ve akrabası Yılmaz Öztürkmen'in mafya olduğunu ileri sürerek "Yılmaz Öztürkmen dediğiniz kişi benim kuzenimin oğlu. Adam mafya takılıyor. Bildiğin mafya. İnsanlara çökmeye başlamış. Sağda solda herkesi daraltıyor, sıkıntıya sokuyor. Ben bunun benim adımı kullandığını öğrendim ve buna mesafe koydum. İlgiyi alakayı kestim. Ondan sonra bu ısrarla sağdan soldan devam etti. Mesajlar attı. ‘Dayı elini ayağını öpeyim. Yanına geleyim’ dedi. Ben kabul etmedim" diye konuştu. HalkTV’de Seyhan Avşar'ın Mustafa Doğan İnal'a yönelttiği sorular arasında Fettah Tamimce'de vardı. "Türkiye, günlerdir Gaziantep’te halasının taziyesine giden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın aracının ‘beraber iş takipçiliği’ yaptığı öne sürülen Yılmaz Öztürkmen tarafından kesildiği iddiasını konuşuyor. Bu olayla ilgili adı geçen avukat İnal sessizliğini bozdu. Geçtiğimiz haftalarda Gaziantep’ten yola çıkan bir konvoy Oğuzeli ilçesine doğru yol aldı. Konvoydaki araçların birinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatlarından Mustafa Doğan İnal, Gaziantep OSB Başkanı Cengiz Şimşek, Gaziantep OSB Başkan Yardımcısı Özgür Özdağlı ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Avukat Osman Toprak yer alıyordu. İddiaya göre bu araç Oğuzeli’ne bağlı Güveçli Köyü girişinde, aralarında Yılmaz Öztürkmen’in (47) de olduğu kalabalık bir grup tarafından durduruldu. Bu kişiler, araçların geçişine izin vermedi. Koruma ekipleri ile bu kişiler arasında arbede yaşandı. Avukat İnal ve beraberindekileri taşıyan araç geldiği yöne geri döndü. İddiaya göre Yılmaz Öztürkmen ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı beraber birçok iş takipçiliği yapıyordu. Araları bozulunca Öztürkmen yolu keserek aracı durdurmuştu. Olaydan hemen sonra, aralarında Yılmaz Öztürkmen’in de olduğu 10 kişi hakkında jandarmaya şikâyette bulunuldu. Bu kişiler gözaltına alındı. Savcılık, şüphelilerin ifadelerini tek tek almaya başladı. Ancak Yılmaz Öztürkmen’in ifadesine geldiğinde ise Öztürkmen, avukatlarının da olduğu ortamda, ‘FETÖ borsası’ndan söz etmeye başladı, kendisine kumpas kurulduğunu söyledi. Öztürkmen, kendisi ile birlikte işin içinde olanları sıralamaya başladı. İlk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın adını verdi. İkinci verdiği isim ise, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Karataş oldu. Savcı hemen ifadeye müdahale etti “Bu isimleri zapta yazamam” dedi. Avukatlar duruma itiraz etti. Tam üç kez Öztürkmen ve avukatlar odadan çıkarıldı. Ancak sonuç değişmedi. İsimler ifade tutanağına geçmedi. Hakimlik de iddiaları yazmadı. ‘İkinci Susurluk vakası’ Bu olay Türkiye’nin gündemine ‘ikinci Susurluk vakası’ olarak geçti. İddiaların göbeğindeki Avukat Mustafa Doğan İnal olay günü neler olduğunu, sürecin nasıl ilerlediğini ve FETÖ borsası iddialarına ilişkin halktv.com.tr’nin sorularını yanıtladı. -Yıllar önce sizinle ilgili bir haber yaptıktan sonra tarafıma bir ihbar gelmişti. İhbarda sizin Gaziantep’te iş takipçiliği yaptığınız, işlerinizi ise Yılmaz Öztürkmen’in isimli şahsın takip ettiği yazıyordu. Yıllar geçti Öztürkmen ismi bu kez ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatının yolunu kesen’ şahıs olarak Türkiye’nin gündemine oturdu. Yılmaz Öztürkmen kimdir? Benim ismimin etrafında sürekli bir komplo teorisi var. Biz avukatız. Bir güç vardır, bir şey vardır. Herkes bize ‘şu sorunu bu sorunu çözelim’ diye gelir. Bundan doğal bir şey var mı? Doğal olmayan şey onlarla farklı ilişki biçimi içerisinde olmak. Şimdi Yılmaz Öztürkmen dediğiniz kişi benim kuzenimin oğlu. Adam mafya takılıyor. Bildiğin mafya. İnsanlara çökmeye başlamış. Sağda solda herkesi daraltıyor, sıkıntıya sokuyor. Ben bunun benim adımı kullandığını öğrendim ve buna mesafe koydum. İlgiyi alakayı kestim. Ondan sonra bu ısrarla sağdan soldan devam etti. Mesajlar attı. ‘Dayı elini ayağını öpeyim. Yanına geleyim’ dedi. Ben kabul etmedim. -Halanızın cenazesine giderken ne oldu peki? Yılmaz Öztürkmen aracınızın önünü keserek ateş etti mi? Benim yanımda bir avukat vardı. Önce onu