Çoğaldı, çünkü ülkede ve Gaziantep’te yaşayan bizler, bu bulaşıcı virüsün önüne geçilmesi yolundaki inancını kaybetti de ondan.. Çünkü insanlar, ülkeyi ve şehirleri yönetenlerin tedbir açısından örnek teşkil edecek uygulamalardaki çifte standartını gördü ve umursamaz davranmaya başladı. Bilinmeli ki, ülkede ve şehirlerde eğer yasaklar ve kurallar konuluyorsa bunlar herkes için geçerli olduğunda vatandaşlar daha sorumlu davranır.. Ama bazı kesimler için kurallar geçerli olmadığında ve ayrıcalıklar yapıldığında, bunu gören vatandaştan fazla bir şey bekleyemezsiniz.. Nitekim şu andaki durum aynen böyledir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yasaklar ve kurallar uygulanmak için konulur.Bizde tersi işliyor..Yasak koyanlar gözlerini kapayıp, partiler, kuruluşlar, dernekler, STK’lar ve elit kesimler arasında ayrıcalık yaparsa, birisine kongre yaptırmayıp diğerine yaptırırsa, birisinin düğününü, nikahını, nişanını kısıtlayıp, diğerlerine göz yumarsa, haliyle halk indinde inandırıcılık kaybı yaşanır.. Buna birde çocuklarımızı göz göre göre okullarda koronanın kucağına atılmasını ekleyin. Ardından Okullarda koronayı kapan o çocukların, evlerinde anne babalarına hatta büyüklerine bulaştırmasını hesap edin.

BÜYÜKLERİ KORUMA MI CEZA MI ?

İşte sıkıntı burada yatıyor.. Haliyle kentimizde olduğu gibi, ülkenin belli başlı şehirlerinde Korona almış başını gidiyor..Sorumlu davrananlar resmen ateşe atılıyor.. Kaldı ki bunlar içerisinde en büyük çoğunluk 65 yaş üstü vatandaşlar, onlar da adeta cezalandırılıyor. Güya yaşları büyük diye korunuyor.. Oysa bu insanlar zaten sorumluluklarını biliyor. Birkaç tanesinin sorumsuzca davranmasının bedelini tüm 65 yaş üstüne yıkmak insafsızlığın ötesindedir..Bir şey daha var tabii..Bu ülkenin insanlarının büyük kısmı Zatürre ve Grip aşısı bulamıyor. Çünkü yok.Yani 65 yaş üstü dahil, kronik hastalıkları bulunan 15 milyondan fazla insana gerekli ilaç ve aşı sağlanamıyor ama onlara ceza verircesine yasaklar konuluyor.. Demem o ki, bu vatandaşlar artık yasaklara da kurallara da inanmıyor..

UÇAKLARI, OTOBÜSLERİ DOLDURUP ÇANAKKALEYE GÖTÜRMEK,
POZİTİF ÇIKANLARI SOKAĞA ÇIKMAYA SEVKETMEK

Bakın inanmıyorsanız, çevirin yoldan geçen birini. sorun görüşünü size şu anda benim dile getiremediğim dünya kadar laf söyleyecektir.. Birkaç gün önce bir vatandaşımız aradı ve “Ökkeş bey bu nasıl iş, ortalık kaynıyor ama kenti yönetenler hiç oralı değil. Belediyenin birisi bu ortamda Çanakkale’ye uçak ve otobüs dolusu insan götürüyor. Binişte ateş ölçmekle, HES koduna bakmakla bu işler olmaz ki, gidip dönen çok sayıda tanıdıklar Koronaya yakalandı. Lütfen bunu dile getir” dedi.. Bir diğer vatandaşımızın söyledikleri daha vahim. “Ökkeş bey, sağlığımızı yönetenler kendi iç çekişmeleri yüzünden vatandaşları unuttu. Bizleri kendi çilemizle başbaşa bıraktılar. Evde karantinadayız, ilacımız verilmiyor. Gidin eczaneden veya 25 Aralık hastanesinden alın diyorlar. Eşimin de benim de, testimiz Pozitif ben nasıl dışarı çıkayım. Oğlumu gönderiyorum vermiyorlar. Kendileri gelsin diyorlar. Dışarı çıksam suç, çıkmasam başım belada. Benim gibi Antepte binlerce insan mağdur. Eczacılar perişan, çünkü adamlar ilaç almaya gelen Koronalı hastalarla yüz yüze. Buna bir çözüm bulamıyorlar. Geçen Ağustos ayında Vilayet ve Büyükşehir Covid 19 sağlık destek hattı kurdu güya. 4440627 nolu telefon açtığımızda evlerimize kadar geleceklerdi.. Güya bu sistemle ulaşım sorunlarımızı bile çözeceklerdi, ama arıyoruz meşgule düşüyor sürekli. Duydum ki sistem tutmamış. Ne yapacağımızı şaşırdık vallahi. Ama sağlık sistemimizi yönetenler tarikat cemaat peşinde. Tek dertleri makam, koltuk.. Bu gidişle Gaziantep’te liyakatli yönetici de bırakmayacaklar. Söylermisiniz Ökkeş bey biz ne yapalım” diyor.. Daha bunun gibi binlerce insan var şehrimizde.. Onun için büyük bir kesim artık koronada inancını yitirmiş durumda. Sürü bağışıklığı sözüne inanmış gibi hareket ediyor. Zaten son zamanlarda Korona’ya yakalananların sayısında inanılmaz artış gösterdi. Daha ortaya çıkanların dışında gizleyenler hariç.

