Sanat Enstitüsü'nde okurken bir arkadaşım vardı. Bu arkadaşımı hala tanırım… O yıl bugün arkadaşım.

Arkadaşım evin en küçük evladı.

Baba Ana yaşlı. Diğer kardeşlerinin hepsi evli barklı. Yurt yuva sahibi olmuşlar. Çocukların işleri güçleri var.

Arkadaşım bekar… Arkadaşım Öğrenci… Ama Babası Anası ona karşı esas görev bildikleri evlendirme olayını oğullarını yurt yuva sahibi yapma düşüncesi için hareketle evlendirdiler.

Bizim arkadaş birgün Hanımla Okulun kapısından geçerlerken ders zili çalar.

Ders saati...

Bir kolundaki eşine bakar bir ders saati gelmiş zilin sesini duymuş okula bakar.

İki arada bir derede kalmak bu olsa gerek.

Zamansız olan bu evlilik yürümedi. Arkadaşım okudu mühendis oldu iş adamı da oldu.

GELELİM 18 YAŞ MİLLET VEKİLİ DÜŞÜNCESİNE.

Gençler spor yapar biz onlara devamlı söyleriz spor yap ama okulu da ihmal etme. Çünkü bir gün spor sona erecek.. Spor ve siyaset milletvekilliği hayat boyu garanti bir iş değil.

18 yaşımızı hatırlayalım

Delikanlılık dönemi Milletvekili olmak O ünvanı taşımak kolay mı ?

Okuyacak mı, Milletvekili mi olacak?

Okumazsa ne bilecek Vatana Millete ne faydası olacak.

Okuyacaksa Meclise ne zaman gelip gidecek.

18 yaş yerine 25 yaş diyelim Vatana Millete Daha hayırlı Olur.

Gerçi 25 yaşında Mille vekili şu an meclisde kaç tane varki 18 yaşında olsun. Bunlar gündem oluşturmaktan başka bir şey değil.

Daha önemli hayati önem taşıyan işsizlik ve Dünya devletleriyle olan sorunlara çare bulalım.

Avrupa'da çalışan Vatandaşlarımızın da yerlerini karıncalandırdık.

Oralardan çıkıp Vatana dönmek zorunda kalırlarsa buraya uyum sağlamak burada iş kurmak kolay olacak mı?

Neler oluyor?

Hergün sorunlar artıyor.

Her gün sorunların alanları genişliyor.

DİLERİM DÜZELİR DİLERİM HAYIRLISI OLUR.