sıkıştırmış. Sonra benim kendisinden uzaklaşmama sebep olduğunu düşündüğü arkadaşlardan birinin şoförünü durdurmuş. Ben halamın cenazesine giderken dediler ki öndeki araçların birinde böyle bir olay olmuş. Döndüm ordan gittim. Sonra vali beyle halamın cenazesine gittim. Gece 23.00’te de İstanbul’a döndüm. Hiçbir şekilde bu şahısla karşılaşmadık. İrtibatımız olmadı. Yüz yüze gelmedik. Silah, ateş vs. asla olmadı. İnandığım bütün değerler üzerine yemin ediyorum. -Peki Yılmaz Öztürkmen ile beraber iş takipçiliği yaptınız mı? Yılmaz ile bırakın iş yapmayı altın bulsanız paylaşmayın, böyle bir adam. Ben Yılmaz Öztürkmen ile iş takipçiliği yapmadım. Benim kuzenimin oğludur. Aramızda para pul ilişkileri olmadı. Eğer benim haberim olmadan adımı kullanarak bir şey yapmışsa, birilerini korkutmuşsa gidip şikayetçi olsunlar. -Yılmaz Öztürkmen’in beyanlarının savcılık ve hakimlik tarafından tutanağa geçirilmediği iddia edildi. Siz bir hukukçusunuz. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Adamlar önce ifade vermiyor. Sonra adam ifadede susma hakkını kullanıyor. Sonra diyor ki ‘bana komplo kurdular.’ ‘Kim sana komplo kurdu?’ Beni sayıyor, valiyi sayıyor, milletvekilini sayıyor. Biz mi seni seni yoldan çıkardık? Biz mi sana ‘git gasp yap’ dedik? Ayrıca olay şöyle… O kadar manipüle ediyorlar ki. Mahkemenin kayıtları var. Bir SEGBİS çözümü yapılsın. Onları gönderirim. Hakim diyor ki ‘ben sizin sözünüzü hiç kesmeyeceğim. Her şeyi buyurun anlatın’ diyor. ‘Ben olay yerinde yoktum’ diyor. Sonra adam yıllarca yaptığı gibi normal bir olayı siyasi boyuta taşıyarak Robin Hood’luk yapmaya çalışıyor. Mustafa Doğan İnal ne de olsa akraba. Bunu söyler: ‘Yılmaz tamam sen bir şey söyleme. Ben gazetelere çıkmayayım.’ Sanki benim bir suçum varmış gibi. Yılmaz’ı çıkarmamı beklediler. -Aile büyükleriniz aranızda sulh sağlanması için araya girmedi mi? Ben konuşmam ki. Bunla sulh sağlatır mıyım? Ben şikayetçi miyim? Hayır. Olayla karşı karşıya geldim mi? Hayır. Adam istediğini söylesin. Ben adamla ne muhattap olacağım. Adam mafya. -Ayrıca sizin ve ortağınızın ismi pekçok FETÖ borsasıyla anılıyor. Neden? Bir tane somut bir şey yok. FETÖ’ye karşı yürütülen ana davalara biz bakıyoruz. FETÖ’cüler ‘Zaman gazetesini bunlar kapattı. Şirketleri bunlar kapattı’ diyor. Sizinkiler, ‘FETÖ borsası’ diyor. Barış’lar yazıyor: ‘Düne kadar metrobüse biniyordu. Şimdi bilmem kolunda ne kadarlık saat var.’ Yahu siz benim babamın, ailemin kim olduğunu biliyor musunuz? Dedemin halen 23 bin dönüm arazisi var Antep’te. Benim arsalarım var. Satsam 300 milyondan aşağı etmez. Ya bu kadar mı düştük biz. Onun bunun parasına şey yapalım. -Zaman gazetesinin ortağı olan Fettah Tamince’yi de FETÖ soruşturmalarından kurtardığınız iddia ediliyor. Adınızın bu kadar konuşulmasında Tamince’nin etkisi yok mu? Bakın FETÖ okullarına el konulurken biz ‘bu üniversiteyi (Antalya Bilim Üniversitesi) kurtaralım’ dedik. Fettah da bunlarla ilişkisini kesti. Fettah, ben, Ahmet abi, vali, belediye başkanı üniversitenin mütevelli heyetine girerek onları (FETÖ’cüleri) çıkardık. Amacımız buydu. O süreçte biz üniversiteyi kurtarmakla görevliydik. Fettah abinin avukatı değildik. Ancak sonrasında bir samimiyetimiz gelişti. Karısının ve kendisinin olduğu bir ifadeye katıldım. Bir de bir şirketinin danışmanlığını yaptık. Ya biz Fettah Tamince’yi kurtarabilecek durumda mıyız? Bahsettiğiniz Fettah Tamince çok kritik bir isim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarısınız sizler… O dönemde biz bunu ayırt edememiş olabiliriz. O dönem adamın FETÖ dosyası bitmişti. Adam zaten ‘devletimin yanımdayım’ diyor. Burda stratejik hata yapılmış olabiliriz. Ancak FETÖ borsası diye bir şey yok. Bank Asya’ya para yatıranların onlarca yıl hapis cezası aldığı süreçte Zaman gazetesinin eski ortağı Fettah Tamince hakkında takipsizlik verildi… -Şöyle olamaz mı insanlar mesela ‘ben devletimin yanındayım’ diyerek gidip stratejik bilgiler vermiştir. Tamince stratejik bir bilgi verdi mi? Bilmiyorum. Ya ben de insan olarak hata yapamaz mıyım? KAYNAK: HALK TV - SEYHAN AVŞAR