Aile ortamı OKB oluşumunda önemli bir etkenÇocuk - Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Mert Beşenek, her psikiyatrik hastalıkta olduğu gibi OKB’nin de biyo-psiko-sosyal bir hastalık olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:“OKB’nin biyolojik yönünü genetik yüklülük oluşturuyor ve ailede OKB veya benzeri bir hastalık olması çocuklarda OKB riskini artırıyor. Psikolojik yönden ise çocuğun kendisi ve kişiliği ile ilgili etmenler devreye giriyor. Mükemmeliyetçilik, ‘ya hep ya hiç’ tarzı düşünce kalıpları, felaketleştirme, olumsuza odaklanma ve aşırı genelleme gibi bilişsel süreçler OKB oluşumunda, tetiklenmesinde ve sürmesinde önemli rol oynuyor. OKB’nin sosyal yönünde ise en büyük etmen aile ve ebeveynlerin tutumlarıdır. İletişimin kısıtlı olduğu, duygulara yeterince önem verilmeyen, aşırı korumacı ve aşırı müdahaleci ebeveynlik biçimlerinin mevcut olduğu, çocuğun kendisi olarak var olmasına ortam hazırlanmayan, çocuğun söz sahibi olduğunu fark edemediği, çocuk adına kararlar alınan aile ortamlarında OKB’nin daha fazla görüldüğünü söyleyebiliriz.”Sınırlar iyi çizilmeliIlımlı düzeyde düzenlilik, tertiplilik ve mükemmeliyetçiliğin toplumda kabul gören, takdir edilen ve hatta teşvik edilen durumlar olduğunu hatırlatan Dr. Ali Mert Beşenek, “Ancak burada hastalık ve iyilik hali arasındaki sınırı iyi çizmek gerekiyor. Çocuk ve ergenin bu davranışları ne zaman obsesyon boyutuna varıp çocukta ruhsal bir sıkıntı yaratmaya başlarsa beraberinde okul – aile – akran işlevselliğinde bozulmalar meydana gelir. Takıntıları nedeniyle insanlarla ilişkiye girmekten kaçınabilir, okula gitmek istemeyebilir, dışarı çıkmak istemeyebilir veya eve misafir gelmesini istemeyebilir. Bütün bu örneklerde olduğu gibi çocuğun hayatında ciddi bozulmaya sebep olabilecek düzeydeki takıntılar ve zorlantılar bir çocuk psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmeli.” dedi.Davranışları tik olarak düşünülebilirÖzellikle daha küçük yaş grubunda takıntıları belirlemenin oldukça zor olduğuna dikkat çeken Dr. Ali Mert Beşenek, “Küçük yaştaki çocuklarda büyüsel düşünceler oldukça sık görülüyor. Bu durum çocuğun gelişimsel normal bir özelliği olarak kabul edilebilir. Ayrıca yine küçük yaştaki çocuklar takıntılarını tam olarak tarif edemedikleri için bunu bir ‘iç ses’ veya ‘iç sıkıntısı’ olarak tarif edebilirler. Bu durum kaygı bozuklukları veya psikotik rahatsızlıklar ile karışabilir. Benzer şekilde kompulsiyonlar dışarıdan anlamsız hareketler olarak algılanabilir ve çocuğun bu davranışlarının bir çeşit tik olduğu düşünülebilir.” diye konuştu.