Kışın kasvetli havası birçoğumuzun psikolojisini olumsuz etkilerken, psikolojik çöküntü, depresyon gibi ruhsal sıkıntılar kalp problemlerini de tetikliyor. Yapılan araştırmalar, toplumda yüzde 5-10 arasında görülen depresyonun kalp hastalarında yüzde 30 oranlarına kadar çıktığını söylüyor ve kadınlar erkeklere göre 2 kat tehdit altında.Dünyadaki ölüm sıralamaları arasında ilk 4 içerisinde yer alan kalp rahatsızlıklarını tetikleyen birinci faktör stres. Şehir hayatının yüklediği stres, hareketsizlik, dengesiz beslenme ve üzerine kışın getirdiği kasvetli havayla birleşince kalp rahatsızlıkları riski de artıyor. Özellikle depresyon, sıklıkla duyduğumuz bir kavram.Depresyonu yaşlanma ile daha çok ilişkilendiriyor olsak da depresyon, her yaş dilimini etkiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Esen, kadınların erkeklere göre 2 kat daha fazla tehdit altında olduğunu belirterek, “Ülkemizde de gittikçe artan antidepresan kullanımı dikkatleri ruh sağlının önemine çekmektedir. Genel olarak toplumda yüzde 5-10 arasında görülen depresyon, kalp hastalarında yüzde 30 oranlarına kadar çıkmaktadır. Depresyon ailesel bir yatkınlık da gösterebilmekte ancak depresyona neden olan en önemli risk stres. Stres durumlarında vücudumuzda kortizol ve adrenalin dediğimiz maddeler salgılanarak mevcut durumla başa çıkmamıza yardımcı olurlar.Bu maddeler kısa dönemde kalbimizin hızlı atmasına, kan basıncının yükselmesini sağlarlar. Uzun süreli stresli durumlarında yeme alışkanlığı değişerek kilo artışı, yüksek tansiyon gibi kalıcı problemler ortaya çıkar. Ayrıca bütün bunlar kalp damarlarında akışkanlığın azalmasına, damarda ‘yangı’ dediğimiz tahribata yol açarak kalp krizi ve inme için zemin hazırlar.” açıklamalarında bulunuyor.