Bu haftaki köşe yazımı,bir sohbetimiz esnasında özel olarak Yeşilçamın unutulmaz oyuncusu koca çınar Münir Özkulu konu almamı talep eden Ayhan Kayacık ağabeyime teşekkür ederek açmak istiyorum…

Evet,o tam manada koskoca bir çınar…

15 Ağustos 1925 İstanbul doğumlu,eski Osmanlı paşalarından birini torunu olduğu söyleniyor.Tiyatroya küçük yaşlarda merak salmış,Bakırköyde bulunan halkevinde kurulan amatör sahnede ilk sahne tozunu yutmuştur.1940lı Yılların sonunda tiyatrodan Yeşilçama tesadüfen yönetmen bir arkadaşı olan Sırrı Gültekini film setinde ziyareti esnasında komik bir anı olsun diyerek,dalgasına geçtiği kamera karşısındaki ilk sahnesinden itibaren başladığı Yeşilçam serüvenini, Türkiyenin en önemli oyuncularından birisi olarak noktalayıvermiş…

1950lerden İtibaren 2000 yılına kadar tam 50 yıl boyunca aktif sanat hayatına devam eden koca çınar,400e yakın sinema filminde ve sayısını kendisinin dahi hatırlayamadığı tiyatro oyununda sahne aldı.Onu Hababam Sınıfının Mahmut Hocası,Aile Şerefinin babası Sucu Rıza rolünde,kimi zaman bir deli,kimi zaman bir akıllı rolünde,bazen bir roman,bazen zengin bir baba,bazen de tarihi bir karakteri canlandırırken gördük…

Herkesin onda kendisini bulduğu bir rolü mutlaka vardır.Halk için,halkı için sanat yapan ender insanlardan birisi oldu,onu sevmeyen,kötü eleştiren,sanatına dil uzatan birisi görmedim şu ana kadar…

Sanat gönül işidir,gönülden gelerek,sevilerek yapılacak bir iştir,elbette bunun yetenekle de desteklenmesiyle sanat icra edilir.Türk sanat tarihini incelediğimizde unutamadığımız oyuncuları saydığımızda çoğumuzun aklına en başta gelen kişiler desem,hemen hemen herkes Kemal Sunal,Şener Şen,Halit Akçatepe,Münir Özkul gibi isimleri sayıverir bir çırpıda…

Herkesin aklına konusu açıldığında ilk gelen olmak,oynadığı filmleri 50 yıl geçse de izleyen herkesi sanki ilk kez izliyormuşçasına duygulandıran,kahkahaya boğan yapıtlar yapmak kolay iş olmasa gerek.Aklımızda kalan,hatırlayabildiğimiz filmlerden,tiyatrolardan kat be kat daha fazla sayıda unutulan,insanların ilgisini yeteri kadar çekemeyecek derecede sanatsal kalitesi bulunmayan film ve oyunların da olduğunu hesaba katarsak,Münir Özkul gibi büyük oyuncularımızın kıymetini,sanatını bir kez daha anlamış olacağız.

Benim en çok zoruma giden şey,sosyal medyada Münir Özkulun öldüğüne dair her altı ayda bir gündemi meşgul edecek haberlerin yayınlanması oluyor.Yaptığım araştırmalar neticesinde nisan ayında Beyaz TVde yayımlanan Söylemezsem Olmaz isimli programa telefonla bağlanan kızı Güner Özkul,babasının sağlık durumu hakkında bilgiler vermiş.Aynen aktarıyorum;

Ünlü sanatçının sağlık durumu hakkında konuşan Özkul, “Sağlığı stabil durumda. Makine desteğiyle hayatını sürdürüyor. 4.5 yıl önce mideden beslenmeye başladı. O zaman konuşabiliyordu. Solunum cihazı bağlandıktan sonra ise kendi sesine yabancılaştı ve konuşmamaya başladı. Şimdi kaş göz hareketleriyle anlaşıyoruz” dedi.

Özkul, babasının maddi durumuyla ilgili ise şunları söyledi: “Kimsenin hayatı kolay değil. Babam, en azından bakımını sürdürecek şekilde idare ediyor. Ama herkes gibi maddi zorluklar yaşıyor. Telif konusunda tek mağdur olan kişi babam değil, birçok sanatçı var. Bu anlamda mevzuatın düzenlenmesi babamla birlikte birçok kişiyi de etkileyecektir.”

Yani sonuç olarak koca çınar Münir Özkul hayatta,çok zor şartlarda da olsa hayatını sürdüyor.Değerli büyüğümüz Münir Özkula Cenab-ı Allahtan acil şifalar dileyerek bu haftaki yazımı noktalamak istiyorum.

Gelecek hafta görüşünceye dek,hoşça kalın…