Kocalar, “Ülkemizin kanayan bir yarası olan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda artık bilimsel ve iyileştirici çalışmalar ivedilikle yapılmalı ve gerekli yasal düzenlemeler ve denetimler gerçekleştirilmelidir. Mevzuat önceliği insan olan bir yapıya kavuşturmalıdır” dedi. Bir taraftan Covit 19 pandemisi ve pandeminin zor çalışma koşulları ile karşı karşıya kalan, bir taraftan ekonomik kriz ve ekonomik sıkıntılar içeririnde yaşamlarını idame ettirmeye çalışan işçi ve emekçilerin iş kazalarında can verdiğini belirten Kocalar, “İş kazaları, ölüm ve yaralanmalar gün geçmiyor ki duymayalım.İnsan yaşamı bu kadar ucuz olmamalı. Bakın, 2016 yılında çatı tamiri için çatıya çıkan işçi panellerinin kırılması sonucu yere düştü ve yaşamını yitirdi.2017 yılında bir işçi pres makinesinde sıkışarak yaşamını yitirdi. 2018 de bir fabrikada siloya düşen işçi boğularak, üzerine vinç kancası düşen işçi hayatını kaybetti. 2019 yılında ise bir işçi karışım makinası içinde bıçakların arasında kalarak yaşamını yitirdi. Cami inşaatında çöken iskelenin altında kalan bir mühendis hayatını kaybetti. Gaziantep’te forklift çarpması nedeni ile bir işçi hayatını kaybetti” dedi. ÖLÜMLER SÜRÜYORKocalar “2020 yılında havalandırma kanalı tamiri yapan bir işçi çatıdan düşerek hayatını kaybetti. 2021 yılında ise çalıştığı iş yerinde kafasına demir parçası düştükten sonra ağır yaralanan işçi, kaldırıldığı özel hastanede 3 ay sonra hayatını kaybetti. Duvarın altında kalan inşaat işçisi hayatını kaybetti Ve son olarak da (25 Kasım 2021) Gaziantep’in İslahiye ilçesinde inşaat vinci kazası nedeni ile bir işçi hayatını kaybetti.” Diye konuştu. ARTARACAK DEVAM EDİYOR“Ne yazık ki iş kazaları ülkemizde olduğu gibi kentimizde de artarak devam etmektedir” diyen Kocalar, “6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunun kabul edildiği 2012 yılından bu yana iş cinayetleri sayısı, iş cinayetleri sıklık hızı ve ağırlık oranı her yıl daha da artmaktadır. İş kazaları, meslek hastalıkları “kader” değildir. İş kazalarını, meslek hastalıklarını “işin doğal bir sonucu “ olarak görülmesi, yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarmaktadır. Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmak her çalışanın hakkıdır. Her şeyden önce insan yaşamı gelmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması öncelikle devletin ve işverenin görevidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasalaştırılması, yaşanan sorunların en temel kaynaklarındandır. İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri, bir kamu hizmeti olarak ele alınmalıdır. İşverenlerin önlem alma yükümlülüğü ve devletin denetim görevini gözetmeden, sorumluluğun iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve çalışanlarda olduğu anlayışı, iş cinayetlerine davetiye çıkarmaktadır.” Şeklinde konuştu. HALİL ŞARKLI