Ve insan en çok üretirken insandır. Bu kutsal düzen içinde evrenin tam anlamıyla bir parçası olabilmek ve hayattan geri kalmadan döngünün önemli bir değer katanı haline gelebilmek sizi özdeğeri yüksek hayattan ne beklediğini bilen güçlü ve dinamik bir insan haline getirecektir. Bir de yaptığınız işi sevdiğiniz zaman hayatınızdaki herşey daha anlamlı olur.

Paranızı harcarken hissettiğiniz şey kazanırken hissettiğinizden farklı olmayacaktır.

Yaptığı işe aşık bir insan olarak tüm danışanlarıma ve koçilerime her zaman söylediğim gibi mutluluk sadece ve sadece kişinin kendini doğru tanımasıyla birlikte gelir. Kendini doğru tanıyan bir insan yapacağı işi de konuşacağı dostuda hayatını paylaşacağı yoldaşı da en doğru şekilde seçer.

Yetenekleriniz ve potansiyeliniz doğrultusunda yapacağınız herşey çoğalmaya ve bereketlenmeye açıktır. Tabiki zorluklar farkındalığı en yüksek insana da uğrar. Zorluk ve cefaya sizi yolunuzdan alıkoyan bir engel gözüyle değil de hedeflerinize ulaşma arzunuzu ölçen güdüleyici birer test ve sınav olarak bakarsanız kolay elde edilen şeylerin kıymetsizliği konusunda tüm uzmanların savunduğu tezi doğru anlamış olursunuz.

Balık tutar gibi hayallerinizi bir oltaya takıp atın hayat denizine ve her bir adımla çekin kendinize isteklerinizi. Odaklanın. Odaklanmayı öğrenmek hayatı yönetmektir. Ve hayatı yönetebilmek güçlü bir iradenin, sorgulayan bir zihnin, hissederek yaşayan bir kalbin ve gözüyle değil gönlüyle bakabilen hoşgörülü bir ruhun işidir ancak. Bu başka bir boyutun insanı olabildiğinizi ve diğer insanlara kibirle değil henüz uyanmayı gerçekleştirememiş kayıp ruhlar olarak bakabildiginizi gösterir. Ve ama şunu belirtmeliyim ki eğer uyandıysanız başkalarını da uyandırma görev ve sorumluluğuna sahip olduğunuzu asla unutmamalısınız.

Bu noktada kritik olan soru ise kimi uyandıracağınızı doğru seçmenizdir.

Zira her insan emeğinize ve çabanıza layık olmayacaktır. Kendinizi ve iyi niyetinizi zayi etmeden gücünüzün yettiği kadarıyla yol almanız sizi kendinize zulümden ve bir başkasının size zulmünden koruyacaktır. Çünkü bereket israfın olmadığı yerde gelir. Ve en büyük israf kendinize karşı yaptığınızdır. Kendinizi bile hakkıyla yaşayamadıktan sonra bir başkasına asla klavuzluk ya da yoldaşlık yapamazsınız.
Ne güzel demiş Mevlana;
Yâ Rabbi! Bildir de ben beni bileyim.
Beni bilen ben ile kendime geleyim.
Benim bensizliğim ile ben Seni bileyim.
Seni bilmeyen beni ben neyleyeyim...
Bana göre ise; İnancı güçlü olmayan insanların yolu sisli gönlü puslu zihni karanlıktır.
Hayatı zindan, lokması kuru, mutluluğu yarımdır. Sohbeti kısır, bakışları sabit, varlığı anlamsızdır. Davranışları kibirli, sözleri sığ, algısı hamdır.
Kendinizi bilmeniz ve kendinize gelmeniz dileğiyle.