GALİBA SAĞLIKTA UZLAŞMA SAĞLANMIŞ

Aslında yazmaktan utanıyorum.. Ama gerçek. Maalesef bu olay saklanıyor. Türkiye’de Sağlık sektöründe Dünya alem biliyor ki, Menzilciler hakim..Gaziantep’te de öyle..Yine dünya alem biliyorki, özellikle yönetim kadrolarına yerleşmiş bulunuyorlar.. Atamalar ve tayinler hep Menzilcilerden onaylı çıkar.. Bir zamanlar Fetullah Gülen Cemaatinde olduğu gibi..Biliyorsunuz Gaziantep’te sağlık müdürü değişti ve haliyle kadrolar da değişecek. Ama bu kez sağlık camiasından aldığım bilgilere göre, Menzilcilere “yeter artık, biraz da bizim adamlarımız kadrolara atansın”diyen Cihannüma’cılar bastırıyor.. Ve bu baskı sonucu bakanlıkta Gaziantep atamaları bir süredir onaylanmıyor. 180 kişilik değişimden geçen günlerde 64’ü onaylandı. Son aldığım bilgiye göre galiba uzlaşma sağlanmış ve bu hafta birkaç değişikliklerle atamalar gerçekleşecek.. Böylece ne kadar liyakatlı yönetici ve sağlık personeli varsa hepsi pasif görevlere gönderiliyor, istifa ettiriliyor..Vatanımıza milletimize hayırlı olsun ne diyelim.

OSB’YE HASTANE FİKRİNİ TUTTUM

Bu köşede hep olumsuz gelişmelerden bahsetmekten inanın ben de yoruldum..Ama eğer bu şehirde yaşıyorsak, mesleğimizden çok gazete olarak üstlendiğimiz misyon gereği toplumun sorunlarını dile getirmek zorunda olduğumuzu bir kez daha belirtmek zorundayım.. Keşke bize sürekli güzel şeyler yazdırsalar.. Ama biz de biliyoruz ki, bu şehir insanı mutsuz.. Gerek ekonomik, gerek sosyal yönlü.. Biz gazete olarak halkın yayındayız.. Aynı zamanda kenti yönetenlerin rehberiyiz.. Halk ile arada köprü görevi yapıyoruz.. Çok sıkıntı yaşasak da bu sorumluluğumuzu gücümüz elverdiğince sürdüreceğiz. İşte bu noktadan hareketle Organize Sanayi Bölgesi yönetim kurulu Başkanı Sayın Cengiz Şimşek’in, geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sunduğu hastane fikrini çok tuttum.Zaten Sağlık bakanının da kafasına yatmış ve talimatı vermiş. OSB’de kurulacak bir hastane sadece oradaki çalışanların değil, şehirler arası karayollarında yaşanan kazalarda yaralananlar için de büyük fayda sağlayacak. Kaldı ki, iş kazalarında, Allah göstermesin kalp krizlerinde veya çeşitli rahatsızlıklarda insanlar şehrin kalabalığına girmeden, trafikte sıkıntı yaşamadan zamandan kazanma adına hemen burada ilk müdahale yapılacak, tedavi edilecek.. OSB’de göreve geldiğinden itibaren sessizce çok önemli işler yapan Cengiz Şimşek ve ekibine bir kentli olarak teşekkür ediyoruz.

DEPREM İÇİN SÖZ DEĞİL İCRAAT ÖNEMLİ

Geçen haftada yazmıştım. Deprem bu şehrin en korkulu rüyası.. Ama bir şeyler yapılmadığı takdirde. Zaten bilinen bir şey olan, “Deprem öldürmez, çürük yapılar öldürür” sözü son derece doğrudur.. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin, en son Van’da yaptığı açıklamada ciddi mesajlar verdi. O sözün Van’da kalmayacağını düşünüyor ve “ inanmak zorundayız” diyorum. Ama bizim için icraat önemli. Çünkü ben sözlerden çok icraata bakarım. Temennimiz odur ki, artık Vilayet ve belediyeler, konusunda uzman STK’lar ile işbirliği yapılır ve Gaziantep’in gelecekte yaşaması kesin olan fay kırımında yaşanacak depremi ucuz atlatır..

BİZ ZEYTİN VE MEYVE AĞAÇLARI
DİYORUZ ONLAR ÇAM DİYOR

Ne söylesek boş.. Bu kent ZEYTİN kenti olsun diyoruz, onlar ÇAM dikiyor. Biz meyve ağaçları dikilsin istiyoruz, onlar ÇAM ağacı dikiyor. Biz köylüye çiftçiye yeni iş alanları açılsın, meyve ağaçlarıyla zeytinlerle ekonomik gelir sağlasınlar diyoruz, onlar ÇAM dikiyorlar.. SUSTUM.. HEPİNİZE SAĞLIKLI HAFTALAR