İstanbul Üniversitesinden Doç. Dr. Hasan Peker'in başkan yardımcılığında Türk-İtalyan ekip tarafından tamamlanan akademik ve bilimsel çalışmalar sonucunda Türkiye sınırları içerisinde kalan 55 hektarlık alanda kent tarihini birçok yönüyle aydınlatacak ve dünya tarih literatürüne yeni bakış açıları kazandıracak bulgulara ulaşıldı. Karkamış’taki kazı ekibinin yürüttüğü çalışmalarda elde edilen bulgularla 3 bin yıl önce “Geç Tunç Çağı” olarak adlandırılan dönemde kadın bir yöneticinin izlerine rastlandı. “Matiya” adında kadın yöneticiye ait olduğu belirlenen mühür baskılar, Mezopotamya’da milattan önce 1225’lerde kadınların da devlet yönetiminde yer alabildiği gerçeğini gözler önüne serdi. DEĞİŞİME UĞRADI Milattan Önce (M.Ö.) 1225’lerde Hitit İmparatorluk Dönemi’ne şahitlik eden Karkamış’ta “Mühür Evi” olarak adlandırılan idari yapının yönetimindeki hiyerarşik düzende en yüksek görevlilere ait onlarca 100 mühür baskılı kil mühürleme bulundu, bölge yönetiminin nasıl işlediğine dair temel fikirler edinildi. Kazı çalışmaları çerçevesinde “Geç Tunç Çağı” olarak tanımlanan dönemde “Matiya” isimli kadın yöneticiye ait mühür baskıları ise arkeologların ilgisini çeken ilk unsur oldu. Böylelikle bir kadın yöneticinin 3 bin yıl öncesinde ataerkil bir tarih yapısının hüküm sürdüğü belgelerle ilan edilen Mezopotamya’nın bu bulgularla bilinen bütün gerçekleri değişime uğradı. BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Kazı çalışmaları çerçevesinde 2021 yılında olağanüstü önem taşıyan buluntulardan bir diğeri de Orta Asur Krallığı’nın önemli tüccarlarından biri olan Piradu ile adaş (ya da kendisi) bir görevliye ait mühür baskılarını içeren bir bulla oldu. Piradu’nun kimliği, Hitit Devleti’nin yıkılışına doğru bozulan Hitit-Asur ilişkileri ve dönemin bazı olaylarının kronolojisinin çözümlenmesine katkı sunacak. Bu bulgulara ilaveten modern mezarlık alanının hemen altındaki Demir Çağı Mezarlığı’nda antik mezarlara zarar vermesinin önüne geçebilmek adına kurtarma kazıları yürütülürken son iki yıl içerisinde M.Ö. 8 ve 7’nci yüzyılların kültürel ve geleneksel anlayışına işaret eden bulgulara ulaşıldı. Bunlardan biri hiç kuşkusuz, M.Ö. 8’inci yüzyılın ilk yarısında Kral Kamani döneminden Sanai adında birine ait olduğu keşfedilen kireç taşı mezar steli oldu. KOKULU BAHÇE GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR Gaziantep Valiliği ise mimar Ceren Uğurluer’in planladığı giriş binasının yapım çalışmalarına başladı. Dünyaca ünlü İtalyan sanatçı Michelangelo Pistoletto'nun projesiyle arkeoloji parkının girişinde kazılardan çıkan Hitit ve Roma taşları dizilerek 30 metre uzunluğunda, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin bakımını üstlendiği çeşitli yerel bitkilerle dolu, renkli ve kokulu bir bahçe formunda bir sanatsal enstalasyon gerçekleştirildi. Bu sanat enstalasyonu 2022 baharında resmi olarak hizmete açılması hedefleniyor. HABER MERKEZİ