Ülkemizde son günlerde yaşanan olaylarla gerilimin,ayrışmanın had safhaya ulaştığına şahit oluyoruz. Yerel seçimlerin ardından gücünün kaybetmeyen iktidar,aldığı oya güvenerek tüm muhalif kesimleri,ses çıkan herkesi ezmeye,susturmaya,yıldırmaya ve bitirmeye adeta yemin etmişçesine,büyük bir öfkeyle,düşmana saldırırmış gibi,kendine oy vermeyen herkesi dışlamaya,ayrıştırmaya,hedef göstermeye başladı… Gezi olaylarının yaşandığı günlerde yapılan hatalar aynen ve hatta daha fazlasıyla,1.yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde eylemci gençlere ağır yaptırımlar, orantısız güç kullanımlarıyla gözler önüne seriliyor… Bir şeyler söylemek, fikirlerini duyurmak, protesto hakkını kullanmak isteyen 10 kişinin bir araya gelmesiyle hemen onlarca polis ve TOMA alanlara gönderiliyor, şehir meydanları bizzat emniyet kuvvetlerince savaş alanına çevriliyor. Batı ve iç bölgelerde,bu vatanın evlatları sırf hükümete muhalif oldukları için, böylesine ağır muamelelere maruz kalırken bir de ülkenin doğu taraflarına doğru bakalım isterseniz… Diyarbakır-Bingöl yolu 150 kişilik bir PKK’lı grup tarafından hendekler kazılarak, trafiğe kapatıldı. Günlerdir bu yol kullanılamıyor. Batıda 10 kişilik eylemci gruba onlarca TOMA gönderen devlet, bunlara bir şey yapamıyor. Güneydoğu illeri arasında ulaşımı sağlayan tüm yollarda PKK’lı militanlar yol çevirip,kimlik kontrolü yaparken, askerimiz bir şey yapmıyor. Bakınız yapamıyor demiyorum, yaptırılmıyor. Koskoca Türk ordusu 150-200 tane çapulcu, vatan haini ile baş edemeyecek mi? Bu ülkenin vatandaşı genç kardeşlerimiz birer birer dağa kaçırılıyor. Anneler, babalar feryat figan halinde kaybolan çocuklarının bulunmasını istiyor. Aileler devlete başvurmak yerine Selahattin Demirtaş’a gidiyor, kaybolan çocuklarının bulunması için bu adamdan medet umuyorlar. Çocuğu kaybolan aileler BDP-HDP’li PKK’lıların şehirdeki versiyonları olan bu kişilere başvurarak,oluşturulan listelere evlatlarının isimlerini ekletiyorlar… Çok muhterem başbakanımız kaybolan çocuklarla ilgili BDP ve HDP’lilere seslenerek,siz oraları daha iyi bilirsiniz,çocukları bulun ve getirin diyor.Adam aklından silmiş güneydoğu bölgemizi… Oraların yetkilisi olarak Selahattin Demirtaş’ı görüyor olmalı ki,o kadar askerimiz,polisimiz varken bu ülkenin dağlarında in kurmuş teröristlerin mekanlarına girilemiyor, kayıp çocuklar devlet eliyle bulunamıyor demek ki… Sayın başbakan cemaati kastederek, inlerine ineceğiz, onları oradan çıkaracağız,yaptıkları yanlarına kar kalmayacak derken,büyük bir öfkeyle bu insanlara yüklenirken,acaba ne oldu,hangi pazarlıklar yapıldı da güneydoğu illerimizi PKK’ya teslim etmişçesine bir tutum sergiledi? Gezi eylemlerinde ülkenin gençlerine gücü fazlasıyla yeten devletin kolluk kuvvetlerinin güneydoğuda taşlanması,yolları kapatılan illere müdahalede bulunamaması sizleri de benim gibi ne oluyor bu ülkede diyerek derin düşüncelere saldı mı bilemem ama,gidişatımız hiç iyi değil… Her geçen gün daha da ayrışıyoruz,daha da geriliyoruz,birbirimize düşman oluyoruz.Bunların sebebi ortada,öfkesine hakim olamayan,yandaşı dışında herkesi düşman gören bir başbakan ve yandaşlarıdır… Allah sonumuzu hayretsin… Gelecek hafta görüşünceye dek, sağlıcakla kalın…