Ökkeş Titiz ölümüyle herkesi, her kesimi üzdü. Gaziantep, onun ölümüyle sadece bir dernek başkanını, muhtarını kaybetmedi, aynı zamanda fikir babasını da kaybetti…O, ölüm tehditlerine boyun eğmeyip, Umumhaneyi yıktıran ve yerine okul yapılmasını sağlayan,*Umumhanenin yanına 160 Kişilik spor kompleksi yapılmasına öncülük eden,*Kale'nin ışıklandırılması ve etrafının çimlendirilmesi için akıl hocalığı yapan,*Şehre kazandırılan alt-üst geçitlerin dörtte üçünün fikir babası olan,*Adliye Sarayı'nın şehrin dışına çıkması için canla başla mücadele edip başarılı olan,*Modern pazarların şehre kazandırılması fikrini ilk olarak ortaya atan,*Tekel’in yerine benzin istasyonu yapılmasına karşı çıkan ve Zeugma Kültür Merkezi'nin yapılmasına vesile olan,*Ayşe Bacı Cami'nin restorasyonu ve bitişiğine sosyal tesis yapılmasında öncü olan,*Şehreküstü'ye alt-üst geçit projesini ilk olarak dillendiren,*Batur Sahasının iyileştirilmesi için çalışan, çabalayan, *Ramazan davulcularının tek tip kıyafet giymelerini sağlayan,*Radar yazılarının, hız sınırlarının, sokak ve cadde isim levhalarının yazılmasını sağlayan,*Başkarakol’a ült-üst geçit ve şehrin trafiğinin çözümü için alternatif yollar açılmalı diye önerilerde bulunan biriydi… Her toplantıda mikrofonu eline alır, yetkililerden garip-gurabaya hizmet isterdi. Bir keresinde Asım Güzelbey’e, “Safi hizmet, kahvaltısında hayvar yiyenlere olmamalı. Buradakilerde insan. Mehmet Paşa Camii'nin önünde ve Şahinbey belediyesinin önünde parkomata ihtiyaç yok..." demişti. Demirel döneminde tam 6 Kez köşke çıkan Titiz, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na 1 kez gitti.Gaziantep’ten 50 muhtarla birlikte gitiği Sarayda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhtarların silah ruhsatlarının harçlarının yüksekliğinden, bağ-kur primlerini devletin yatırmasına, memnu hakların iadesinden özlük haklarına kadar 36 Maddelik istek ve talep metni sunmuştu. Erdoğan’ı gülümseten Titiz, Türk oğlu Türküm diyerek koynundan çıkardığı bayrağı açarak, salondan alkışı da kapmıştı…Onun ölümüyle güvercinleri de öksüz kaldı.Şehrimize gelen her devlet adamını havaalanında güvercinlerle karşılardı. Hem de sıradan güvercinler değil. Evlerine geri dönsünler diye en akıllı güvercinleri, rüştünü ispatlamış güvercinleri seçerdi. Üstelik, binbir zahmetle, Karşıyaka'daki, Yukarıbayır'daki, Cinderesi'ndeki her kuşçudan 20-30 tane alır, 400'e tamamlar, sonra da bunlardan önder, lider (Peçek) olanlarını pembeye boyatır, 20 tane davulcu ve iki otobüs muhtarla havaalanına gider, güvercinleri şalın altına koyar ve tamamını birden uçurarak misafirleri hayran bırakırdı…Evet, bu kadar güzel işlerin fikir babalığını yapan Titiz’in tek bir üzüntüsü vardı…‘Bir Mehmet Tekerlek gibi TBMM tarafından 'Üstün Hizmet Ödülü alamadım. Bırakın hizmet ödülünü, bir teşekkür bile çok görülüyor” derdi…Kenti yönetenlere bu konuda kırgındı…Yaşarken olmadı ancak bana göre O da, bu kentte ismi yaşatılması gereken büyüklerimizden, değerlerimizden…Bilinirse…Kalın Sağlıcakla…