu söylüyor. Onlar başlangıçta geldiler Antep'in çevresini 20 bin askerle kuşattılar daha sonra 40 bine çıktı. Henüz TBMM açılmadığı bir tarihde 1 Nisan 1920'da antep savunması başlıyor"KAHRAMAN SUBAYLAR"Kim savunuyor, Şahinbey, Kılınç Ali, Özdemirbey, Polat Bey, Arslan Bey, Karayılan ve daha ismini saymadıklarım. Bu saydığım isimlerin ayrı bir özelliği var. Bu kahramanların hepsi subaydır. Özdemirbey Yarbaydır, Kılınç Ali Yüzbaşı, Arslanbey Yüzbaşı, Şahinbey üsteğmen, bunları bilmek lazım. Peki hiç dikkatinizi çekiyor mu ? Osmanlı'nın son dönemi biliyorsunuz. Müsmanlığı ayırt etmek mümkün değil. Dünyanın nüfusunun yüzde yüzü müslüman olan başka bir millet varmı tabiki yok. Ama Türklerin yüzde 99.9'u müslümandır. Bunların hepsinin ismi takmadır. Bugünkü tabirle kod ismidir. Neden kod ismi kullanıyorlar hiç düşündünüzmü. Mehmet Sait ismi. Mülazimı Salih askerlik şube başkanlığına atanmış. 20 sene askerlik yaptıktan sonra. Çanakkale, Libya, Arabistan'da savaştıktan sonra meslekten asker. Sivas'a gidip Mustafa Kemal Paşa'ya 'Paşam ben görev aldım. Antep'e gidiyorum. Bir emrin varmı. Mustafa Kemal Paşa ise "Git orda kuvayi milliyeyi oluşturun ve fransızları antepe sokmayın" demiştir. Hepsinin özelliği şu bunlar bu müterake nedeniyle ateşkes antlaşması nedeniyle, ateşkes antlaşmasını bozuyorlar bahanesi yaratmamak için fransızlara ve ingilizlere malzeme vermemek için. Bir de o devirdeki yöneticilerin hışmına uğramamak için kod ismi kullanarak gelmişler buraya ve bu savaşı başlatmışlardır. Biliyorsunuz Kılınç Ali savaşın ilk yöneticisidir şehir içerisinde. Daha sonra Kılınç Ali'ye antepliler sen git mecliste Antep'i temsil et demişlerdir"PAŞANIN KONUŞMASININ DEVAMI YARIN GAZETEMİZDE