Pazartesi'nin gelişi perşembe'den belliydi. Garibim Hatay uzatmada yediği talihsiz golle kupa dışı kalırken, aslında o dakikaya kadar olan görüntü Gaziantepspor için gerçekten SOS veriyordu. Ama o görüntü derinliğine düşünemeyenler için hiçbir şey ifade etmiyordu.

Pazartesi Sivas karşısında Gaziantepsporlu futbolcuların ne kadar aciz durumda kaldığını üzülerek izledim. Maç sonrası aslında futbolcuların sahanın ortasında kalarak taraftarlara alkışla karşılık vermesinin Türkçesi şöyleydi: "Ey taraftar kardeşim. Biz para alamıyoruz. Bizim huzurumuz yok. Biz Gaziantepspor'u çok seviyoruz. Ama burada çok mutsuzus. O kadar kötü durumdayız ki, psikolojimiz allak bullak. Moralimiz sıfır. Ne olur bizi anlayın"

Evet... Bu görüntü şu andaki Gaziantepspor'un gerçek görüntüsüydü. Bu futbolculara asla kızmıyorum... Onlara asla yüklenmeyeceğim... Hatta ne kadar kızsam dahi, Bülent Uygun'a bile öfkelenmiyorum.. Hatta ve hatta, şu anda Gaziantepspor'un başındaki Kızıl kardeşlere de kızmıyorum... Benim öfkem Gaziantep'in sahibiyim diye ortalıkta gezenlere... Benim kızgınlığım, bu şehrin en üst düzeyde yöneticisi olanlara... Benim öfkem bu günleri göremeyen ama kendisini defalarca uyaran insanlara karşı tavır koyan Büyükşehir Belediye Başkanı'na... Benim sitemim Gaziantepspor'un bu durumlara gelmesinde çok büyük rol oynayan Ak Parti İl Başkanı Ahmet Uzer'e...

Fazla detaya girmek istemiyorum.. Bu takım sahaya çıkarken Gaziantepimizin adıyla çıkıyorsa, bu şehiri yönetenler şapkasını önüne alıp ciddi şekilde düşünecek...

Başka da birşey söylemek istemiyorum...