Halk arasında vergi affı olarak bilenen, bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun, Meclis Genel Kurulunda 7326 sayılı Kanun numarası ile kabul edildi. Önümüzdeki günlerde de Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girecek.

Kamuoyunda ağırlıklı olarak, borçların yeniden yapılandırılması ve matrah artırımı ile gündeme gelen yasa, aslında işletmeler için en az bir bu kadar daha önem taşıyan ve pek gündeme gelmeyen bir düzenleme daha içermekte.

Yeni düzenleme kısaca; işletmelerin aktifinde bulunan gayrimenkullerin ve taşınmazların değerlenmesinin yapılarak, işletmenin bilançosunun gerçeğe daha yakın değerlere ulaşmasını sağlamayı amaçlamakta.

Benzer bir düzenleme daha önce 2018 yılında 7144 sayılı kanun ile Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici 31. Madde ile getirilmişti. Ancak bu düzenlemenin sadece taşınmazlarla sınırlı olması ve vergi oranının %5 gibi yüksek bir oran olmasından dolayı pek rağbet görmemişti.

Mecliste kabul edilen yasa ile daha önce 2018 yılında sadece gayrimenkullere yönelik olarak uygulanmış bulunan maliyet bedelinin ve amortismanların yeniden değerleme işlemine tabi tutulmasına ilişkin düzenleme, bu defa gayrimenkuller yanında diğer amortismana tabi iktisadi kıymetlere de yaygınlaştırılmak ve hesaplanan değer artışı üzerinden 2018 yılında %5 olarak uygulanan verginin %2’ye indirilerek uygulanmasına imkân sağlamaktadır.

Düzenlemenin detaylarını aşağıda ki gibi özetleyebiliriz.

Yeniden Değerlemeden Kimler Yararlanabilir?

Kapsama giren mükellefler; tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan kollektif, adi komandit ve adi şirketler de dâhil olmak üzere ferdi işletme sahibi gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri yeniden değerleme hakkına sahip bulunmaktadırlar.

Dolayısıyla, serbest meslek kazanç defteri tutan serbest meslek erbabı mükellefler ve işletme hesabı (zirai işletme hesabı dâhil) esasına göre defter tutan mükellefler bu imkândan faydalanamayacaklardır.

Ayrıca; finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları, münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler ile Vergi Usul Kanununun 215 inci maddesi uyarınca kendilerine kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler bu uygulamadan yararlanamayacaktır.

Yeniden Değerlemenin Kapsamına Hangi Varlıklar Girmektedir?

2018 yılında 7144 sayılı Kanun’la yalnızca taşınmazlar için getirilen yeniden değerleme olanağı, bu kez taşınmazların yanı sıra tüm amortismana tabi iktisadi kıymetleri (ATİK) kapsamaktadır. Dolayısıyla, gerek taşınmazlar (arsa, arazi, bina, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli hak niteliğindeki üst hakları) gerek makine-teçhizat, taşıt, demirbaş, haklar, özel maliyetler gibi diğer duran varlıklar yeniden değerlemeye tabi tutulabilecektir.

Ancak, sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ve ATİK’ler ile değerlemeye konu taşınmazların ve ATİK’lerin alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki taşınmaz ve ATİK’leri, bu kapsamda yeniden değerlemeye tabi tutulamaz.

Yeniden Değerleme Hangi Değer Üzerinden Yapılacak?

Yeniden değerlemede, iktisadi kıymetin amortismanlar düştükten sonraki net defter değeri esas alınacaktır. Ancak, herhangi bir yılda amortisman ayrılmamış olsa da yeniden değerlemeye ilişkin hesaplamada amortismanların tam olarak ayrıldığı varsayılacaktır.

Uygulamadan yararlanma hakkına haiz mükellefler yeniden değerleme işlemini, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan taşınmazlar ile varsa bunlara ait amortismanlar esas alınmak suretiyle 31/12/2021 tarihine kadar yapabilecektir. Arsa ve araziler için amortisman ayırmak mümkün olmadığından bunların defter değerleri üzerinden hesaplama yapılacaktır.

Ayrıca, taşınmaz ya da ATİK’in maliyetine dahil olan unsurlar bulunuyorsa (faiz, kur farkı, değer artırıcı harcamalar gibi) bunların her birinin defter değerleri ve amortisman tutarları ayrı ayrı endekslenmelidir.

Yeniden Değerleme Yapmak Zorunlu mu?

Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için yeniden değerleme yapılması zorunlu olmayıp kapsama giren mükelleflerin tercihine bırakılmıştır. Dileyen mükellefler bilançolarında kayıtlı taşınmazları yeniden değerlemeye tabi tutmayarak mevcut durumlarını muhafaza edebilirler.

Yeniden Değerleme Oranı Nasıl Hesaplanacak?

• Enflasyon Düzeltmesine Tabi Tutulmuş Olanlar,

Enflasyon düzeltmesine tabi tutulan en son bilançoda yer alan taşınmazlar ve ATİK’ler ile bunların amortismanları için yeniden değerleme oranı; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya (Kanun Haziran/2021’de yürürlüğe girerse Mayıs /2021) ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, enflasyon düzeltmesine tabi tutulan bilançonun ait olduğu tarihi takip eden aya (Ocak/2005) ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunacaktır.

• Enflasyon Düzeltmesine Tabi Tutulmamış Olanlar,

Enflasyon düzeltmesi uygulaması dışında kalan taşınmazlar ve ATİK’ler ile bunların amortismanları için yeniden değerleme oranı; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya (Kanun Haziran/2021’de yürürlüğe girerse Mayıs/2021) ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, taşınmazın iktisap edildiği ayı izleyen aya ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunacaktır.

• Daha Önce Yeniden Değerlemeye (7144 sayılı Kanun) Tabi Tutulmuş Olanlar,

7144 sayılı Kanun kapsamında daha önce yeniden değerlemeye tabi tutulan taşınmazlar için (7144 sayılı Kanun’da ATİK’ler kapsamda olmadığı için bu hüküm yalnızca taşınmazlar için geçerlidir) yapılacak değerlemede ise, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin (Kanun Haziran/2021’de yürürlüğe girerse Mayıs/2021)Yİ-ÜFE değerinin, Mayıs/2018 ayına ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunan oran dikkate alınır.

Değer Artışının Vergilendirilmesi,

Yeniden değerleme neticesinde pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında hesaplanan vergi, yeniden değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar bir beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenir.

Bu fıkra kapsamında ödenen vergi; gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilmez, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Beyanın zamanında yapılmaması ya da tahakkuk eden verginin süresinde ödenmemesi halinde bu madde hükümlerinden faydalanılamaz.

Değer Artışı Sonucu Oluşan Fon,

Bu şekilde hesaplanarak bulunan değer artışının yeniden değerlemeye tabi tutulan taşınmazların her birine isabet eden tutarları, ayrıntılı olarak gösterilecek şekilde bilançonun pasifinde özel bir fon hesabına alınacaktır. Bu fon, taşınmaz ya da ATİK’in satılması durumunda kazancın tespitinde dikkate alınmayacak, satış tutarına eklenmeyecektir. Bu durumda fon hesabı kayıtlarda kalmaya devam edecektir.

Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur.

Dolayısıyla, bu fonun sermaye eklenmesi dışında bir imkân bulunmamakta olup ortaklara dağıtımı ya da başka bir hesaba nakledilmesi durumunda (ilgili yılda matrah oluşup oluşmadığına bakılmaksızın) çekiş işleminin yapıldığı yılda doğrudan doğruya vergilendirilecektir.

Yukarıda detaylarını anlatmaya çalıştığım yeniden değerleme;

İşletme bilançosunda yer alan duran varlıkların kısmen güncel değerlerine yaklaşmasıyla işletmenin mali durumunun daha gerçekçi hale gelmesi,

Endeksleme sonucu oluşan tutarlar için amortisman ayrılma imkanının olması,

Endekslenen iktisadi kıymetlerin satılması halinde maliyet bedellerinin değerleme sonrası rakamlar esas alınarak belirlenmesi,

Endeksleme sonucunda oluşan fonun sermayeye eklenebilmesi,

Endeksleme sonucu oluşan fonun (sermayeye eklense de ayrı bir hesapta izlense de) işletme özkaynağını güçlendirmesinden dolayı finansman gider kısıtlamasından kaynaklı KKEG tutarlarını azaltması,

İmkânı sağlayacaktır.

Af yasasının en önemli maddelerinden birisi olan yeniden değerlemeye ilişkin düzenleme, özellikle taşınmazların yanında ATİK’lerinde kapsama dahil edilmesi, vergi oranının düşürülmesi ve ödemeye taksit imkânı getirilmesi nedeniyle bir çok işletmenin bu imkândan faydalanmasını sağlayacaktır.

Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.