1992 yılında polislik mesleğine başladıktan sonra hayatını uyuşturucuyla mücadeleye adayan ve bu kapsamda kitaplar yazarak konferanslar veren İsa Altun, Konya’da Selçuk Üniversitesi (SÜ) öğrencilerine uyuşturucunun zararlarını anlattı.

SÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde Duman Avcıları Topluluğu’nun düzenlediği etkinliğe SÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Musa Özcan, Duman Avcıları Topluluğu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Birol Özkalp, Yeşilay Derneği Konya Şube Başkanı Ali Sabri Pişkin, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansın açılışında konuşan Yeşilay Derneği Konya Şube Başkanı Ali Sabri Pişkin, Türkiye’nin zararlı alışkanlıklar yönünden çok kritik bir yolda olduğunu ifade etti. Pişkin, “Gençlik hızla bir uçuruma doğru ilerlemektedir. Bu yürüyüşün önünü mutlaka engellememiz lazım. Bu engelleme muhakkak suretle el birliğiyle olacaktır. Ne sivil toplum örgütlerinin ne okulun ne de devletin tek başına yapacağı bir iş değildir” dedi.

SÜ Rektör Yardımcısı Musa Özcan da, “Bağımlılıkta öncelikli olarak tütün ve tütün ürünlerinden sigara başta gelmektedir. Alkol ve alkollü içkilerden bira başta gelmektedir. Çünkü bunlara ulaşımın oldukça kolay olması, kişilerin birbirine ikramında fazla bir ekonomik kaybın söz konusu olmayacağından dolayı paylaşımın en fazla açık olan ürünlerdir. Ama bir sonraki aşamalarda ileriki zamanlarda getirecek olduğu zararlar daha da fazladır. Bir kereden ne olur, bir kereden çok şey olur. Bu çok güzel bir cümle. O nedenle bu sözün arkasına mutlaka ve mutlaka sığınmamız gerekiyor ki onun gölgesinde sürekli durmak bizi bu kötü alışkanlıklardan eminim ki kurtaracaktır” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen polis memuru İsa Altun, öğrencilere uyuşturucu bağımlılığı hakkında bilgiler verdi. 10 yıl önce bağımlılık yapıcı maddelerin bu kadar yaygın olmadığına dikkat çeken Altun, “Ama Konya için bir müjde vereyim, Konya’da Emniyet Genel Müdürlüğü Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (TÜBİM) yayınladığı raporlarda çok büyük boyutlarda tehlike verici bir durum yoktur. Gaziantep’te görev yaparken sokak satıcılarından birini takip ediyorduk. Satıcıyı gözaltına almak için evine operasyon yaptık. Evde yaptığımız aramada tam 105 iç çamaşırı ele geçirmiştik. İnsanlar bu zalim adama uyuşturucu için iç çamaşırlarını bile vermişler” şeklinde konuştu.

“POLİS TEDBİRLERİYLE UYUŞTURUCU BİTMEZ”

Altun, “Esrar ottur, günahı yoktur diyen topluma bilinçaltına mesaj vermek isteyen bazı çevreler var. Esrarın günahı vardır. Esrar uzun vadede kullananlarda tükürük bezini kurutmaktadır. Bir esrarkeşi tanımak istiyorsanız tükürmesini isteyin, tüküremez. Geçtiğimiz günlerde yine bir yazar Hollanda örneğinin Türkiye’ye uyarlanması yönünde bir fikir beyan etmiş. Hollanda örneği nedir? Hollanda, Danimarka ve Belçika’da belli bir gram ücretsiz veriliyormuş, poliste buna göz yumuyormuş. Uyuşturucu o kadar kanıksandı ki bu ülkede artık ölümleri bile haber konusu olmuyor. Türkiye şu anda çok yalancı bir gündemle işgal edilmektedir. Uyuşturucu ve uyarıcı maddeler hiçbir zaman gazetelerde, medyada işlenmiyor. Ancak ünlüler kullandıklarında gözaltına alındıkları zaman haber oluyor. İnanın burada bahsettiğimden daha fazla mağdur var. Uyuşturucu mağduru insanlar bilhassa büyük şehirlerde çok fazla. Türkiye sadece Anadolu’dan ibaret değil. İstanbul’da milyonlarca nüfus var. İstanbul’da nereye bakarsanız gençler bu bağımlılığın pençesinde. Hiçbir zaman gözümüzü ve kulağımızı kumun içine batırmayalım. Biz narkotikte uyuşturucuyu ele geçirmek için girmediğimiz kılık kalmadı. Her şekle girdik. Simit sattık, dilenci olduk, çöp toplayıcısı olduk sırf bu maddeleri ele geçirebilmek için. Ama polisiye tedbirlerle uyuşturucunun önüne geçilemez. Polisiye tedbirlerle uyuşturucu bitmez. Herkesin bu konuda yapacağı bir iş var” ifadelerini kullandı.